Son zamanların popüler bağımsız oyun yayıncılarından olan Hooded Horse’un yeni oyunu Cataclismo geldi çattı. Kule savunma türünü seven bir oyuncu olarak merakla beklediğim oyunlardandı. Peki nasıl olmuş bu Cataclismo? Gelin, etraflıca anlatayım.
Büyük bir felaket, büyük bir direnç ister
Özünde bir kule savunma oyunu olan Cataclismo’nun beni gerçekten şaşırttığını söyleyebilirim. Çünkü yapımcılar bu noktada büyük bir risk alarak gerçekten fazlasıyla özgün bir iş ortaya çıkarmışlar. Bu, kule savunma ve strateji oyunlarını seven oyuncular için fazlasıyla güzel bir şey olsa da Cataclismo kesinlikle her oyun severe göre değil. Hatta her strateji oyuncusuna da göre değil. Cataclismo, kule savunma türünü gerçek zamanlı strateji ve üs inşa etme mekanikleri ile derinlemesine birleştiren kendine has unutulmaz deneyimlerden bir tanesi olmuş.
Tabii böyle anlatınca pek anlaşılmadı o yüzden doğrudan size oyunun görev şemasından bahsetmek istiyorum. Öncelikle bu şema üçe ayrılmış. Bunlardan ilki, benim sıkıcı bulduğum fakat oyunu öğrenmek ve çeşitlilik açısından önemli olan keşif görevleri. Bu görevler boyunca belirli bir yerleşim yerini savunmuyor, aksine oyunun inşa mekaniklerini kullanarak küçük bulmacalar çözüyor ve gerekirse önünüze çıkan düşmanları temizleyerek ilerliyorsunuz. Genelde sakin bir görev akışı bulunuyor.
İkincisi ise en heyecanlı mücadelelerin bulunduğu üs inşa etme ve savunma görevleri. Burada şehrinizin ana merkezini geceleri akın edecek olan düşman dalgalarına karşı savunmanız gerekiyor. Tabii işler o kadar da basit değil. Bu görev stilinde, kaynak toplamanız ve bir ekonomi oluşturmanız çok önemli. Oyunda oksijen, odun, taş ve bronz olmak üzere dört temel kaynak bulunuyor. Bunların her birini elde etmek için çeşitli eylemlerde bulunmanız ve gerekli binaları inşa etmeniz gerekiyor. Örneğin oksijen üretimi yapabileceğiniz binayı ne kadar yükseğe inşa ederseniz o kadar fazla oksijen üretiyor. Bunun için binayı yerleştirecek uygun zemini sıfırdan oluşturmak ve kasaba ile bağlantısı kurmak sizin hünerlerinize kalıyor. Cataclismo’nun kendi içerisinde tuğla tuğla inşaat yapacağınız bir mekaniği var ve bu mekanik özellikle savunma kısmında tamamen işlevini gösterse de az önce verdiğim örnekteki gibi etkenlerde kasabada da kullanılabiliyor.
Tüm bu kaynakları üretecek binaları oluşturmak da belirli kaynaklar ve insan gücü istiyor. İnsan gücü için ise klasik bir ev mekaniği bulunuyor. Kasabanızdaki kaynak akışını ve insan gücünü sağladıysanız artık asker üretimine ve savunma geliştirme alanlarına odaklanıyorsunuz. Önceliğimiz ise her zaman düzgün bir kaynak üretim akışı sağlamak oluyor çünkü bu olmaz ise hiçbir şey yapamıyoruz. Tabii tüm bunları yaparken de sınırlı vaktimiz oluyor çünkü gündüz sona erdiğinde ve gece başladığında, düşmanlar dört bir koldan aman vermeden saldırıyorlar. Dolayısıyla çok seri olmalı, vakit kaybetmemeli ve en kısa sürede savunmamızı hazırlamalıyız. Sürekli olarak asker üretimi yapmak, güçlendirmeleri gerçekleştirmek, savunmaları birer birer inşa etmek ve stratejimizi oluşturmak derken Cataclismo’nun ana görev modeli bu şekilde ilerliyor ve bence yorucu olduğu kadar keyifli de. Özellikle o kale duvarlarını birer birer inşa etmek, oyuncuya sunulan özgürlük derken benim için fazlasıyla özgün bir deneyimdi diyebilirim.
Üçüncü ve son görev tipi ise genellikle yan görevlerden oluşan klasik kule savunma deneyimleri. Bu görevlerde sadece belirli bir alanda oluyorsunuz ve askerlerinizi doğru alanlara yerleştirerek klasik bir kule savunma deneyimi yaşıyorsunuz. Özellikle az önce anlattığım görevlerin yoruculuğunun ardından yapıldığında hem oldukça dinlendirici hem de keyifli birer deneyim hâline geliyorlar fakat sayıları çok az. Tüm bunların yanı sıra Cataclismo’nun birazcık çizgi roman stilinde bir hikâye anlatımı da var. Bu alanda türü adına yeterli bir deneyim sunsa da eh işte diyebileceğim bir hikâyeye ev sahipliği yapıyor. Gene de oyunun evrenini ve bu evrendeki maceramızı açıklama görevini yerine getiriyordu.
Alışması kolay, ustalaşması zor oyunlardan
Cataclismo’nun özünde klasik bir kule savunma oyunu olmadığından ve stratejik derinlik açısından geniş perdede bir oyun olduğundan bahsettim. Eğer strateji oyunlarına biraz aşinaysanız, Cataclismo’ya alışmanızın oldukça kolay olacağını düşünüyorum fakat kendisi, ustalaşması gerçekten de zor bir oyun. Kaynak yönetimi, asker yerleşimi ve strateji gibi unsurların üstesinden rahatlıkla gelsem de en çok zorlandığım nokta savunma inşa etmek oldu. Cataclismo’nun tuğla tuğla koyduğumuz inşa sisteminden bahsetmiştim. Bu sistem, tüm oynanış süresince bizimle oluyor ve ustalaşması gerçekten zor. İlk etapta oyun size her şeyi detaylı bir şekilde öğretiyor fakat ilerledikçe devasa kaleler yapmanız ve savunmalarınızı stratejik olarak planlamanız büyük önem taşıyor. Bu noktada tamamen kendi hayal gücünüze ve oyunun size sunduğu şartlara bağlı kalıyorsunuz. En ufak hatanızda tüm savunmanız yüzlerce yaratık tarafından aşılabilir ve köyünüzün yok oluşunu izleyebilirsiniz. Dolayısıyla savunmamız kusursuz olmalı.
Cataclismo’nun materyal çeşitliliği de gerçekten yerinde. Oyunun size sunduğu blokları kullanarak gerçekten fazlasıyla şık kaleler inşa edebilir, okçularınızı birbirinden sağlam kalelere yerleştirebilirsiniz. Örneğin balkonlar, çatısı olan kuleler (yağmurlu havalarda ok isabet oranı düşmesin diye) ve üstüne onlarca okçuyu sıra sıra dizeceğiniz devasa duvarlar gibi. Tabii her şey bu inşaatı yapmak ile de bitmiyor. Bu inşaatı öyle bir kurgulamalısınız ki hem askerlerinizin yerleşimi kusursuz olmalı hem de dış destek ekipmanlarına erişebilmelisiniz. Mesela kale duvarına yerleştireceğiniz bir bayrak, önündeki üç okçunun hasarını artırıyor. Çatılar, yağmurlu havaların getirdiği düşük isabet oranı negatif etkisini yok ediyor derken Cataclismo içinde birçok farklı stratejik element bulunuyor ve bunların her biri ustalık gerektiriyor.
Şu anda keyifle oynanabilecek bir macera olsa da erken erişimin getirdiği bazı eksiklikler mevcut
Cataclismo’dan her ne kadar büyük keyif alsam da yer yer oyunun erken erişimde olduğunu hissettiğimi söyleyebilirim. Örneğin oyunun hikâyesi henüz tamamlanmamış ve şu anki hâli ile yaklaşık 8 saatlik bir deneyim sunuyor. Farklı oyun modları var tabii fakat ana hikâye ve yan görev odaklı gitmek isterseniz ben 8 saatte hepsini bitirdiğimi söyleyebilirim. Ek olarak oyundaki birim çeşitliliği oldukça az. Bu hem kendi askerlerimiz hem de düşman askerleri için geçerli. Bu çeşitliliğin biraz daha fazla olmasını beklerdim doğrusu.
Cataclismo’nun kaos dolu bir kule savunma oyunu olduğunu ve yüzlerce düşman ile aynı anda savaşacağınızı söylesem de ben oyunu oynarken herhangi bir performans sorunu ile karşılaşmadım. Tabii oyunu nispeten yüksek bir sistem ile deneyimledim dolayısıyla bu konuda kesin bir kanıya varmam pek de doğru olmaz. Yine de oyunun optimizasyon açısından sorunlu olmadığını ve gayet akıcı bir deneyim sunduğunu söyleyebilirim.
Son söz
Cataclismo, benim için büyük bir sürpriz oldu. Kendisi uzun süre unutmayacağım özgün deneyimlerden bir tanesi. Erken erişimin getirdiği bazı eksiklikleri olsa da tam sürümü ile birlikte kendi türünün sevilen örneklerinden bir tanesi hâline geleceğini düşünüyorum. Eğer ilginizi çeken bir yapım ise kesinlikle bir şansı hak ediyor.
