Dead Island 2 bazı oyun otoriteleri tarafından oynanmaya başladı ve yapıma dair ilk izlenimler gelmeye başladı. Serinin geri dönüşü görünen o ki bazı oyuncular için beklenenin altında bir kalite çıtasına sahip ancak övüldüğü yerler de fazlasıyla mevcut. Oyunun ilk beş saatine yönelik izlenimler farklı yorumlar içeriyor.
Dead Island 2 için ilk yorumlar biraz karışık
PCGamer‘dan Robert Valentine oyunu erken oynama şansına sahip olan oyunculardan biri. Oyun hakkında yaptığı yorumlarda genel olarak kısa hikayesinin sunabileceklerinin bir limiti olduğunu vurguluyor. Şaşırtıcı bulduğu şeylerden birisi ise oyunun açık dünya olmayıp lineer bir yapıda ilerliyor oluşu olmuş. Aynı zamanda oyunun senaryosunun 15 ile 20 saat arasında tamamlanabileceğini paylaşmış.
Bu nispeten olumsuz yorumların yanı sıra Eurogamer‘dan Ian Higton da oyunu oynayıp izlenimlerini yayınlamış. Oyundaki vahşet unsurlarının bugüne kadar hiçbir oyunda olmadığını söylüyor. Hatta oyundaki ceset sisteminin “hem ürkütücü hem de görkemli” olduğunu belirtiyor. Oyunun ilk 5 saatini oynama şansına sahip olduğunu ve bu 5 saatin gerçekten çok iyi geçtiğini belirten Higton, oyundaki bölümleri “mini-açık dünyalar” olarak betimliyor. Anlaşılan Dambuster Studios, ilk oyunlardaki formülü değiştirmemiş. Oyundaki vahşetin seviyesi çok yüksek olduğundan YouTube videosuna yaş sınırı getirmesin diye bütün vahşet unsurlarını da kedilerinin fotoğraflarıyla sansürlemiş 🙂
GameSpot‘tan Mark Delaney ise oyunun dünyasının bazı yerlerde can sıkıcı olacak kadar kısıtlayıcı olduğunu ancak lineer devam etmesine rağmen kendi seçiminizle gidebileceğiniz bir çok yer barındırdığını söylüyor. Hatta ilk Dead Island oyunundan ziyade dünyasının kısıtlayıcılığını BioShock oyunlarına benzettiğini söylüyor. Oyunun dünyasının ne kadar dar olursa olsun etrafta yapılabilecek çok fazla şey olmasıyla bir derinliğe sahip olduğunun da altını çiziyor. Hatta “oyun sandbox olsa belki de bu derinliğe ulaşamazdı” diyor.
Oyun sektöründen birçok isim Dead Island 2‘ye dalma şansı buldu ve gelen yorumlarda genellikle dünyasının beklenenden ziyade daha doğrusal işleyen ve daha küçük bir alana sahip olduğu vurgulanıyor. Ancak bunun kötü bir şey olmadığını belirtmekte fayda var. Zira içi boş ve cansız hissettiren açık dünya oyunlardan ziyade dolu dolu tasarlanmış doğrusal yapıdaki haritalar arasında geçiş yapmak oyunlara farklı bir tat katacaktır. Aynı zamanda sektörde son yıllarda çok tartışılan “her oyun açık dünya olmak zorunda mı?” sorusuna da doğasıyla yeni bir yanıt getirecektir.
