Atarita sizin için inceledi! Editörlerimiz her oyun incelemesine saatlerce emek harcıyor ve bilmeniz gereken tüm detayları objektif şekilde ele alıyor. Nasıl yaptığımızı merak ediyorsanız inceleme politikamıza göz atabilirsiniz. |
Concord’un inceleme kopyası, PlayStation tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.
Özgünlükten uzak karakterleriyle diğer oyunların sunduğundan farklı hiçbir şey sunmayan fakat neredeyse bir AAA oyun ücreti isteyen Concord çıktı. Biz de bize sağlanan inceleme kodu ile oyunu birkaç öncesinden oynamaya başladık. Sony’nin Helldivers 2 ile ateşlenen servis oyunu aşkının en yeni meyvesi olan Concord alınır mı? Nasıl olmuş? Türevi sorularınızın yanıtını vermek için oyunu inceledik. Gelin Concord inceleme içeriğimizde hep birlikte bu yeni servis oyununun insanlara neler sunmaya niyetlendiğini -fakat başaramadığını- değerlendirelim.
Ağza bal çalan bir açılış sahnesi ve sonrasında silikleşen bir evren: Concord
Concord gösterişli ve tam beş dakika uzunluğunda bir sinematik ara sahne ile ilk açtığınızda ağzınıza bal çalsa da bu şeker tadının ucuzluğu bir süre sonra kendisini belli ediyor. PlayStation oyunlarının sinematik kalitesine göz kırpan açılış ile oyunun pek ilgi çekici olmayan arka plan hikâyesi ve evrenleri tanıtılırken bir yandan da çok fazla vakit geçireceğiniz karakterlerin altyapıları hazırlanıyor. Ancak bu sinematik anlatı ile başlayan serüven, hiçbir yere bağlanmadan ana menüde sonlanıyor.
Concord’un evrenini ve hikâyesini merak edenler için ayrıca bir “Galactic Guide” bölümü oluşturulsa da burada gösterilen metinler hiç cazip değil ve okumaya da teşvik etmiyor. Oyunda Türkçe dil desteği de bulunmadığından, yerleştirilen bu metinlerin en azından bizim okumamız için bırakılmadığı anlaşılıyor. Biraz alınganlık yapmış olabilirim fakat ben böyle hissettim ve bu hislerimi de paylaşıyorum. Tabii ki Türkçe dil desteği olmadığı için bu oyundan puan kırmadım. Böyle anlaşılmasını da istemem.
Görünen o ki geliştirici ekip, hikâyeyi yeni sinematikler ile sezonlar ilerledikçe genişletip kendi “lore” kitapçığını oluşturmaya çalışıyor. Ancak eğer sıkı bir bilim-kurgu hayranı değilseniz muhtemelen açılış sinematiğini atlayıp, metinleri de okumayacaksınız. Ancak metinlerin olduğu arayüze girip üzerlerinde gezindikçe tecrübe puanı aldığınızı fark ettiğinizde bir süre sonra bu da bir refleks haline gelecek. Yani Firewalk Studios, aslında hikâyenin ilgisini çekmeyeceği oyunculara bile bir şekilde buradaki metinleri okutarak evrenini tanıtmak istiyor. Bu çabayı takdir ediyorum fakat oyunun evreni ve hikâyesiyle ilgilenmeyen oyuncuların sadece tecrübe puanları için buraya girmeye teşvik edilmesi de pek adil hissettirmiyor. Sonuçta bu bir servis oyunu, her tecrübe puanı değerli.
Özgünlükten uzak ve dengesiz bir oynanabilir karakter kadrosu
Concord’da oynayabileceğiniz farklı silah ve yeteneklere sahip toplamda 15 “freegunner” bulunuyor. Her karakter nevi şahsına münhasır özelliklerle gelse de birbiri arasındaki bu farklılık, türü içerisindeki oyunlar arasında bir imza haline gelememiş. Çünkü karakterlerin hepsi çok çabuk tanıyacağınız ve sizi şaşırtmayacak yeteneklere sahipler.
Firewalk, oyuncuları takım oyunu ve yetenek kullanımına cesaretlendirmek istediğinden olsa gerek altını kıstığı silah etkinliğinin dengesini bu alanda tutturmayı ne yazık ki başaramamış. Çünkü bazı karakterler aşırı güçlü silahlara sahipken yetenekleri çok işlevsiz, bazılarının da su tabancası varken yetenekleri görece işlevsel. Ancak oyuncuların yetenekleri diğerlerine nazaran daha işlevsel olan karakterleri seçmek için herhangi bir motivasyonu yok. Çünkü oyunu yine çok fazla düşman vurabileceğiniz “gunner” karakterler kazandırıyor.
Karakterlerin birbirine karşı dengelemeleri de bana kusurlu göründü. Zira bu bahsi geçen ve karşısında şansınızın diğerlerine nazaran daha az olduğu “gunner” karakterlere karşı kullanabileceğiniz iki freegunner var. Tahmin edebileceğiniz gibi ikisi de kalkan özelliğine sahip. Birisi önünüze siper olabilir ve hareket edebilir bir kalkan fakat diğeri direkt kubbe gibi etrafınızı kapatıyor. Kalkanların kötü yanı ise, düşmandan gelen atışları kestiği gibi sizin atışlarınızı da engellemeleri. Hal böyle olunca kubbe kalkan açıldığında oyun adeta bir kafes dövüşüne dönüşüyor. Bu sefer karşı koymaya çalıştığınız gunner ile aynı bölgede kısılıp kalıyorsunuz.
Aynı zamanda bu kalkanlar, kötüye kullanıma da fazlasıyla müsait. Çünkü takım arkadaşınız önünüze geçip bir kalkan açarak arkasındaki düşmanı vurmanızı da engelleyebiliyor. Düşmanınız ise bütün bunlar yaşanırken sizin yerinizi görebiliyor ve ona göre oynuyor. Oyunu deneyim ederken çok kez takım arkadaşlarımın bilinçsizce açtığı kalkanlar nedeniyle alt edebileceğim düşmanlara karşı yenildim. İnanın bu hiç de keyifli değildi.
Tanıdık oyun modları, pek bir artıları yok
Oyunda birisi TDM (takım ölüm maçı) mantığına, birisi ise bölge kapmaca sistemine sahip iki farklı oyun modu bulunuyor. Bu ikisine ek olarak dereceli karşılaşmalarda da rakiplerle mücadele edebiliyorsunuz. Gündelik oyun modlarında ölümden sonra dirilip tekrar maça dahil olabiliyorsunuz ancak tahmin edebileceğiniz gibi dereceli maçlarda böyle bir durum söz konusu değil.
Brawl adındaki ölüm maçı modu, bilmediğiniz hiçbir şeyi içermiyor. Rakip takımdaki oyuncuları toplam 30 kez alt ettiğinizde takımınız kazanıyor. Aynı kazanma koşulu karşı takım için de geçerli.
Overrun adındaki bölge kapmaca modunda da bir takım, oyundaki üç bölgenin ikisini elinde tuttuğu süre boyunca puan kazanıyor. Süre çarpanlı işleyen puan sisteminde 125 puana sahip olan takım karşılaşmayı kazanıyor. Bu kadar basit. Tanımadığınız, özgünlüğüyle dikkatinizi çekecek hiçbir şey oyunun geri kalanında olmadığı gibi bu oyun modunda da karşınıza çıkmıyor.
Karşılaşma uzunluğu genç kuşağın dikkat süresi baz alınarak tasarlanmış
Günümüz Tiktok, Instagram ve YouTube Shorts mecralarının insanların dikkat süresine olumsuz etkilerinin bir meyvesi olarak, Concord’da karşılaşmalar da çok kısa olacak şekilde tasarlanmış. Tabii ki bu, bir maçta her şeye rağmen eğlenmeye başladığınızı hissettiğiniz o ana denk gelince huzur kaçırıyor. Ölüm maçları ortalama 5 dakika sürerken, köşe kapmaca oyunları da taş çatlasın 7-10 dakika arası sürüyor.
Karşılaşmaların bu kadar kısa olması “bir el atar çıkarım” diyen oyuncular için -ki muhtemelen bir el atmayacak oyuncular için- yeterli görünse de bana çok kısa geldi. Bir karşılaşmanın başlangıcında rakiplerin birbirini tartması, oyun tarzlarını değiştirmesi ve sonunda stratejilerini ortaya koyması gerektiğini hissetmeleri gerekiyor. Concord’da ise oyuna girip, birilerini vuruyorsunuz ve eğer görev objektifini bir an aklınızdan çıkardıysanız kaybediyorsunuz. Evet, görev ve takım oyununa teşvik söz konusu fakat oyun sonları, çok kısa süren bir maçın galibiyeti ya da mağlubiyeti olduğu için yeterince ödüllendirici veya cezalandırıcı hissettirmiyor.
En lazım olduğu anda ortalıktan kaybolan kare hızları
Concord’u çalıştırmak için yeterince güçlü bir bilgisayar sistemine sahibim fakat bu oyun, çatışmalar sırasında performansını yitiriyor. Herhangi bir çökme, takılma, donma sorunu yaşamasam da oyun içerisinde efektlerin havada uçuştuğu çatışma anlarında kare hızı, aleyhime işleyecek şekilde yarı yarıya düşüyor. 80-90 FPS civarlarındaki performansım en lazım olduğu anda 40-45’lere düşünce, tadım da haliyle fena şekilde kaçtı.
Bunun dışında Concord’un hala ufak tefek hataları var. Öldükten sonra yeniden doğmak istediğinizde size bir süre haritanın alakasız bölgelerini izletebiliyor. Oynarken “bunu her gördüğümde ekran görüntüsü alacağım” dedim ve şu anda Steam’de muhtemelen bu şekilde 10-15 ekran görüntüsü biriktirdim. Aşağıda da bahsedeceğim gibi neredeyse bir AAA oyun fiyatı verdiğiniz “premium servis oyunu” bu şekilde elinizde kırılınca insanın içi gıdıklanıyor. Concord’u incelemem için bana her ne kadar bir ön sipariş kodu temin edilmiş olsa da incelerken, tüm fiyatı ödemiş gibi düşünüyorum. Çünkü bu oyunu almak için araştırma yapan ve bu inceleme yazısına da aynı vesileyle rastlayan sizler para ödemeye hazırlanıyorsunuz.
Bütün bunlar neredeyse bir AAA oyun fiyatına satılıyor
Özgünlükten uzak ve dengesiz oynanışıyla benim için bir hayal kırıklığına dönüşen Concord, tüm bu karın ağrılarına rağmen neredeyse bir AAA fiyatına satılıyor. Benden önce beta incelemesinde sevgili arkadaşım Eren’in de bahsettiği gibi Concord, oynaması ücretsiz olması gereken bir oyun. Gelir modelini elde ettiği oyuncuları elinde tutarak, oyun içi satın alımlar üzerine inşa etmeli. Tabii bunu hala elden bırakmış değil çünkü özelleştirebileceğiniz sayısız alan bulunuyor. Yani Concord, sizden neredeyse bir tam oyun fiyatı isteyip ekstra kozmetikler için de harici ödeme yapmanızı istiyor. Steam‘de Türkiye’nin dahil olduğu MENA bölgesi için hiçbir farklı fiyatlandırma yapılmamasından bahsetmiyorum bile… Tıpkı Türkçe dil desteği bölümünde olduğu gibi, MENA fiyatlandırması da puanlamaya dahil değil. Bunu da belirtmek isterim.
Prodüksiyon kalitesi ve sanat tasarımı yerinde
Birinci parti PlayStation oyunlarından alıştığımız sinematik kalite ve sanat tasarımı, Concord’da da farklı değil. Yani grafiklerinden tutun arayüzüne, görsel efektlerinden parçacıklarına kadar iyi cilalanmış bir oyunla karşı karşıyayız. Oyunun kendisine benimsediği görsel kimlik hoş görünüyor ve arayüzü de kullanışlı olmakla birlikte sanatsal bir tatmin de yaratıyor. Herhalde oyuna dair en beğendiğim şey bu oldu.
Uzun lafın kısası
Velhasıl kelam Concord, Sony’nin Helldivers 2 ile yaşadığı başarıyı sürdürmek için atılmış bir adım olsa da şu anda bu fiyattan almanızı önerebileceğim bir oyun değil. Çünkü marketteki rakipleri arasında size benzer -bazen daha iyi- deneyimler sunabilecek onlarca oyun var ve bunların bir kısmı da oynaması ücretsiz şekilde sunuluyor. Sezonlar geçip geliştiriciler oyunculardan gelecek geri bildirimleri değerlendirir ve oyunu şekillendirirse, belki o zaman önerebilirim. Ancak benim oynadığım sürümüyle Concord, bir hayal kırıklığından fazlası olmadı.
Umarım bu içerikte yüzlerce saatinizi vereceğiniz yeni servis oyununuzu ararken bir yol çizmeniz konusunda size yardımcı olabilmişimdir. Bir başka incelemede daha görüşmek dileğiyle, sevgi ve oyun ile kalın.