2013 yılında oynarken çok duygulandığım ve bir o kadar mutlu olduğum Brothers: A Tale of Two Sons, yıllar sonra daha cafcaflı ve daha kanlı canlı çıktı karşımıza. Bu inceleme içerisinde sizlere oyundaki yenilikleri ve değişiklikleri anlatmak istiyorum. Hazırsanız, başlıyoruz;
Brothers: A Tale of Two Sons Remake hikayeden bir şey kaybetmemiş
Hikayesi ve bu hikayeyi anlatımıyla gönüllerde taht kuran bir yapımın senaryosunu değiştirmek zaten pek akıllıca bir hamle olmazdı. A Tale of Two Sons Remake içerisinde orijinal oyundaki senaryonun aynısı tüm parçalarıyla birlikte korunmuş durumda. İki kardeşin başından geçen maceralar ve yolculuk hikayeleri olduğu gibi korunmuş. Bu açıdan bende ilk izlenim olarak güzel şeyler bıraktı yapım. Çünkü son dönemlerde çıkan diğer Remake projelerinin çoğunda zaten güzel olan hikayeleri alıp başka bir noktaya eviriyorlar ve işleri daha berbat bir hale getiriyorlar. Avantgarden SRL ve 505 Games ise bunu yapmamış.
Oyun dışarıdan bakıldığında sadece görsel açıdan değişmiş gibi durabilir. Ancak ara sahneleri, karakter mimikleri ve hikayedeki bazı sekansların çekimleri de tekrar dizayn edilmiş, bu apaçık belli oluyor. Orijinal oyunda iki karakterimiz de pek bir donuktu ve küçük kardeş kendini “küçük kardeş” gibi hissettirmiyordu. Ancak Remake içerisinde bu durum değişmiş ve karakterlere bir ağırlık aşılanmış. Artık onların sorumluluklarını, duygularını ve düşüncelerini çok daha rahat bir şekilde anlayabiliyorsunuz.
Gelelim hikayeden neler hatırladığıma; hiçbir şey. Evet, orijinal oyunun sadece giriş kısmını hatırlıyorum. Aradan geçen bunca sene sonra zaten her detayı hatırlamam pek mantıklı olmazdı. Üstüne çok oyun oynadık ve gördük. Bu yüzden sanki ilk defa başına oturuyormuşum gibi bir heyecan kapladı benliğimi. Bu sayede de oyunda verilen duyguyu ve anlatılan dramayı daha net kavrama şansına erişebilmiş bulunuyorum.
Oyun genel açıdan orijinale sadık kalmış, bir iki şey dışında
Orijinal oyun ile Remake’i kıyasladığımız zaman etraftaki karakterler ve nesnelerle girilen etkileşimlerin arttığını düşünüyorum. Hatırladığım kadarıyla 2013 çıkışlı orijinal yapımda etraftaki neredeyse her şey ile etkileşime geçemiyorduk. Daha stabil ve yolculuk odaklı bir maceramız vardı yani. Ancak Remake içerisinde etrafta gördüğünüz neredeyse her şey ile etkileşime geçebiliyorsunuz. Büyük abinin etkileşimi farklı oluyor, küçük kardeşin de keza öyle. Küçük kardeş daha yaramaz, kurnaz ve şımarık, abisi ise biraz daha oturaklı ve sorumluluk sahibi hissettirmeyi başarabiliyor.
Bu kavram dışında en üstte de bahsettiğim üzere neredeyse her şey ama her şey orijinal oyuna sadık kalınmış bir şekilde karşımıza sunuluyor. Hatta bu durumu ne kadar sevsem bile bazen “ah be keşke farklı bir bulmaca koysalarmış.” Dediğim bulmaca sekanslarına sahip oyun. Şimdi orijinal yapımın 2013 yılında çıktığını düşünürsek, oyun günümüze göre biraz geride kalan bulmacalara sahip. İki farklı karakteri tek kontrolcü/klavye üzerinden kontrol ettiğiniz için bazı bulmacalar ufacık kafa karıştırıcı olabiliyor ancak Remake içerisinde aman aman bir yenilik sunulmamış oyuncuya.
Yani biraz daha düşündürücü bulmacalar koyulmasını beklerdim şahsen. Hatta dedim ya; “oyun hakkında bir şey hatırlamıyorum” diye, işte bazı bulmacalara geldiğim zaman çözümlerinin nasıl olduğunu anlayabildiğim için biraz sıkıldım bu konuda. En azından biraz daha farklı yollarla çözülebilen bulmacalar koyulabilirmiş. Gerçi oyun içindeki bulmacalara ne kadar “bulmaca” denir bilemiyorum ancak, günümüz kurnaz oyunculuğu için çok hafif kaçıyor artık.
En kıdemli yer: görselliği
Oyunun en büyük gelişim gösterdiği yer tabii ki de görselliği. Muhteşem bir gelişme ve harika bir değişim söz konusu. Yukarıda bahsettiğim bulmacaların eksikliği gibi hissetmeyeceğiniz ve hatta manzaralarına hayran kalacağınız bir görsellik sunulmuş adeta. Bazı bölümlerde maceraya ufak bir mola verip sağı solu seyretmek çok hoşnutluk veriyor. Orijinal oyunda belki o yıla göre güzel gelen görselliği şu dönem içerisinde tüketmek gerçekten zor olacaktı.
Karakter mimikleri ve davranışları da keza elden geçen bir diğer animasyonlar. Dedik ya, karakterlerin duygu durum değişimlerini ve düşüncelerini anlayabilmek artık çok daha kolay bir hale gelmiş durumda. Yüzlerindeki öfkeyi, endişeyi veya korkuyu anlayabilmek çok daha basit ve sade. Bu sebeple görsel açıdan muhteşem bir iş çıkartıldığını düşünüyorum. Ama tabii bu görselliğin de bir bedeli olacaktı elbette, o da optimizasyon sorunları. Oyun içerisinde yer yer takılmalar, çökmeler ve donmalar yaşanıyor. Tabii benim deneyimlediğim sürüm çıkış öncesi sürüm olduğu için bu gibi hataların olması biraz makul karşılanabiliyor. Şayet ilk gün yaması ile düzeltilemezse o zaman sorun var demektir.
Görsel anlamda geliştiği için iyi bir sistem de istiyor haliyle. Ultra ayarlarda oynayabilmek için oldukça güçlü bir bilgisayara sahip olmalısınız. Veya DLSS teknolojisinden yararlanabiliyorsanız o halde pek bir sorun yok demektir. FSR görüntüyü biraz bozuyor ve çamurlaştırıyor ancak DLSS işini gayet iyi yapıyor ve sorunsuz bir şekilde oynatıyor. Ancak yine de ara sahne geçişlerinde takılmalar ve bazen FPS düşmeleri yaşanıyor. Bu yüzden puana yansıtmak durumundayım.
Duygusallık buraya kadarmış
Brothers: A Tale of Two Sons Remake, orijinal sürümüne sadık kalarak, görselliği güçlendirerek ve daha oynanabilir bir hale gelerek karşımıza çıktı. Zaten hikayesi ve anlatmak istediği olay örgüsüyle de oldukça seviyordum, şimdi daha gelişmiş görsellikle birlikte bunu deneyimlemek çok lezzetli oldu. Dediğim gibi, ufak tefek sorunlar dışında gayet oynanabilir bir yapım var karşımızda. Zaten 3-4 saatlik bir hikayesi var ve bir oturuşta bitirmeniz çok olası. Tabii fiyatını hak ediyor mu buna siz karar vermelisiniz diye düşünüyorum.