Savaşın olmadığı, keşfin ve dost canlısı sevimli yaratıkların olduğu Ava gezegenine düşen bir iyilik meleğiyiz adeta. Creatures of Ava, son dönemlerin en özgün yapımı değil belki ama, düşünce olarak diğer oyunlardan ayrılmayı başarabilen fakat bunu sadece belirli bir süre koruyabilen temeliyle ön plana çıkıyor. İşte karşınızda Creatures of Ava incelemesi;
Ava dünyası bizlere neler sunuyor?
4 farklı ekosisteme bölünmüş olan Ava gezegeni, oyuna başladığımız anda aslında “Withering” isimli bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu bizlere gösteriyor. Ava’nın çevresini kasıp kavurmuş bu enfekte hastalık ağaçları, hayvanları ve orada yaşayan halkı derinlemesine etkiliyor. Vic ismindeki karakterimizin tek amacı ise buradaki yaşanabilir ekosistemi tekrar hayata döndürmek ve gezegeni kurtarmak. Ana temel oldukça basit ve sade bir şekilde anlatılıyor. Yani Withering enfeksiyonunu temizlemek için Ava gezegeninin sakinleriyle işbirliği yap, etraftaki doğal yaşamı koru ve bir yandan da kendi geçmişini öğren.
Creatures of Ava özünde bir “yaratık kurtarma” oyunu. Son dönemlerde popüler olan Palworld misali, hatta bir Pokemon misali yaratıkları kurtarmaya çalışıyorsunuz. Yani onları kendinize saklamıyorsunuz veya savaştırmıyorsunuz ama enfekte olmuş bir gezegenden onları kurtararak daha doğal bir yaşam alanı sağlamaya çalışıyorsunuz. Bu yönden Palworld veya Pokemon gibi evrenlere benzerlik gösterdiğini söyleyebilirim. Çünkü bu canlıları yakalamak her zaman çok basit olmuyor. Enfekte olan bazı canlılar agresif tavırlar sergiliyor ve onları çeşitli yollarla önce iyileştirmeye daha sonra ise kurtarmaya çalışıyorsunuz.
Ava gezgeni bize 4 farklı ekosistem sunuyor demiştim. Her bölge birbirinden çok daha farklı lokasyonlara ve canlılara ev sahipliği yapıyor. Bu bölgeler içerisindeki görevler dışında çoğu şey birbirinden farklı ilerliyor. Örneğin ilk bölgede kurtarmanız gereken canlılar diğer bir bölgede çok daha farklı bir şekilde işinize yarıyor gibi gibi. Ayrıca bu dünya içerisinde yine oranın yerli halkı var ve size her konuda yardımcı olmaktan çekinmiyorlar. Onlardan yan görevler alabiliyor ve gezegen hakkında çeşitli bilgilere erişebiliyorsunuz.
Adeta bir müzikale çıkmış gibi
Karakterimiz Vic’in elinde bir blok flüt var. Evet bildiğiniz blok flüt. Bu flüt ile birlikte enfekte olmamış ama insan görünce sağa sola koşturan canlıları evcilleştirme şansınız bulunuyor. Evcilleştirmek istediğiniz her canlı türünün kendine ait bir nota şeması bulunuyor. Yani flütü çıkarttığınız zaman sizden istedikleri melodiyi çalmanız gerekiyor. Doğru notalara doğru zamanlama ise basarak bu canlıları evcilleştirebiliyor ve onları kullanabiliyorsunuz. Evet, kullanmak!
Oyun içerisinde bazı bölgelere kendi başınıza erişim sağlamanızın imkanı yok. Ava gezgeni içerisinde her canlının yapabileceği bazı özellikler bulunuyor. Önce bu canlıları flüt ile evcilleştirmeli ve daha sonra onlara bağlanmanız gerekiyor. Aynı Avatar filminde olduğu gibi bir ruh bağlanmasından söz ediyorum. Bu bağlanma işlemini tamamladıktan sonra canlıyı dilediğiniz gibi kullanabiliyorsunuz. Örneğin yolun ilerisinde bir duvar var ve sizin de karşısına gitmeniz gerekiyor. Bu duvarın yakınında onu yıkabilecek güçte bir canlıyı evcilleştirdiğiniz zaman işiniz de görülmüş oluyor aslında. Yani duvarı yıkabilecek özellikteki canlıyı bul, onu evcilleştir, daha sonra ona bağlan ve yaratığı kullanarak gidip duvarı yık. Sıralama bu şekilde ilerliyor.
Aslında bu sistem bence gayet güzel. Ayrıca oyunun keşif odaklı olduğunun da alt temelini çiziyor. Canlılara bağlanmak ve yeteneklerini kullanarak yeni patikalar açmak oldukça keyifli. Bu sayede “şurada ne varmış bir bakayım hemen” diyor insan. Yani içinizdeki kâşif duygusu bir anda açığa çıkmaya başlıyor diyebilirim. Peki sadece bu canlıları kullanarak mı yolumuzda ilerleyebiliyoruz? Tabii ki hayır. Oyunun başında bizlere verilen ve bölgede farklı bir yetenekle süslendirdiğimiz büyülü asamız bulunuyor. Zaten bu “asa” dediğim alet ile enfekte olmuş hayvanları evcilleştirebiliyor, yolumuzun üzerinde yine enfekte olmuş doğal yaşamı kurtarabiliyor ve kendimize yeni yollar açarak farklı keşifler yapabiliyoruz.
İyi hoş ama Creaturs of Ava başka neler sunuyor?
Aslında bunların dışında pek fazla şey sunmuyor. Yani düşünce olarak gerçekten çok güzel ve eğlenceli bir temele sahip. Senaryo açısından da merak uyandırıcı bazı anların olduğunu söyleyebilirim. Özellikle ana karakterimiz Vic’in geçmişinden bazı parçaları bulmak veya Ava gezegeni hakkında daha derin bilgilere ulaşmak için etraftan bulduğumuz tabletlere odaklanmak keyif verebiliyor. Ancak oynanış anlamında yukarıda bahsettiğim özelliklerden başka bir şey sunmuyor oyun.
Genel anlamda belirli bir süreden sonra tekrara düştüğünü söylemem lazım. Dört farklı ekosisteme bölünüyor dedik ve her ekosistemde farklı bir doğal yaşamla karşılaşıyorsunuz ama yaptığınız şey temelde hep aynı geliyor. Ana amacınız gittiğiniz o bölgeyi enfekte olmuş halinden kurtarmak fakat bunu sunuş tarzı hep aynı. En azından her bölgeye özgün bir sunuş tarzı veya anlatış biçimi gösterilebilirmiş diye düşünüyorum. Her bölgeye farklı bir biyom veya canlı türü koymak ile iş bitmiyor ne yazık ki. Genel anlamda aynı şeyleri tekrarlıyormuş gibi hissetmenize dur diyen tek şey ise yan görevler. Şayet yan görevleri sallamayan bir oyuncuysanız gerçekten oyun size bir süre sonra sıkıcı gelmeye başlayacak. Ancak yan görevler ile birlikte hem senaryoyu daha derinleştirme şansınız bulunuyor hem de en azından oyunun size sunduğu tekrarlanmış sistemden biraz olsun uzaklaşarak daha farklı bir çizgide ilerleme şansı buluyorsunuz. Tabii karar yine size kalmış durumda.
Bu senenin en iyi “aile” oyunu kıvamında
Çok derin manalar aramayacağınız, oynarken kafa yormayacağınız ve farklı bir gezegeni keşfederken en azından yeni hikayeler duyabileceğiniz Creatures of Ava, bu senenin en iyi aile oyunlarından bir tanesi. Aile oyunu diyorum çünkü genç veya yetişkin herkes rahatlıkla oynayabilir. Savaş sisteminin minimal tutulduğu ve hatta neredeyse olmadığı bir düzlemde bulunan Creatures of Ava, genellikle keşiflere odaklanmış, doğal bir ekosistemi kurtarmaya çalıştığınız ve çok derin olmasa bile dinlerken keyif alacağınız hikayesiyle ön plana çıkıyor kısacası.
Ancak yukarıda da bahsettiğim gibi şayet sürekli aynı şeyleri tekrarladığınız oyunlar sizi boğuyor ise biraz uzak durmanızda fayda var diye düşünüyorum. Çünkü temelinde sürekli aynı şeyi yaptığınız ve sadece 1-2 minimal yenilik öğrendiğiniz bu oyun sizin için çok sıkıcı bir oyun konumuna dönüşebilir. Yine de ben oynarken keyif aldım. Yer yer çok sıkıldım, bunaldım ve hatta kapatıp uzaklaşmak bile istedim. Ama eni sonu döndüğümde çok rahat 1-2 saatimi geçirdim ve mutlu kapattım oyunu. Yaklaşık 10-15 saat aralığında bitirebildiğinizi de söylemek istiyorum.
