Atarita ekibi olarak, geçtiğimiz günlerde düzenlenen ve üç gün boyunca devam eden Gaming İstanbul’daydık. Bu etkinliğin bizler için en verimli noktasının aylardır severek takip ettiğimiz onlarca yerli bağımsız oyunu birebir deneyimleme şansı bulmak olduğunu söyleyebilirim. Anomaly Agent da bunlardan bir tanesiydi ve bizler için büyük bir sürpriz oldu. O hâlde lafı daha fazla uzatmadan ön incelememize başlayalım.
Anomaly Agent için beklentim hâli hazırda fazlasıyla yüksekti çünkü arkasındaki ekibi uzun zamandır severek takip ediyor, ortaya çıkaracakları işin kalitesini tahmin edebiliyordum.
Türk oyun sektörünün sevilen isimlerinden olan Enis Kirazoğlu, yeni oyun stüdyosu Phew Phew Games’i ve stüdyonun ilk oyunu Anomaly Agent’ı duyurduğunda büyük ses getirmişti. Kısa sürede yüz binlerce istek listesine ulaşan oyunu, ben de dahil olmak üzere çok büyük bir oyuncu kitlesi merakla bekliyordu. Neyse ki Gaming İstanbul ile birlikte GameDev standında bu merakımı giderebildim ve tahmin ettiğim gibi şahane bir iş, soluksuz ilerleyecek bir macera ile karşılaştım. Tabii bu bir ön inceleme olacak çünkü GİST’te oyunun sadece 30 ila 40 dakikalık bir oynanış süresi sunan demo sürümü bulunuyordu. Gene de bu demo sürümünün aklımdaki soruların çok büyük bir kısmını cevapladığını ve oyunun potansiyelini oldukça iyi bir şekilde yansıttığını söyleyebilirim. Buradan da GameDev standında bana üç gün boyunca tahammül eden sevgili dostlarım Kerem, Eran ve tüm ekibe selamlarımı iletmek istiyorum.
Anomaly Agent, videolarını izlediğim kadarıyla akıcı bir oyun olarak gözüküyor olsa da animasyonların getirdiği hafif bir ağırlığın olduğunu hissettiriyor ve oynanış tarafında nasıl bir duygu uyandıracağına dair merakımı cezbediyordu. Çünkü genel yapısı itibarıyla akıcı bir oynanışa sahip olduğu çok net bir biçimde gösteriliyordu. Animasyonlar aracılığıyla kurulan denge fazlasıyla tatmin edici görünüyor, bir an önce denemek istiyordum. Oyunun yaklaşık 40 dakikalık demo sürümünü deneyimlerken en çok beğendiğim nokta da bu oldu. Oynanış tarafındaki akıcılık ve düşmanlarla girdiğimiz dövüş sekansları sizlere gerçekten o anki atmosferi ve dövüş anını en iyi şekilde hissettirmeyi başarıyor, oyuna büyük tat katıyor. Üstelik yaklaşık 40 dakikalık bu demoda dahi oyuncuyu bir an bile boş bırakmıyor ve çeşitlilik bakımından zenginliğini her an gösteriyor.
Anomaly Agent, kesinlikle herkesin deneyimleyerek karar vermesi gereken bir yapıda. Siberpunk temadaki bir evrende geçen bu hikâyede, bir ajanı canlandırıyoruz. Kurulan düzen, atmosfer ve müziklerin oyuncuya sunduğu tempo gerçekten hareketli diyebileceğimiz düzeyde. Hatta öyle ki oyunu denediğim esnada kulaklığı takıp, yaklaşık 40 dakika boyunca Dünya’dan uzaklaştım ve kendimi pür dikkat bir şekilde odaklanarak oyunu oynarken – tabii arada sırıtarak çünkü mükemmel espriler var – buldum. Yani demoda deneyimlediğim kadarıyla oyunun sürükleyiciliği epey yüksekti diyebilirim. Ajan teması, oluşturulan kendisine özgü atmosferi, şahane sanat stili ve birbirinden güzel müzikleriyle birlikte gerçekten çok eğlenceli bir hâl almış. Az önce bahsettiğim espriler kısmını da geçmemek lazım çünkü bizlere gerçekten keyifli anlar sunabilecek bir oyunun yolda olduğu epey belli.
En çok beğendiğim nokta oyunun oynanış tarafı oldu ki hâliyle ana odağı da o zaten. Düşmanları pataklamak; ilerledikçe farklı hareketler, kombolar ve bitiriş animasyonları ile karşılaşmak, zaman zaman da karşınızdaki düşmana göre hareketlerinizi ayarlamak gerçekten keyifli bir nokta olmuş. Üstelik pataklama kısmı da fazlasıyla tatmin edici. Benim en çok dikkatimi çeken nokta ise rogue-like veya metroidvania türünde olmayan, şöyle kısa ama keyifli bir deneyim vadeden bağımsız yapımlara olan duyduğum hasreti görmek oldu. Anomaly Agent, beni fazlasıyla tatmin etti ve tam sürüme dair beklentilerimi artırdı. Özellikle demoya dahil edilen ”boss” dövüşü sekansları da oldukça keyifli ve sürükleyici anlar sunuyordu.
Tabii oyunun tam sürümü için merak ettiğim bazı detaylar da yok değil.
Anomaly Agent’ı oynamaya başlar başlamaz merak ettiğim en büyük nokta, oyunun Steam Deck desteği olup olmayacağı oldu. Kendimden örnek verecek olursam, Anomaly Agent gibi bağımsız yapımları en verimli olarak Steam Deck gibi el konsolları ile deneyimleyebilen bir oyuncuyum. Bu tarz oyunları sakin kafa ile, rahat rahat oturarak/uzanarak oynamak beni bir oyuncu olarak fazlasıyla rahatlatıyor. Anomaly Agent, kesinlikle bir el konsolu ile deneyimlemek ve bitirmek istediğim bir oyun oldu. Gerçi oyunu fazla sevdiğim için herhangi bir platformdan seve seve bitirebilirim tabii ama gene de merak işte.
Aklımdaki bir diğer soru işaretiyse oyunun oynanış süresi oldu. Çünkü oyun, 40 dakikalık demo sırasında bana çok fazla çeşitlilik sundu. Neredeyse beş dakikada bir farklı bir özellik tanıtılıyor, özellikle de oynanış tarafı gelişerek kendisini her seferinde daha iyi bir hâle getiriyordu. Bence oyunun en etkileyici yanı da buydu fakat bunu uzun bir süreye yaydığımızda ortaya nasıl bir çeşitlilik çıkacağını oldukça merak ettim. Oynanış tarafında oyuncuyu şaşırtacağı elementlerin büyük bir kısmını en başlarda mı değerlendirecek yoksa oyunun beş saat sürdüğü bir senaryoda sürekli olarak şaşırtmaya devam edecek mi? Galiba cevabı zaman gösterecek.
Son sözler
Bu bir ön inceleme olduğu için herhangi bir puanlama vesaire yapmayacağım fakat ben GİST sırasında deneyimlediğim bu oyunu fazlasıyla beğendiğimden ve çıktığında severek oynayacağımdan fazlasıyla eminim. Phew Phew Games ekibi, ilk oyunları ile gerçekten şahane bir iş çıkarmış. Şimdiden radara almakta fayda var.