Big Helmet Heroes İnceleme

Big Helmet Heroes inceleme kopyası, Dear Villagers tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.

Selam! Önünüze geleni patakladığınız Beat ’em up türüyle az çok ilgili misiniz? Bugün sizlerle koltuğunuza yerleşip ister arkadaşınızla, ister sevgilinizle… toplam iki kişi oynayabileceğiniz tatlı mı tatlı bir oyunu incelemek için buradayım! Big Helmet Heroes‘u merak ediyorsanız ya da anlattığım kadarıyla ilginizi çektiyse bu incelemeye kesinlikle göz gezdirin. Pişman olmayacaksınız.

Bir prensesi kurtarmak için 29 kişinin başını yakan hikâye

Cesur şövalyenin prensesi kurtardığı hikâyeler her sektörde klasikleşmiş yapımlardır. Big Helmet Heroes da onlardan birisi dersek sakın ha kanmayın! Yani, kısmen öyle gibi diyebiliriz. Ama bizim hikâyemiz daha çok işler yolunda gitmeyince olan hâli gibi. Ya da kurbağayı prens olsun diye öpüp deve dönüşmesi gibi bir şey. Aklınızı alır. Çok da Spoiler vermek istemediğim için buraları üstü kapalı geçmeye çalışıyorum. Bence bu kısım için bu kadarcık bilgi yeterli.

29 kişi diyorum ama aslında hikâyemiz aslen dört arkadaşın başından geçiyor diyebiliriz. Oyunun sonunda “Nereden nereye…” diyecek kadar sizi oradan buraya alıp götüren kocaman bir maceraya atılıyoruz. Farklı yaratıklar peşimizde, biz prensesin peşinde… Yer yarılıp içine girdiğimiz bile oluyor, resmen uzaya bile çıkıyoruz! Hikâyenin sonunda şövalye kafasını bir yere vurmuş da rüyalar âleminde yol alıyormuş gibi bir sonuca çıksaydık şaşırmazdım. Ama öyle olmadı, merak etmeyin. Spoiler vermek istemiyorum deyip şilönk diye oyunun sonunu diyormuşum değil mi?

Oyun tam olarak 20 bölümden oluşuyor. Neredeyse hepsinde de bölüm sonu canavarı var diyebileceğim kadar dolu dolu bir oynanış vadediyor. Farklı seviye tasarımları, bölüm sonu canavarlarının çeşitliliği ve kimi zaman değişen kamera açısıyla temposunu sabit tutmayan bir yapıya sahip. Önünüzde yaklaşık 5-6 saatlik bir vakit varsa bir oturuşta oyun arkadaşınızla sıkılmadan bitirmeniz garanti!

Ara sahneleriyle oyunu donatan mizah, eğlenceli bir 5 saat sunuyor

Normalde Beat ’em up tarzındaki oyunlara özellikle ilgim yok fakat benim gibi animasyon, mizah ve hikâye kısımlarını seviyor ve önem veriyorsanız bu oyundan kesinlikle zevk alacağınızı söyleyebilirim. Hikâye ilerledikçe bizi karşılayan ara sahneleri izlemesi aşırı keyifliydi. Oyun içinde karakterlerimizin ve düşmanların mırıldanmalı konuşma tarzları da hem şirin hem de komik. Oyunun hem bu konuda hem de genel olarak mizahsal açıdan ötürü işleri abartılı tuttuğunu rahatlıkla söyleyebilirim ve iyi ki de öyle yapmışlar.

“Tek bir dokunuşla” mantığını hikâye içerisinde iş bitirici olarak sık sık görürken eğlenmemek mümkün değildi. Ayrıca görselliklerine kesinlikle bayıldım. Gerek ara sahnelerde gerek oynanışta incelemesi oldukça keyifliydi. Bölümlerin arasında geçişi görmesek şahsen “Daha ne kadar seviye var?” diye sorgulamaya da girmezdim. Oyun içerisinde büyük herhangi bir hatayla karşılaşmadığım için benim adıma oyunun akıcılığını etkileyecek herhangi bir unsur olmadı.

Akıcılıktan bahsetmişken bu tarz oyunlarda en can alıcı olan kısma yavaştan geçelim. Her bölüm başlamadan önce açılan karakter seçim ekranından anlayacağımız üzere 29 karakteri belli renklere bölerek kategorize etmişler. Aynı kategoride olan karakterler farklı görünüme ve özel güce sahip olsa da saldırı ve kaçınma stilleri aynı anlamına geliyor. Bundan ötürü iki kişi oynuyorsanız aynı şeyi seçtiğinizde kimin kim olduğunu karıştırma olasılığınız var. Hele ki oldukça benzer gözüken karakterleri seçtiyseniz… Yine de renk körü modunun olduğunu söyleyelim! Oyuncu dostu olarak o kadarını düşünmüşler. Bence artık oyunlarda olmazsa olmaz görmemiz gereken şeylerden birisi. Her türlü, değinmekte fayda var.

Dövüş kadar hareket hızları, can yani dayanıklılık da kategoriden kategoriye değişiyor diyebiliriz. Daha çok vuran kategori daha çabuk hasar alıyor, daha az vuran kategori daha dayanıklı şekilde savaşta ağırlığını koyuyor. Düşmanlardaki çeşitlilikse mükemmel seviyede değil fakat neredeyse her tema değişikliğinde farklı tipte düşmanlarla karşılaştığımızı söyleyebiliriz. Belli bir düzeni öğrenip sorun yaşamayacağınız, aslında bakacak olursak her kabiliyette oyuncunun oynamasını sağlayacak düzeyde.

İki kişilik demişken belirtmekte fayda var: Ne yazık ki oyunda birisi klavye-fare, birisi oyun koluyla oynasın yapılamıyor. İlla iki kişinin de oyun koluyla oynaması şart. Tabii, Steam üzerinden Remote Play Together özelliğiyle deneme fırsatım olmadı. Belki onda farklılık gösterebilir ama çalışma prensibi yine aynı olacağı için pek zannetmiyorum.

Saldırı çeşitliliği yeterli ve oyuncuyu kullanma motivasyonu verecek şekilde

Düşmanlarımızın görsel ve saldırı çeşitliliğinden ziyade biraz da oyuncuyu motive ediş şeklinden bahsedelim. Kimi düşman, yakın dövüşebileceğiniz alanı size tanımıyor. Bu da ister istemez alanda bize sunulan ek dövüş araç gereçlerine yönlendiren bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Alev aldıran ve zehirleyen gibi çeşitli bombalarımız ve arbaletten tutun elektrikli, alev toplu tüfeğe kadar bir sürü silah çeşidimiz bulunmakta. Bunların yakın menzil versiyonları da tabii ki var. Fakat bombalar tek kullanımlık, uzak ve yakın menzillilerse benzer şekilde adetli kullanıma sahip olarak bizlere sunuluyor. Zaten çeşitlilik ve bolluk açısından böyle olmasının gayet yeterli olduğunu düşünüyorum. Akın akın gelen düşmanlara özel gücünüzü mü açacaksınız, bomba mı atacaksınız, haldır huldur yakından mı saldıracak mısınız; derken, işleri zaten bitmiş oluyor.

Özel güç demişken birazcık bu farklılıkları sağlayan karakterlerimizden de bahsetsek fena olmaz. Karakterlerimizi oyunda kafes içerisinde buluyoruz. Kafesi kırıp bölüm girişinde karakter seçim ekranındaki koyu kısımlardan birisini aydınlatıyoruz. Fakat bazen hâlihazırda açtığımız karakterler de yol üstünde karşımıza kafes içerisinde çıkabiliyor. Bunun sebebi de çok basit aslında: Farklı yeteneklere sahip görünmez bir kalp gibi düşünün. Oyunun belli alanlarında öldüğünüzde size 9 saniyelik yeniden doğma süresi verirken kimisinde bu şansı sizlere sunmuyor. Bu nedenle ya doğamıyorsunuz ya da başka bir karaktere bürünerek yeniden savaşa katılıyorsunuz. Seviye içerisinde yeni kilidi açılacak karakter harici önümüze çıkanların sebebini bu şekilde açıklayabilirim.

Diyelim ki hepsi öldü, o zaman ne olacak? Oyun bitiyor. Her şey sıfırlandı filan sanmayın, tabii ki de öyle bir şey olmuyor! En son alınan kayıt noktasından yeniden başlıyorsunuz. Hatta ölmüş ek karakteriniz varsa o da dirilmiş oluyor! Ölmenin işe yaradığı nadir oyunlardan diyebiliriz… Tabii, tür bazlı bakmadan.

Oyunlarla çok içli dışlı değil misiniz? Korkmayın. Bu oyun herkesi kucaklayacak düzeyde

Bu oyunda ölmek çok kolay diyemeyeceğim. Ama imkansız da değil. Kolay, normal ve zor olarak üç zorluğumuz bulunuyor. Aslında dört zorluk var, oyunu bitirince Exalted da ekleniyor ama o biraz işin fantezisi artık. Zorluk ismi açısından stüdyonun isminin de Exalted olması manidar olmuş. Demezsem olmazdı.

Oyunun zorluğunu oyun içerisinde değiştirmeniz de mümkün. Ben normal zorlukta oynadım. Tek başınıza oynarsanız iki kişi oynamaktan farkı oluyor mu, emin değilim fakat her türlü zorluğu değiştirebilme şansınızın bu konuda avantaj olacağını düşünüyorum. Ama bence bu oyunun tadı birisiyle oynayarak çıkacaktır. Oyunlarda düşmanlarınızı ya da takım arkadaşınızı kaldırıp oradan oraya, hatta düşmanların üstüne atmayı seven birisiyseniz bu oyunda da çok eğleneceksiniz. Ben bol bol hem düşmanları hem de oynadığım kişiyi fırlatıp durdum. Hem can düşürmek için de güzel bir yöntem. Dost ateşi özelliği açık olan bir oyundaki en barışçıl alan vuruşu olarak kendisini adlandırabiliriz.

Oyunda problem olarak görebileceğimiz birkaç küçük şey oldu fakat bunların çok sorun yaşatacağını zannetmiyorum. İki kere henüz açmaya çalışırken çökme yaşadım. Onun harici bir kere seviyede ilerlerken girdiğimiz bölgedeki düşmanlar hiç oralı olmadılar. “Saldırmak için geldim. Aloo!” diye birazcık yırtınmak zorunda kaldım. Bu olay diğerlerinden daha zor ölen bir yaratığın bulunduğu bölgede oldu. Yalan yok, hatta o an daha çok işime yaradı. Rahatça öldürmemi sağladı. Ama tabii bunun benzeri bölüm sonu canavarı esnasında olsa hoş olmazdı, hatta bence tempoyu olumsuz etkilerdi.

Tempoyu olumsuz etkileyebilecek bir şey daha var: Lav havuzları. Aslında düşünce olarak güzel. Hoppidi hop gezine gezine düşmanları pata küte dövmemiz için yapılmış bir seviye dizayn unsuru. Fikir güzel, anlıyorum da fakat yaratıklar neden lavdan etkilenmiyor? Hadi, etkilenmesinler ama bari girdiklerinde mutlaka çıkacakları şekilde ayarlansalarmış. İlerlemem lazım, ilerlemem için tüm düşmanları öldürmem lazım ama düşmanlardan birisi lavda yüzme keyfi yapmak istedi diye canım gide gide dövüşmem gerekiyor. Orası bana kalırsa birazcık tempoyu düşürücü bir unsurdu. Ama güncellemeyle çok rahat düzeltilebileceğini düşündüğüm de bir durum. O kadar büyük bir olay değil.

Düşmanı tuttum derken arkadaşını alıp aşağı fırlatınca gelen pişmanlık hissi…

Lav havuzu harici yerde diken tarzı tuzaklar yer yer bölümler içerisinde bulunuyor. Kimisi değişen kamera açılarıyla bize sunuluyor. Bu da bence oyun içerisinde ekstra bir çeşitlilik sağlıyor. Ama ben ne isterdim biliyor musunuz? Birazcık “Öh İdil ya!” diyebilirsiniz ama küçük ve tatlı bir detay olurdu! Kırmızı elmalar oyundaki can doldurma ögelerimiz. Bununla birlikte özel yeteneğimiz için mana dolduran mavi iksirlerimiz de var. Mavi iksirlerin bazen mavi bombayla karışmasını bir kenara koyarsak o kadar farklı temada seviyelere giderken en azından elmamızın renginin değişmesini beklerdim. Yapmamalarının sebebini de anlıyorum. İnsanlar kolayca diğer şeylerden ayırt etsin, aynı kalsın ki göze çarpsın diye düşünmüşlerdir. Ama çevresini beyaz ya da seviyenin rengine göre zıt bir renkle boyayarak da göz alıcı özelliği halledebilirlerdi bence. Çünkü bu durumu çok önemsemeyerek yaptıkları bariz olan karakter ve az önce verdiğim bomba-mana örnekleri bulunuyor.

Her şekilde, Big Helmet Heroes bize 5-6 saatlik oldukça eğlenceli ve komik bir serüven vadediyor. Oynayacağınız kişiyle çerezlerinizi ve içeceğinizi alıp tek ya da iki oturuşta bitirirseniz tadından yenmeyecek bir yapıya sahip. Playstation 5, Nintendo Switch, Xbox X/S ve Microsoft Windows platformlarında satışa çıkıyor. Ben Windows, yani bilgisayar üzerinden oynayarak sizlere inceledim.