Monster'da peşin fiyatına 12 taksit fırsatı sizi bekliyor!

Monster’dan yapacağınız alışverişlerde peşin fiyatına taksitlendirme imkanı sizleri bekliyor. Bütün ürünleri ve kampanyayı hemen inceleyebilirsiniz. #İşBirliği

Clair Obscur: Expedition 33 İnceleme

Atarita'da reklam ve sponsorlu içerikler açıkça belirtilmiştir. Bunun dışındaki hiçbir içerik ticari bir ortaklık sonucunda hazırlanmamıştır. Bkz: Editöryal Standartlar

Paylaş

Clair Obscur: Expedition 33 PC inceleme kopyası, Kepler Interactive tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.

Sanatçı ruhların, nefretin kavurucu sıcaklarıyla dövülen oyun endüstrisinde birer tohum gibi kumlara serpildiği yıllardayız. Peki bu ruhlara beklenmedik bir yağmur, can suyu gibi serpilse neler olurdu? Ben aranızdan şanslı bir oyuncu olarak tadına erkenden varma şansına eriştim. Clair Obscur: Expedition 33 incelemesine hoş geldiniz. Tatlısıyla, tuzlusuyla oyunun nasıl bir deneyim vadettiğini, güçlü ve zayıf yönlerini ve hissettiğim her şeyi sizlerle paylaşıyorum. Dilerseniz gelin, Sandfall Interactive’in yeni oyununun tadına birlikte bakalım.

Clair Obscur: Expedition 33 – Teknik açıdan zayıf, sanatsal açıdan çok güçlü bir ürün

Clair Obscur: Expedition 33, işin mühendislik tarafına gelindiğinde çok tatminkâr bir ürün olmasa da tasarım ve kurgu alanlarında gerçekten güçlü. Üzerine kurgulandığı evren ve bu evreni tanıtırken faydalandığı tüm araçları ustalıkla kullanan yapım, maalesef performans ve optimizasyon kısımlarında afallıyor. Size önce kurgusundan, daha sonra bu kurgunun oyunlaştırılma biçiminden ve tüm bunların cihazlarımızda yaşanabilmesi için kritik olan performans ve optimizasyon konularından bahsedeceğim.

Clair Obscur: Expedition 33 İnceleme

İlgi çekici bir kurgu ve ustalıkla tasarlanmış bir anlatı

Clair Obscur: Expedition 33 kurgusal bir dünyada geçiyor. Lumiére adında, “Kırılma” denen olay sonrasında, parçalara ayrılmış anakaranın en güney ucunda kalmış bir kasabada oyuna başlıyoruz. Kasabanın sahilinden açıkça görülebilen, küskün bir çocuk gibi yere oturmuş Paintress -bundan böyle Ressam olarak anacağım- ise her yıl oturduğu yerden kalkarak lanetli bir sayı yazıp, tüm insanların kaderini belirliyor. Her seferinde bu sayı daha da küçülüyor ve her yeni sayı yazıldığında, bir önceki sayıyla eşit yaştaki insanlar dünyadan siliniyorlar. Oyun içerisinde buna “Gommage” deniyor ve her yıl aynı günde yaşandığından, kasabalılar da artık bu günün gelişini bir tören ile takip ediyorlar.

İnsanlık her ne kadar Gommage’ı kabullenmiş olsa da bir yandan da Ressam’dan tamamen kurtulmanın yollarını arıyorlar. Bunun için de Expedition adındaki keşif ekipleri her yıl Lumiére’den ayrılarak onu alt etmek için bir maceraya atılıyor. Bu ekipler, genelde son yıllarını yaşayan insanlardan oluşuyorlar ve her ekip, hem kendini hem de insanlığı kurtarmak için bu yolculuğa atılıyor. Ressam’ın dikilitaş üzerine lanetli sayıyı kazıdığı ilk yıl giden Expedition 0’ın ardından her yıl bir ekip onu yok etmeyi denemek için yola koyuluyor. Biz de oyun boyunca, bizden öncekilerin başaramadığını başarmak için Expedition 33’ü kontrol ediyoruz. Tek amaç var; Ressam’a ulaş ve yok et. Fakat bu yolculukta hedefler ve sebepler kısaca açıklanabilse de yaşananları özetlemek veya tarif etmek için kelimelerden fazlası gerekiyor.

Clair Obscur: Expedition 33 İnceleme

Clair Obscur: Expedition 33’ün beni daha ilk bakışta tavlamayı başaran kurgusu ve evreni, oynadıkça açılıp saçılarak kendisine hayran bıraktı. Hem bu zamana kadar tükettiğim herhangi bir medya ürününe benzememesiyle eşsiz bir yeri oldu, hem de duygusal serüvenlere zaafı olan biri olarak genel tonu anlamıyla çabucak benimsedim. Karakterlerle bağ kurmamda ustalıkla yazılmış diyalogların ve elbette güçlü sinematik anlatının payı büyüktü. Ayrıca bu karakterlerin her biriyle etkileşime girebilmek, birbirleriyle olan yoğun etkileşimlerine şahitlik edebilmek de Expedition 33 ile bağımı güçlendirdi.

Sinematik yönü güçlü, yoğun ve duygusal bir deneyim

Clair Obscur: Expedition 33 yoğun şekilde sinematik anlatıya yer veriyor. Sık sık giren ara sahneler, bu sahnelerin tonuna göre farklı sinema tekniklerinin uygulanışı ve yazımdaki başarı, hikâyesine sürükleyicilik katıyor. Oyunun en güçlü olduğu yönü de zaten hikâyesi ve anlatısı. Oyunun teknik yönleri veya rol yapma unsurlarının burada gösterilen kalite çıtasının altında ezildiği bölümler de oluyor.

Eğer Banishers: Ghosts of New Eden gibi duyguların yoğun işlendiği oyunlardan daha önce keyif aldıysanız, Clair Obscur’un da hikâyesini fazlasıyla seveceğinizi düşünüyorum. Duygusal hikâyelerden keyif alan bir oyuncu olarak, Sandfall Interactive’in yeni kurgusunun beni tam anlamıyla doyurduğunu söyleyebilirim.

Oynanış ve anlatı birbiriyle sessiz şekilde harmanlanmış

Clair Obscur: Expedition 33 içerisinde bir el ile kayıt sistemi bulundurmuyor. Oyunu kaydetmek için bizden önceki Expedition ekiplerinin adımlarını takip ederek, Dark Souls ve benzeri oyunlardan tanıdığımız şekilde dikili bayrakları, yani kayıt noktalarını bulmamız gerekiyor. Bu bayraklar yardımıyla dinlenerek ekibimizdeki karakterlerin canlarını doldurup, iksirlerini yenileyebiliyoruz. Aynı zamanda buradan beceri puanlarını harcayarak yeni yetenekler öğreniyor, özellik puanlarıyla karakterlerimizin özelliklerini güçlendiriyoruz.

Clair Obscur: Expedition 33 İnceleme

Ayrıca tüm bu bayrakların üzerinde birer numara yazıyor ve bu numaralar, o bölgeye daha önce hangi ekibin ulaştığını gösteriyor. Dolayısıyla oyunun kayıt noktaları, aynı zamanda anlatıya da ucundan dokunuyor ve yeni girdiğiniz bir haritanın daha önce hangi ekip tarafından keşfedildiğini öğrenmemizi sağlıyor. Sayıların gidişatınızla ilişkisini ise oyunu oynadıkça daha iyi anlıyor ve ilerleyen aşamalarda bu bayraklardaki numaralara daha sık bakmaya başlıyorsunuz.

Ek olarak, bazı haritalarda yine daha önceki keşif ekiplerinin doldurduğu günlüklere denk gelerek bıraktıkları notları da okuyabiliyorsunuz. Bu sayede içinde olduğunuz bölümle ilgili daha fazla şey öğreniyor, daha fazla tehlikenin farkına varıyorsunuz. Bu ve bunun gibi detaylar, yabancısı olduğunuz Clair Obscur evrenini daha iyi ve hızlı şekilde tanımanızı sağlıyor. Şu anda sürprizi bozmamak adına tamamından bahsedemeyecek olsam da çevresel anlatının da oyunun hikâyesini destekliyor oluşunu beğendim. Sandfall Interactive, bu anlamda başarılı bir iş çıkarmış.

Dövüş sistemi hem sıra tabanlı hem de gerçek zamanlı

Clair Obscur: Expedition 33 sıra tabanlı ve gerçek zamanlı dövüş mekaniklerini kendi sistemi içerisinde güzel birleştirmiş. Karakterleriniz seçtiğiniz becerileri kullanırken bazı zamanlamalı tuşlara (QTE) basmanız gerekebiliyor. Bunlara doğru zamanda bastığınızda hasarınız büyük ölçüde artarken, kaçırdığınız bazı durumlarda karakteriniz ilgili beceriyi kullanamayabiliyor. Tabii saldırı sırasında bunları kullanmak istemezseniz, ayarlar menüsünden kapatabiliyorsunuz.

Clair Obscur: Expedition 33 İnceleme

Bu QTE mekaniği dışında, sıra düşmanınıza geçtiğinde yine zamanlamayı harika yaparak savuşturma (parry) veya kaçınma (dodge) gibi savunma hareketleri yapabiliyorsunuz. Düşmanın bütün saldırılarını kusursuz şekilde savuşturduğunuzda otomatik olarak karşı saldırı yaparak fazladan hasar verebiliyorsunuz. Benzer şekilde saldırılardan doğru zamanda kaçındığınızda ise sıradaki turda kullanabileceğiniz AP (aksiyon puanları) kazanabiliyorsunuz. Oyunun sıra tabanlı savaş sisteminde karakterlerinizin becerilerini kullanabilmek için bu aksiyon puanlarına fazlasıyla ihtiyacınız oluyor.

Persona 5’in dövüş sistemine hayli benzettiğim sıra tabanlı savaşlar oldukça güzel tasarlanmış. Gerek sizin karakterlerinizin, gerekse düşmanların animasyonları son derece estetik ve havalı. Aynı zamanda düşman animasyonları büyük ölçüde oyuncuyu kandırmak üzerine tasarlandığından, doğru zamanda savunma hareketlerini yapmanızı zorlaştırıp size organik bir mücadele de sunuyor. Bu da içerisine serpiştirilen gerçek zamanlı savuşturma ve kaçınma mekanikleri için iyi bir zemin hazırlayarak keyifli bir oynanış sunuyor.

Clair Obscur: Expedition 33 İnceleme

Oyunun savaşlardaki ödül/ceza sistemini beğensem de içerisindeki soulslike esintileri ile cezalar biraz fazla acımasız olmuş diyebilirim. İlk 15 saatimi orta zorlukta oynadıktan sonra, oyunun zorluğunu kolaya çekerek devam ettim. Çünkü aynı zorluk seviyesinde devam etmek için ana görev akışını kenara bırakıp bir süre yan harita ve görevlerde vakit geçirmem gerekiyordu. Bir noktadan sonra her şey karakterlerinizin seviyesine ve ne kadar geliştiğine bakıyor. O noktaya geldiğimde “grind” dediğimiz karakter geliştirme akışına sapmamak için zorluğu düşürdüm. Genelde böyle oyunlarda opsiyonel harita ve içerikleri en sonda veya sonlara doğru tüketmeyi tercih ediyorum. Oyunun ortasında akıştan kopmak benim için daha sonra devam etmeyi güçleştirebiliyor.

Oyunun dövüş sistemi hakkında genel kanaatim son derece keyifli olduğu yönünde. Çok zor geldiği noktada özelleştirip dilediğim şekilde oynayabilmeme izin vermesi de bu keyfin orta yerinden kırılmasını önledi. Bu sayede geliştirici ekibin sıra tabanlı savaşlarla gerçek zamanlı aksiyonu nasıl harmanladığını dilediğim şekilde deneyimleyebildim. Eğer tur bazlı oyunlarla haşır neşirseniz, savaşlardan siz de benim kadar keyif alırsınız. Ayrıca, bilgi olması adına ekleyeyim; oyunda partiniz toplam 3 kişi oluyor ve birbirinden farklı becerilere sahip 5 oynanabilir karakter bulunuyor. İlk partinizin savaşta yenilmesi durumunda, iki kişilik yedek kadronuz da savaşlara dahil olabiliyor.

Bölüm tasarımları zayıf, seyahat türleri kısıtlı ve her şey çok statik

Clair Obscur: Expedition 33’ün dünyasında beni en çok rahatsız eden şey, bölüm tasarımlarının fazlasıyla kaotik olmasıydı. Oyun büyük ve geniş bir açık dünyadan değil, daha ziyade küçük bölümlerden oluşuyor. Bunlar arasında seyahat etmek için de Kıta haritasına çıkıyoruz. Kıta haritasıyla ilgili genel bir rahatsızlığım olmasa da bu küçük bölümlerin hepsi bana çok kaotik geldi. Birçok kez bölümler içerisinde kayboldum, başının veya sonunun nerede olduğunu karıştırdım, o bölümde görevle ilgili olan alanı bulmakta güçlük çektim ve çoğu zaman beni keşfetmeye motive eden bir şey olmadı. Çünkü keşifler de yeterince iyi ödüllendirilemiyor. Yolunuzu kaybetmek uğruna başka bir yöne saptığınızda elle tutulur bir ödül kazanmıyorsunuz.

Clair Obscur: Expedition 33 İnceleme
Kıta haritası görseldeki gibi görünüyor. Karakterlere daha uzaktan bakıyoruz ve ilerleyen aşamalarda uçarak seyahat etme gibi seçenekler ortaya çıkıyor. Burada genel olarak bir sorundan bahsetmek zor. Tüm bölümleri birbirine bağlayan bir köprü işlevi görüyor.

Haritada dolaşmak ve etrafın tadını çıkarmak benim için tadını çıkarmam gereken anlardan oluşmayı bıraktı ve büyük bir engele dönüştü. Bir noktadan sonra “Şuraya da gideyim, buna da bakayım” diye gezmeyi bıraktım ve “Nereye gidersem bu harika hikâyenin kalanını görebilirim acaba?” diye bir anda hızlanmaya başladım. Bunda harita içinde seyahat etmek ve normalde ulaşılamayan bazı noktalara erişmek için kullanabileceğim seyahat opsiyonlarının sınırlı olması da büyük rol oynadı. Haritada bazı noktalar arasında otomatik animasyon ile süzülebiliyor, ışıktan bir ip ile yine otomatik şekilde yukarılara tırmanabiliyor veya duvardaki demirlere tutunarak yine yarı otomatik şekilde yatay veya dikey olarak mesafe katetebiliyorsunuz.

Sizin becerinize bırakılan tek platform mekaniği ise, sırasıyla yan yana dizilmiş nesnelerin üzerinden zıplamak ve aşağıya düşmemek için gayret etmek. Ancak çoğu zaman oyunun yürüme ve koşma animasyonları, yani lokomosyon sistemi karakteri dilediğiniz gibi yönetmenize izin vermiyor. Hızlanma ve yavaşlama süreleri, zıpladıktan sonra hava kontrolleri ve bu sistemi oluşturan diğer elementler belli ki bir platform sistemi için tasarlanmamış.

Clair Obscur: Expedition 33
Bölümlerde dolaşmaktan hiç keyif almadım. Hem de hiç…

Ayrıca, Clair Obscur: Expedition 33’ün dünyası maalesef çok statik. Yani dünyadaki hemen hemen hiçbir şey bir animasyon dahilinde değilse hareket etmiyor. Yerde duran küçük kâse ve vazolar dahi siz onlara çarpsanız bile sabit kalıyor, devrilmektense sizi durduruyorlar. Çevre tasarımına sanatsal olarak büyük ölçüde özen gösterilmiş olsa dahi bölümlerin ve genel dünyanın çok statik oluşu, bazı noktalarda rahatsız edici olabiliyor. Görsel olarak soracak olursanız, bütün bölümlerin fena görünmediğini fakat olması gerektiği gibi de görünemediğini söyleyebilirim. Bunun sebebi de maalesef oyunun optimizasyonunun sorunlu olması.

Müzikleri beni mest etti

Clair Obscur: Expedition 33’ün en güçlü yönlerinden birisi de kuşkusuz müzikleri. Kaotik bölümlerinde gezinirken, keyifli savaşlarıyla eğlenirken veya ara sahneleri seyrederken her yerde ama her yerde müzikleri çok etkili bir silah gibi kullanmışlar. Öyle ki bazı savaşlar bittikten sonra sonuç ekranında müziğin kalanını dinlemek için durup ekranı seyrettiğimi biliyorum. Gerçekten müthişler. Destekleyici bir element olarak oyun müzikleri Clair Obscur’un elinden ana menüde tutmaya başlıyor ve bir daha bırakmıyor. Oyunu oynamadığım anlarda bile açıp oyun müziklerini dinliyorum ve gerçekten muhteşem. Burada tabii ki müzik zevklerinden doğacak farklılıklar nedeniyle siz benim kadar beğenmeyebilirsiniz, ancak ben gerçekten çok beğendim.

Pictos ve Lumina

Clair Obscur: Expedition 33 çok derin rol yapma elementlerine sahip olmasa da özel bir sistemi var. Geliştiricinin daha önceki açıklamalarına göre “oyunu bozmamız istendiği için” tasarlanan bu sistemde iki anahtar kelime yer alıyor; “Pictos” ve “Lumina“. Pictos dediğimiz şey basitçe her karakterin toplamda 3 tanesini kuşanabildiği ve her biri eşsiz birer özellik veren küçük geliştirmeler. Kuşandığınız Pictos, size her turun başında sağlık yenilemesi veya canınız %20’nin altına düştüğünde çılgın saldırı hasarları verebiliyor. Partinizdeki her karakter 3 Pictos kullanabiliyor. Bu Pictos’un hikmeti onu biraz uzun süre kullanınca ortaya çıkıyor.

Clair Obscur: Expedition 33
Karmaşık görünüyor olabilir, aslında çok basit bir sistem.

Bir Pictos kuşandıktan sonra 4 savaş kazandığınızda, o Pictos, artık tüm karakterleriniz tarafından kullanılabilen bir pasif beceriye, yani Lumina’ya dönüşüyor. Her karakterin belli ve keşif yaptıkça artırabildiğiniz Lumina puanları bulunuyor. Her Lumina da belli bir puan karşılığında o karakter tarafından kullanılabiliyor. Bu sayede bir karakterinizin kuşandığı Pictos, 4 savaş kazandıktan sonra yeterli puanınız da varsa tüm karakterlere bir pasif beceri olarak yansıyabiliyor. Bu sistem ile oyunu ilerleyen aşamalarda gerçekten bir güç fantezisine dönüştürebiliyorsunuz. Son derece akıllıca tasarlanmış, iyi bir sistem. Oyundaki diğer rol yapma elementlerinin zayıf ve sığ oluşunu bir noktaya kadar bastırıyor.

Tik, tak, teknik…

Clair Obscur: Expedition 33’ün performans sorunu yok. Doğrudan optimizasyon problemi var ne yazık ki. Yani oyunun performansını, sunabildiği en iyi görsel kaliteyle optimize ederken görsellikten fazlasıyla feragat edildiği gözüme çarptı. Özellikle orta düzey bir oyun bilgisayarıyla tadını çıkarmaya çalıştığınızda, Kıta haritası veya bölüm içlerinde gezerken hem görsellik, hem de performans size tatsız bir memnuniyetsizlik oluşturacak. Çözünürlük ölçekleme teknolojisinin zorunlu tutulması, TSR ve XeSS dışında herhangi bir seçeneğinizin olmaması ve bunların da “Yerel AA” dışında çok kötü çalışması oyunun en büyük karın ağrılarından biri. Benim oynadığım sürümde DLSS veya FSR ile çözünürlük ölçekleme seçenekleri bulunmuyordu.

Clair Obscur: Expedition 33'ün optimizasyonu ne yazık ki pek iyi yapılmamış.
Clair Obscur: Expedition 33’ün optimizasyonu ne yazık ki pek iyi yapılmamış.

Sistemim Ryzen 5 5600X işlemciye, Radeon RX 6650 XT ekran kartına ve 32 GB RAM’e sahip. Oyun içerisinde ise FPS değerlerim bölümden bölüme değişkenlik gösterirken, genelde 40-50 aralığındaydı. Sahnelerin çok sade olduğu durumlarda 60 FPS değerlerine yaklaşsa da oyunun çok daha iyi çalışabileceğini hissettim. Ayrıca bazı noktalarda 25-30 bantlarına kadar düştüğü de oldu. Çok daha iyi görünen ve çok daha büyük haritalara ev sahipliği yapan oyunlar bu sistemde 80-90 FPS kare hızlarında çalışmayı başardılar. Optimizasyon kaygısıyla görselliği darbe alan ve keskinleştirmeyi adeta kökleyerek çalışan oyun, beni teknik açıdan hiç memnun etmedi. Bu nedenle teknik yönden çok puan kırdığımı söyleyebilirim.

Uzun lafın kısası

Velhasıl kelam Clair Obscur: Expedition 33, maalesef kötü optimizasyonu ve zayıf bölüm tasarımlarıyla kendi potansiyeline ulaşmayı başaramayan bir oyun. Harika anlatısı, muazzam müzikleri ve bunları nefis şekilde harmanlamasıyla bir başka medya ürünü olarak gerçekten çok başarılı olabilecekken, oyunlaştırma konusunda zayıf kaldığını söylemeliyim. Yine de özellikle boss savaşları, düşman tasarımları ve dövüş sistemi son derece keyifliydi. Aradaki boşluğu dolduracak unsurlar zayıf kaldığı için bütünüyle tatminkar bir deneyim sunmasa da anlatı odaklı oyunları sevenler için son derece keyifli bir 25 saat yaşatacaktır.

Benim Clair Obscur’dan yana anlatacaklarım bu kadardı. Elbette ekstra sorularınızı yorumlar kısmında iletebilirsiniz, ben de elimden geldiğince sizi bilgilendirmeye ve yardımcı olmaya çalışırım. Sevgi ve oyun ile kalın.

Clair Obscur: Expedition 33 İnceleme
Clair Obscur: Expedition 33 – İnceleme

Alparslan Gürlek
Alparslan Gürlek
Oyunların yeni yeni yaygınlaştığı dönemlerde bir çocuk olarak video oyunlarıyla ilk bakışta aşk yaşadım. Age of Empires II ile başlayan yolculuk, kendi oyunumu yapmaya kadar ilerledi. Hala oyun sektöründeyim ve hala o ilk kez Age of Empires II oynayan çocuğun tutkusunu taşıyorum.

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Daha Fazla Atarita

Oyun Gündemi:

Clair Obscur: Expedition 33 PC inceleme kopyası, Kepler Interactive tarafından Atarita'ya gönderilmiştir. Sanatçı ruhların, nefretin kavurucu sıcaklarıyla dövülen oyun endüstrisinde birer tohum gibi kumlara serpildiği yıllardayız. Peki bu ruhlara beklenmedik bir yağmur, can suyu gibi serpilse neler olurdu? Ben aranızdan şanslı bir oyuncu olarak tadına...Clair Obscur: Expedition 33 İnceleme