Assassin’s Creed Shadows İnceleme

Atarita'da reklam ve sponsorlu içerikler açıkça belirtilmiştir. Bunun dışındaki hiçbir içerik ticari bir ortaklık sonucunda hazırlanmamıştır. Bkz: Editöryal Standartlar

Paylaş

Assassin’s Creed Shadows’un PC inceleme kopyası, Ubisoft tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.

Ubisoft’un 2023’te piyasaya sürdüğü ara oyunu Mirage’ı saymazsak bir süredir sessizce bekleyen serisi nihayet geri döndü. Çıkış öncesi internetin altını üstüne getiren sayısız tartışma, hız treni gibi bir yukarı bir aşağı devam eden çalkantılı süreç ve nihayet tatlı sert bir son… Belki de değil. Assassin’s Creed Shadows incelemesine hoş geldiniz. Oyunu 50 saat kadar oynadım ve bana nasıl bir deneyim sunduğunu, neler beklemeniz gerektiğini ve karşılaşacağınız yenilikleri sizlerle paylaşıyorum.

Assassin’s Creed Shadows “Düşündüğümüzden daha fazlası olabilir!” demiştim, haklıymışım

Oyunun duyurusundan kısa süre sonra yayınlanan bilgiler ve gösterilen görüntüleri izledikten sonra, ne beklememiz gerektiğine dair bir makale yazmıştım. Burada belki de kendimden biraz fazla emin olarak “Düşündüğünüzden daha fazlası olabilir!” demiştim. Bu Assassin’s Creed serisinden yana düşen beklentilerin bir sonucu ve gördüklerimin bende yarattığı etkiyle kullanılmış bir ifadeydi. Nihayet ilk kez oynamaya başladıktan sonra kendime hak verdim ve rahatlıkla söyleyebilirim ki Assassin’s Creed Shadows, beklediğinizden biraz daha fazlasına sahip. Bazı cesur değişiklikler, irili ufaklı yenilikler ve bildiğimiz şeylerden oluşan lezzetli bir çorba olduğunu söyleyebilirim.

Assassin's Creed Shadows incelemesi.
Assassin’s Creed Shadows incelemesi.

Animus anlatısı artık deneyimin bir parçası

Assassin’s Creed Valhalla’da karakterlerimizin Animus’a girerek Vikingler dönemine gittiğini ve burada Eivor’un geçmişteki maceralarına dahil olduğunu hatırlıyorsunuzdur. Daha önceki Assassin’s Creed oyunlarında anlatının bir parçası olan ve sinematik olarak da sunulan sanal gerçeklik makinesi Animus, artık oyun deneyiminin doğrudan bir parçası haline gelmiş. Bu ne demek diye soracak olursanız, oyunu açar açmaz artık Animus’a giriyorsunuz. Yani ana menümüz, bu sanal gerçekliğin kendisi haline gelmiş durumda. Artık oyunu açar açmaz “Animus Hub” açılıyor.

Animus Hub içerisinden direkt diğer Assassin’s Creed oyunlarına girebiliyorsunuz. Yani temel mantık olarak Activision’un Call of Duty için yaptığı sisteme benzetebilirsiniz. Animus Hub’ın içerisinde ise dolaşabileceğiniz dört farklı bölüm bulunuyor. Memories bölümünde bir zaman çizelgesi üzerinde diğer yakın tarihli Assassin’s Creed oyunlarını görebiliyor ve bilgisayarınızda yüklüyse bunları doğrudan buradan çalıştırabiliyorsunuz. Projects bölümünde ise düzenli olarak yayınlanan görevleri takip edip oyun içinde tamamlayarak bir sonraki bölümde kullanabileceğiniz sanal varlıkları elde edebiliyorsunuz. Bunlar “Keys” olarak geçiyor ve oyunun açık dünyasında da denk gelip toplayabiliyorsunuz. Elinizdeki sanal varlıkları ise Exchange bölümünde oyun içi kozmetiklere ve premium ödüllere dönüştürebiliyorsunuz. Son olarak ise Vault’ta topladığınız tüm veri dosyaları, videolar ve seriye dair bilgiler depolanıyor.

Assassin's Creed Shadows İnceleme
Hikâye ilerleyişinize göre bu bölüm değişiyor. Ben ekran görüntüsünü aldığımda Yasuke’nin hikâyesine henüz girmemiştim. Daha sonra her ikisi de görünmeye başlıyor.

Açıkçası Assassin’s Creed serisi için böyle bir girişime geç bile kalınmıştı. Ancak burada hoşuma gitmeyen durum, Animus’un doğrudan anlatıdan kaldırılması oldu. Yani artık neden bir samuray veya şinobi olarak oynadığımızı bize kapsamlıca anlatan kısımlar mevcut değil. Yine de oyunun başında ve bazı noktalarında “The Guide” isminde gizemli bir karakter Animus’tan bağlanarak bazı gizemli açıklamalar yapıp kayboluyor. Ancak bu anlatının yok olup gitmesinin büyük bir hayranı olduğumu söyleyemem. Zira Assassin’s Creed serisi, oyun içi hikâyelerinden ziyade seriye tepeden bakan bu Animus anlatısı ile bambaşka bir tat veriyordu.

Hikâye ve motivasyon iyi olsa da diyaloglardaki vasatlık itici gücü bitiriyor

Assassin’s Creed Shadows’un hikâyesi başta karmakarışık bir şekilde önümüze sunuluyor. Naoe’nin hikâyesiyle başlayan oyun, iki karakterin yolları kesişene kadar bu şekilde devam ediyor. Klişe diyaloglar eşliğinde şekillenen ve intikam duygusuyla motive etmeye çalışan hikâye, başta bu diyalogların vasatlığından kötü etkileniyor. Ne karakter ile ne de yaşananlar ile bir bağ kuramadım. Bu yüzden sadece sürece güvenip devam etme güdüsüyle hareket ettim. Nitekim güvenimin boşa çıktığı noktalar olsa da 15. saatten sonra artık ekrandaki ara sahneleri anlayarak, yorumlayarak ve duygulara kapılarak izlemeye başlayabildim. Ancak bu noktaya kadar ara sahneleri ve diyalogları geçerek oynasaydım bile, herhalde çok büyük bir kaybım olmazdı.

Nihayet iki karakterimizin anlatıda birleştiği noktaya ulaştığımızda ve hikâye açılıp saçılmaya başladığında, gerçekten ikisiyle de bağ kurabildiğimi hissettim. Zaten daha sonra her ikisinin de geçmişine doğru ilerlediğimiz sekanslar bolca karşıma çıktı ve artık elimdeki iki karakterin de arka planlarını biliyor, ne hissettiklerini anlıyor ve görevleri hangisiyle yapacağıma ona göre karar verebiliyordum. Aslında bu diyaloglardaki ve genel metindeki zayıflığın sebebinin de bu olduğunu düşünüyorum. Zira oyunda bir hikâye yok, aslında iki tane var. Farklı karakterlerin göreceği diyalogların yazımı ve iş yükünün iki katına artması kaliteye yansımış.

İçinde çok güzel hikâyeler ve karakteristik özellikler taşısa da Shadows, zayıf diyalogların kurbanı olmuş.
İçinde çok güzel hikâyeler ve karakteristik özellikler taşısa da Shadows, zayıf diyalogların kurbanı olmuş.

Oyunu başlarda Japonca seslendirme ile oynamayı denedim, ancak bir süre sonra kendimi yalnızca altyazı okurken buldum. Tabii İngilizce seslendirmeye geçip oradaki seslendirme kalitesini gördüğüm anda doğrudan Japonca’ya geri döndüm. Eğer bu inceleme yayımlandığında oyunu çoktan satın aldıysanız, size Japonca seslendirme ile oynamanızı önerebilirim. Zaten yeni oyuna başlarken oraya bırakılan bir “sürükleyici mod” oyunun seslendirmesini Japonca diline kilitleyip devam etmek isteyip istemediğinizi soruyor. Bunu seçerseniz İngilizceye geri dönemiyorsunuz fakat dönmenize de sanırım çok gerek yok. Tabii, oyunda Türkçe altyazı olsaydı Japonca seslendirme ile dahi hikâyeyi takip etmesi çok daha kolay ve keyifli olurdu, bunu da not düşmem gerekiyor.

Özetle oyunun anlatısı bazı bölümlerde çok hoşuma giderken, bazılarında ise fazlasıyla zayıf kaldığını hissettim. Diyalog kalitesi ve sinematik ara sahneler arasındaki kalite farkı çok fazla. Bunun da iki karakterden kaynaklandığını düşünüyorum. Yine de oyunun genel hikâye ve anlatısından yana tamamen olumsuz değilim, eğer daha önceki aksiyon RYO Assassin’s Creed oyunlarının anlatısından memnun ayrıldıysanız, bunu da sevebileceğinizi düşünüyorum.

Çok uçta olan ve ortak noktaları neredeyse olmayan iki karakterle oynamayı sevdim

Assassin’s Creed Shadows, Naoe ve Yasuke adında iki karaktere ev sahipliği yapıyor. Ubisoft’un tanıtımlar sırasında da açıkladığı gibi bu iki karakterden dilerseniz birini alıp, neredeyse tüm oyunu onunla oynayabiliyorsunuz. Ben oyun süremin %35’lik kısmını Yasuke, %65’lik kısmını ise Naoe ile oynadım. Başlangıç bölümlerinde yarı yarıya giden bu oran, Naoe’nin becerileri açıldıkça istediğim yöne kaymama izin verdi. Özellikle oyunda değiştirmeme izin verilen ayarlarla, gerçekten olmasını istediğim Assassin’s Creed oyununu oynayabildim.

Assassin's Shadows karakterleri
Assassin’s Shadows karakterleri: Naoe ve Yasuke

Naoe: Müthiş bir suikastçı ve ölümcül bir şinobi

Naoe bugüne kadar görüp görebileceğiniz en hızlı, çevik ve ölümcül suikastçı. Sadece hızı değil, Shadows ile gelen yeni mekanikleriyle de gerçekten kendi içinde birçok oyun tarzının kapılarını aralıyor. Salınma kancası ve yerde sürünme mekanikleri videolarda gördüğünüzde iştahınızı kabarttıysa, oyunda da sizi zevkten dört köşe edecektir. Çünkü beni etti, Naoe ile oynadığım her dakikadan müthiş keyif aldım. Tabii ki bundan önce nasıl oynadığımı da anlatmam gerekiyor.

Assassin’s Creed Shadows’un zorluk ayarlarında, tüm suikastlerin garanti şekilde gerçekleşmesini sağlayan bir ayar var. Ben ilk 10 saat kadar bu ayarı kapalı tutsam da daha sonra “usta bir suikastçı ve şinobi olarak” tüm harika planlarıma rağmen düşmanları tek seferde indirememek çok canımı sıktı. Geleneksel Assassin’s Creed dokusunu yakalamak için bu ayarı açtım. Bu sayede kimseciklere görünmeden sinsi planlarımı uygulayarak düşmanları indirip, sessiz sedasız kedi gibi oradan uzaklaşabildim. Bu küçük ayar, oyun zevkimi ikiye, hatta üçe katladı. Kesinlikle burada bir amme hizmeti yapıldığını hissettim. Oyun boyunca da böyle oynadım.

Tabii ki böyle oynamanın da bazı dezavantajları var. Çünkü oyunda yer alan seviye sistemi benden aslında biraz zorlanmamı, seviyemi yükseltmemi ve suikastleri öyle denememi istiyordu. Bu adımları atlayınca artık görev bölgesindeki düşmanlar benim için çok daha tehlikeli bir hal almaya başladı ve yakalanmak bir seçenek olmaktan çıktı. Çünkü yakalanırsam gelecek rastgele bir ok veya kılıç darbesiyle hikâye sona eriyordu. Yani oyunu kolay modda oynadığımı söylenemez. Sadece zorluğun yerini değiştirdim ve yapmak istediğim şeye hizmet eder hale getirdim. Bu da şu küçücük ayarın dahi ne kadar büyük değişiklikler yaratabileceğini gösteriyor. Gerçekten bayıldım. Ayrıca, bu sefer yapay zekaları ve tepkilerini de beğendim.

Naoe.
Görselin solunda kaligrafi şeklinde “Naoe” yazıyor. Assassin’s Creed Shadows’un fotoğraf modu kullanılarak kaydedildi.

Naoe ile kullanabileceğiniz tırmanma kancası oyunu gerçekten büyük ölçüde değiştiriyor. Dikey eksende çok daha hızlı ve yeni yerlerden seyahat etmeye olanak sağlıyor ve bu durum bölüm tasarımlarında da cömertçe kullanılmış. Artık kale surlarına tırmanırken direkt kanca atarak yükselebiliyor, bir yerlerden salınarak karşı tarafa geçebiliyoruz. Salınma işi aslında Assassin’s Creed Mirage‘da da çok hoşuma gitmişti ama orada dikey çubuklara tutunarak salınmamız sağlanıyordu. Onların da yerleri sabitti ve kullanım yönleri belliydi. Tırmanma kancası ise bu konuda özgürlüğü artırıyor ve görev alanlarına yaklaşırken, bölgeyi incelerken verebileceğimiz kararların sayısını artırıyor. Kesinlikle oyun değiştiren bir unsur olmuş.

Bununla birlikte hem Naoe, hem de Yasuke ile kullanabildiğimiz yerde sürünme mekaniği de çok iyi olmuş. Oyunun dinamik mevsim sistemine güzel yedirilen bu mekanik yine bölüm tasarımlarında da kendisine özgü bir yer buluyor. Kulübelere girerken veya görev alanında gizlice ilerlerken sürünerek geçebileceğimiz alanlar özenle tasarlanmış. Zaten Ubisoft’un 20 yıllık Assassin’s Creed bilgi birikiminden, parkurlar ve bölüm tasarımlarından yana daha azını da beklemiyordum.

Yasuke: Yolda görenlerin önce çığlık atıp, sonra önünde eğildiği samuray

Yasuke oyunu kılıçların çınladığı bir aksiyon RYO olarak oynamak isteyenler için ideal bir karakter olmuş. Naoe gibi çevik değil; aksine hantal ve ağır. Parkur yapması eziyetli fakat bir noktaya kadar Yasuke de bazı duvarlara tırmanabiliyor. Yine de onu gizlilik odaklı oynamamız için eklemedikleri aşikar. Çünkü bu iri yapılı samurayımız, ahşap kale kapılarını omzuyla kırarak görev alanına dalıp içerideki herkesi kılıçtan geçirmek üzere tasarlanmış. Tam bir güç fantezisi ve seviye sistemine ayak uydurduğunuz bölümlerde aslında “kolay mod” işlevi bile görüyor. Ayrıca yakın dövüşleri son derece keyifli ve silah çeşitliliğiyle kendi hızınızda savaşmanız konusunda da özgürlük tanıyor.

Yasuke.
Yasuke, gerçek ismi ise Diogo.

Çıkış öncesi kaotik tartışmalardan uzak durarak -ki size de uzak durmanızı tavsiye ediyorum- Yasuke’nin arka planının biraz aceleye getirildiğini söyleyebilirim. Yani tıpkı Basim’in Mirage’da bir ara sahne ile hırsızdan suikastçıya dönüşmesi gibi, Yasuke de hızlıca samuray oluveriyor. Tabii ki bu sefer Basim’de olduğu kadar aceleye gelmemiş olsa da bağlamsal olarak Oda Nobunaga’nın güvenini bu kadar hızlı kazanmasının arkasındaki sebebi anlamakta zorlandım. Japon tarihi ile ilgili bilgim sınırlı olduğundan, buraya Nobunaga’ya biçilen karakteristik özelliklerin ve yeniliğe bu kadar açık olmasının doğrudan tarihle bir ilgisi olup olmadığını bilmediğimi de not düşmeliyim. Yine de Yasuke’nin misyonerlerin yanında seyahat eden bir köleden kısa sürede samuraya dönüşmesi ve bu sırada yaşadığı durumlar beni pek tatmin etmedi.

Ancak burada bolca aksiyonu yüksek, oyuncuyu gaza getirecek ara sahne ve oynanış sekanslarının olduğunu da belirteyim. Aceleye gelmiş olsa dahi anlatının bu bölümündeki duygu yoğunluğunu beğendim.

Yasuke ile oynarken hem hak verdiğim hem de gülmekten kendimi alamadığım şey ise etraftaki karakterlerin tepkileri oldu. Şehirlerde dolaşırken sizi görenler önce korkuyla iç çekip, daha sonra samuray olduğunuz için karşınızda eğiliyorlar. Bu oyun boyunca değişmiyor ve güldürme becerisini de pek kaybetmiyor. Birileri her dehşete kapıldığında ben de gülmeye başladım. Yasuke ile Naoe kadar uzun süre oynamadığım için bu durum pek uzun sürmedi fakat açık dünyadaki karakterlerin onun farklılığına tepki vermesi fikrini beğendim. Sonuçta halkın %95’inden daha uzun, daha yapılı ve siyah bir adamın samuray zırhıyla gezmesi, empati kurup o dönemde yaşayan bir Japon olduğumu düşünseydim ilk görüşte benim için de dehşet verici olurdu.

Tabii yüksek kademedeki karakteler arasında namımız daha hızlı yayıldığından, tanıştığımız karakterlerin birçoğu bizim “Nobunaga’nın devi” olduğumuzu biliyor. Naoe ile hikâye görevlerinde ilerlerken daha anonim bir karakter haline geliyoruz.

Birçok görevin sonunda açık dünyaya hangi karakter ile devam etmek istediğimiz soruluyor.
Birçok görevin sonunda açık dünyaya hangi karakter ile devam etmek istediğimiz soruluyor.

Her iki karakterden de bahsettiğime göre karakterler arasındaki geçişin oyuna nasıl yedirildiğini anlatarak bu bölümü sonlandırayım. Oyunun büyük kısmını seçtiğiniz bir karakter ile oynayabiliyorsunuz. Yalnızca belli görevleri (karakterlerin arka planlarıyla ilgili görevleri) yaparken o karakter olarak oynamanız gerekiyor. Bunun dışında da ana görevler içerisinde her iki karakteri de oynamanız gereken bölümler yer alıyor ve burada diğer karaktere geçerek kısa süreliğine de olsa onunla oynamak durumunda kalıyorsunuz. Kısa oynanış sekansları dışında hiçbir karakter bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmıyor. Her ikisinin de oyun tarzları birbirinden çok farklı olduğundan, oyun boyunca birine sadık kalabilme seçeneğini sevdiğimi söylemeliyim. Aynı zamanda her ikisi de yaptığı şeyleri iyi yapabilen ve oynaması oldukça keyifli karakterler.

Buradaki tek şikâyetim ise iki ana karakterin aynı anda ekranda göründüğü ara sahnelerin garipliği. Öyle ki uzun -gerçekten uzun- yol tepip bir göreve gittiğimizde, ara sahne başlar başlamaz kıyıdan diğer karakterin kadraja girmesine bağlamsal bir zemin hazırlanmıyor. Hiçbir yerden gelen karakter, sinematiğin sonunda da hiçbir yere gidiyor. Çoğu zaman “Nereden geldin, nereye gittin be Yasuke!” diye şaşkınlığa karışık huzursuz oldum. Sanırım çift karakterin oyuna yedirildiği kısımlar arasından şikâyetçi olabileceğim tek bölüm buydu. Beni rahatsız etti.

Açık dünyası gerçekten büyük ve yapılabilecek birçok farklı aktivite bulunuyor

Assassin’s Creed Shadows’un açık dünyası gerçekten büyük. Odyssey’in arkasındaki ekibin liderliğini üstlendiği oyunda sizi kocaman bir haritaya fırlatıyorlar ve tabii ki aksiyon RYO elementleri olduğundan oyunun başlarında -en azından Yasuke ile- tüm haritayı gönlünüzce gezemiyorsunuz. Naoe ile gizlice takılmak mümkün ancak yakalanmanın cezası, incelemenin başında da anlattığım gibi son derece büyük. Seviye sistemi burada görünmez bir duvar gibi bazı bölgelerden yana gözümü korkuttu.

Casuslarla hedefleri bulmak daha kolay fakat keşfetmesi daha keyifli

Açık dünyada yeni “keşif sistemi” ile yapılabilecek birçok farklı aktivite bulunuyor. Ancak her şeyden önce, harita arayüzünde kullanabildiğiniz casuslardan da bahsetmeliyim. Açık dünyada -Valhalla’da olduğu gibi- rastgele karşılaşmalarda zor bir durumdan kurtardığınız insanları dilerseniz casus olarak atayabiliyor, dilerseniz de size açık dünyada bir nokta işaretlemeleri için ağızlarını arayabiliyorsunuz. Hiçbir alt metin vermeden kafasını sallayarak geçen küçük ara sahneden sonra haritada bir arka planı olduğu iddia edilen noktalar açılıyor. Casus olarak aldığınızdaysa görev yerlerini yüzeysel olarak anlatan harita sisteminde hedefinizin yerini açığa çıkarmak için kullanabiliyorsunuz. Genelde görevler “Hedefin şu bölgede, bölgenin de şurasında bir yerlerde” şeklinde açıklanıyor, bir nokta vermiyor. Casuslar, bu noktayı açmak için kullanacağınız araçlar gibi çalışıyorlar. Sınırlı sayıda casusunuz oluyor ve her mevsim değiştiğinde stoklarınız yenileniyor.

Assassin's Creed Shadows inceleme
Haritadan casusları kullanarak görev bölgelerinin nokta atışı yerlerini bu arayüzden öğrenebiliyorsunuz.

Ben casusları kullanmaktan keyif alsam da tariflere uyarak seyahat edip, burada sokak sokak dolaşarak hedefimi aramayı daha çok sevdim. Bence bu şekilde daha sürükleyici. Ancak uğraşmak istemeyenler için casusların olması da iyi bir seçenek.

Birçok mini oyun ve aktivite mevcut, bence harita ebatına göre çeşitlilik fena değil

Gönül her zaman bir yaptığımız yan görev bir öncekine benzemesin ister, bu konuda ben de sizinle aynı hisleri paylaşıyorum. Ancak realist olacak olursak, açık dünyadaki faaliyetler ve aktivitelerin bir noktadan sonra tekrara düşmesinde sorun yok. Assassin’s Creed Shadows incelememin bu bölümünde belki standartları düşük tuttuğumu düşünerek bana kızabilirsiniz, fakat aslında öyle değil. Shadows’un haritasında çok çeşitli aktiviteler var ve bunlar haritanın ebatı göz önünde tutulduğunda, tekrara düşmesi çok uzun süren şeyler. Bu nedenle çeşitliliği beğendiğimi söyleyebilirim.

Naoe ile Kuji-Kiri ritüeli yaparak geçmişinden sahnelere dönüp orada oynayabiliyor, Yasuke ile ustamızın diğer öğrencilerini bulup meydan okuyarak onları yenip Japonya’nın şampiyonu olma serüvenine çıkabiliyoruz. Karakterlerin özel açık dünya aktiviteleri dışında karşılaştığımız nadir hayvanların veya nadir sahnelerin sumi-e yöntemiyle çizimlerini yapabiliyor ve bunları koleksiyon olarak saklayabiliyoruz. Gizlice yaklaşmamız gereken bu aktivite tatlı sahnelere ev sahipliği yapabiliyor ve bu da gizli bıçağımız ile milletin boynunu deştiğimiz çılgın bir sekanstan sonra içimize biraz ferahlık serpiyor. Açıkçası bende böyle oldu.

Assassin's Creed Shadows inceleme
Assassin’s Creed Shadows inceleme

Mini görevler tadındaki aktiviteler dışında, önceki üçlemede (Origins – Odyssey – Valhalla) alıştığınız kale temizleme, kamp yağmalama gibi olağan işler de yine yerini almış durumda. Karakterlerin son derece keyifli oynanışları bu sıradan şeyleri yapmayı dahi keyifli hale getiriyor.

Ubisoft en iyi yaptığı şeyi Assassin’s Creed Shadows’ta da harika yapmış

Ubisoft’un oyunlarında birçok şey eleştirilse de açık dünya tasarımları ve buraya gösterilen özen bence tartışma konusu olamaz. Özellikle yeni mevsim geçişleri sistemiyle dünyanın canlılığı ve inandırıcılığı yeni boyutlara ulaşmış. Haritada dolaşırken şehirlerde kedi seven, kaçan evcil hayvanını kovalayan veya gündelik işleriyle meşgul olan NPC karakterler görebiliyoruz. Birbirlerine bir manzarayı gösterip orayı izliyor veya farklı şeylerle meşgul oluyorlar. Her ne kadar bu karakterlerle etkileşimimiz neredeyse hiç olmasa da etrafa gösterilen bu özen, dünyanın inandırıcılığını artırıyor.

Yaban hayat da aynı şekilde güzel tasarlanmış, bölgelere göre farklı hayvan popülasyonlarının arttığını görebiliyoruz. Bazı bölgelerde geyikler daha çok olurken, bazılarında maymunlar daha ön planda oluyor. Mevsimlerden kış ise daha az hayvanla karşılaşıyor, ilkbahar ise bu hayvanların yanında yavrularını da görebiliyoruz. Bu küçük detaylar bir araya geldiğinde beni tatmin etmeyi başardı ve çok mutlu etti. Bunların düşünülmüş olduğunu görmek güzel. Aynı zamanda tüm hayvanların yavruları olduğu gibi şehirlerde ve köylerde gezinen çocukları da görmek mümkün. Genelde oyunlarda çocuklara haklı sebeplerle pek yer verilmez ancak Ubisoft bunu kotarmayı başarmış.

Assassin's Creed Shadows inceleme
Hayvanları yavrularıyla birlikte resmedeceğiniz sumi-e mini oyunları için bahar ayını beklemeniz gerekiyor.

Mevsim geçişleri temel oyun döngüsüne oturtulmuş, güzel de olmuş

Oyunun içerisinde belli bir zaman dilimini geçtikten sonra otomatik olarak mevsim değişiyor. Bu değişiklik haritadaki gizlilik ve seyahat opsiyonlarını doğrudan etkilediği gibi, yumuşak bir sıfırlama da uyguluyor. Eğer bir bölgede aranma seviyeniz varsa sıfırlanıyor, casus stoklarınız yenileniyor ve üssünüz için kaynak toplayabileceğiniz yerler de sıfırlanarak tekrar ziyaret edilebilir hale geliyor. Yani harita basitçe yumuşak bir sıfırlama alıyor ve temizlediğiniz yerleri tekrar elden geçirebiliyorsunuz.

Mevsim geçişleri gizliliğe etki etse de burada dramatik bir etkisi olduğunu söylemek zor. Yani en azından hayatımızı yeteri kadar zorlaştırmıyor diyebilirim. Yaz ve ilkbahar aylarında uzun otların arasında sürünebilsek de kış aylarında bunlar ortadan kaybolduktan sonra bile çok fazla gizlilik opsiyonumuz oluyor. Yani faydası zararından daha çok ve bu da kış veya sonbahar aylarının sunduğu mücadelelerden almamız gereken tadın önüne geçiyormuş gibi hissettim. Çünkü benim için “şu kış bitse de rahat rahat oyun oynasak” diyebilmek de keyifli bir oyun deneyiminin bir parçası.

Assassin's Creed Shadows inceleme
Mevsim geçişlerinde küçük ara sahneler devreye giriyor.

Genel olarak oyunun kendi zamanı içerisinde değişen mevsimlerden ve bunun sunduğu çeşitlilikten de memnunum. Sadece daha büyük mücadeleler sunmasını ve diğer mevsimleri ne kadar sevdiysem, zorlu şartlardan da o kadar rahatsız olmuş olmayı isterdim. Ancak bu bence çok büyük bir sorun değil, tadını çıkarmak isteyenler illa ki beğenecektir.

Üs inşa etme sistemi Valhalla’daki ile oldukça benzer

Assassin’s Creed Shadows’un üs inşa etme sistemi Assassin’s Creed Valhalla’ya sonradan dahil olan sisteme çok benziyor. Demirci yerleştirip seviye yükselterek 20-40-60 seviyeye ekipmanlarınızı geliştirebiliyor, casus üssünüzü genişleterek daha fazla casus alabiliyor ve bu tür oynanışa etki eden pasif yönleri buradan ilerletiyorsunuz. Hikâye boyunca edindiğiniz müttefikleri buraya göndererek savaşlarda aktif olarak çağırıp bir beceri gibi kullanabiliyorsunuz. Ancak Valhalla’da gördüğünüzün üzerine çok fazlasının koyulmadığını söyleyebilirim. Geliştirmek ve inşa etmek için kaynak harcayıp, dilediğiniz gibi dekorasyonunu da yapabiliyorsunuz. Benim pek ilgimi çeken bir içerik olmadı ama kendi sığınaklarını istedikleri gibi tasarlamak isteyen Sims sevdalısı suikastçıların beğeneceğini söyleyebilirim.

Müzikleri harika ama etkilerinden yeteri kadar yararlanılmamış

Ubisoft oyunun başında ve bazı noktalarında harika müziklerle ağzımıza bal çalıp devamında “evet artık duyduklarını unutsan iyi edersin” moduna geçmiş. Bazı noktalarda müziklerini çok sevdiğim The Rogue Prince of Persia ezgilerine benzettiğim müzikler zihnimi uyuştururken, bazı noktalarda da “buraya da benzer şekilde bir müzik gelseydi keşke” diye çok düşündüm.

Özellikle bazı boss savaşlarında sözlü müzikler atmosferi alışılmadık derecede tepeye çekerken, sayılarının azlığı gözümün her yerde onları aramasıyla sonuçlandı. Bunlardan çok daha iyi faydalanılarak belli başlı anlarda oyunun çarpıcılığı çok daha artırılabilirmiş gibi hissettim. Özellikle hikâye diyaloglarının vasatlığını örtmek için kullanılabilirmiş.

Tik-Tak Teknik!

Ubisoft’un Anvil oyun motorunun Assassin’s Creed Mirage ile pek iyi yaşlanmadığını düşünmeye başlamıştım. Sonra cesur dinamik mevsim sistemiyle yeni sürüm cömertçe sunabileceklerini göstermeyi başladı. Assassin’s Creed Shadows oynarken Ubisoft’un son yıllarda teknik anlamda attığı en uzun adımı gördüğümü fark ettim. Hem çevre ve modeller, dokular, yoğun parçacık efektleri hem de bunların bir araya gelip oluşturduğu manzaralar oldukça iyi görünüyor.

Assassin’s Creed Shadows sistem gereksinimlerine göre bilgisayar sistemimin oyunu orta ayarlarda 50-60 FPS aralığında çalıştırmasını bekliyordum. Nitekim öyle de oldu. Daha sonra FSR ve frame generation özelliklerinden faydalanarak çok yüksek kare hızlarına çıkabildim.

Sistem Özelliklerim
AMD Ryzen 5 5600X
AMD Radeon RX 6650 XT
32 GB DDR4 RAM (Çift Kanal)
NVMe SSD
Windows 11 (64-bit)
Assassin's Creed Shadows inceleme
Anvil, Ubisoft’un kullandığı şirket içi oyun motorunun ismi.

FSR ve Frame Generation özelliklerinin yardımıyla toplam oyun süremde ortalama FPS değerim 90 civarında seyretti. Yapay zeka ile kare üretme teknolojisini kullanırken bir takım artefaktların oluşmasından yana endişe duysam da neredeyse görsel olarak hiçbir olumsuz etkisinin olmadığını söyleyebilirim. Teknik anlamda oyun beni hem görselliğiyle, hem de performansıyla doyurmayı başardı. Deneyimim sırasında parkur mekaniklerinde, görevlerde veya herhangi bir oynanış unsurunda göze çarpan büyük bir bug ile karşılaşmadım. Ancak yerdeki cesetlerin çok çabuk silinmesi, etkisiz hale getirdiğim alarmların arkamı döner dönmez tekrar etkin hale geçmesi gibi çeşitli sistematik sorunlar olduğunu söyleyebilirim.

Teknik taraftan bahsederken değinmem gerekiyor ki benim oynadığım sürüm, bu açıdan sizinkinden biraz daha farklı olabilir. Zira benim oynadığım inceleme versiyonunda bu yazının hazırlandığı tarihe kadar Day1 güncellemesi yer almıyordu. Sizin oynayacağınız sürümde ise bu güncelleme yer alacak.

Ayarlar menüsüne de bir başlık açmak lazım

Assassin’s Creed Shadows incelemesinin teknik kısımlarına değinirken ayarlarına da bir başlık açmak gerekiyordu. Ayarlar menüsü, oyun deneyiminizi oldukça detaylı şekilde özelleştirmenize izin veriyor. Bu grafik ayarlarından tutun da oynanışa, seslendirmeye kadar geniş bir alanı kapsıyor. Yani Ubisoft burada özelleştirme seçenekleri konusunda oldukça cömert davranmış ve kendi oyun deneyiminizi inşa etmenize izin veriyor. Zorluk seviyesini artırarak gizlilikte de tehlikeyi artırabiliyor veya haritayı gezerken rehberlik alıp almak istemediğinizi seçebiliyorsunuz. Gerçekten çok güzel, detaylı ve herkesin hayalindeki Assassin’s Creed oyununu yaratmasına izin verecek kadar özgür hissettiren ayarlara yer verilmiş. Takdir edilesi.

Assassin's Creed Shadows inceleme
Assassin’s Creed Shadows inceleme.

Teknik tarafta da PC sisteminiz için optimum ayarları bulmanıza olanak sağlıyor. Sistem gereksinimleri grafiklerine göre çok adil görünen oyun, nelerden feragat ederek kare hızınızı artırabileceğinizi veya kare hızınızdan feragat ederek neleri elde edebileceğinizi kendisi belirlemiyor. Büyük ölçüde bize bırakıyor. Ayarlardaki gerek oynanış, gerekse grafik kalitesi alanlarında gördüğüm bu detay seviyesi, oyunlarını PC’ye çıkaran diğer geliştiriciler için de örnek olacak seviyede.

Gerçekten uzun bir oyun

Daha önce oyunun ana hikâyesini bitirmenin 30, açık dünya etkinliklerini tamamlamanın 80 saat olacağı açıklanmıştı. Bu doğru değil. Ben oyunun ana hikâyesini yaklaşık 50 saatte bitirdim ve bunun üzerine de bir bu kadar, hatta daha fazlasını oynayabileceğim kadar içeriği arkamda bıraktım. Siz bu incelemeyi okurken ben bir yerlerde hala yan görev yapıyor bile olabilirim.

Uzun lafın kısası

Assassin’s Creed Shadows incelemesinin sonlarına gelirken, genel bir özet yapalım. Ben oyunu çok beğendiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Anlatıda sekteye uğrayan ve heyecanı kesik kesik yaşatan düşüşler ve vasat diyaloglarıyla bu oyun, katıksız bir Assassin’s Creed hikâyesi deneyimlemek isteyen oyuncuları bu tarafta pek memnun etmeyebilir. Ancak oynanışta sağladığı yenilikler ve yeni açık dünya sistemleri, yüzlerce saat oynanabilecek keyifli bir oyun yaratmayı başarıyor. Assassin’s Creed Shadows beklentilerin üzerine çıkan harika bir oyun olmuş. Umarım oynadığınızda sizler de benim kadar beğenirsiniz.

Assassin’s Creed Shadows incelemesinde sizlere aktaracaklarım bu kadardı. Ancak yorumlar kısmında yanıtını almadığınızı düşündüğünüz soruları ve aklınıza takılanları paylaşabilirsiniz. Elimden geldiğince yanıtlayarak sizlere yardımcı olmaya gayret edeceğim. Sevgi ve oyun ile kalın.

Assassin's Creed Shadows İnceleme
Assassin’s Creed Shadows İnceleme.
Alparslan Gürlek
Alparslan Gürlek
Oyunların yeni yeni yaygınlaştığı dönemlerde bir çocuk olarak video oyunlarıyla ilk bakışta aşk yaşadım. Age of Empires II ile başlayan yolculuk, kendi oyunumu yapmaya kadar ilerledi. Hala oyun sektöründeyim ve hala o ilk kez Age of Empires II oynayan çocuğun tutkusunu taşıyorum.

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Reklamspot_img

Daha Fazla Atarita

Oyun Gündemi:

Assassin's Creed Shadows'un PC inceleme kopyası, Ubisoft tarafından Atarita'ya gönderilmiştir. Ubisoft'un 2023'te piyasaya sürdüğü ara oyunu Mirage'ı saymazsak bir süredir sessizce bekleyen serisi nihayet geri döndü. Çıkış öncesi internetin altını üstüne getiren sayısız tartışma, hız treni gibi bir yukarı bir aşağı devam eden çalkantılı süreç...Assassin's Creed Shadows İnceleme