EA Sports FC 25 İnceleme

EA Sports FC 25 inceleme kopyası, Electronic Arts tarafından Atarita’ya iletilmiştir.

EA Sports FC 25 incelememize hoş geldiniz. EA Sports’un yeni futbol oyununu bir süredir oynuyordum ve nihayet eleştirilerimi paylaşmak için karşınıza çıkmaya hazırım. Ülkemizde en popüler oyunlardan birisi olan ve adeta bir kültür haline dönüşen bu seri, yeni oyunuyla ileriye kaç adım atmış? Gelin bunu etraflıca inceleyelim, yenilikleri ve gelişmeleri de değerlendirelim.

Not: Bu incelemede oyunun FUT veya çevrim içi özelliklerinden ziyade temel yapısı, içerisinde bulundurduğu oyun modları ve burada yaşanan/yaşanmayan gelişmeler ele alınmıştır.

EA Sports FC 25 İnceleme: Çok tanıdık ama iyi

İlk kez çocukken oynadığım FIFA 2000’den beridir seriyle içli dışlıyım ve 17’den bu yana yaşanan sıçramaların hep küçük adımlardan ibaret olduğunu da biliyorum. EA Sports FC 25’in üzerinde de bu yıllardır yaşanan küçük sıçramaların sorumluluğu vardı, bence de böyleydi. Yani bu sene ABD merkezli şirketin beni ikna edebilmesi için büyük adımlar, en azından geçen yıllardan daha büyük adımlar atmasını bekliyordum. Zira öyle de olmuş. FC 25, çok tanıdık ancak geçen yıllara göre çok iyi yönde ilerleyen bir oyun olmuş. EA Sports’un futbol oyunu, her yıl ekranda gördüğümüz müsabakalara biraz daha yaklaşıyor ve bu sene en ciddi adımlardan birisi atılmış.

Tabii ki “futbolu ne kadar değiştirebilirler ki?” sorusu serinin ileriye attığı adımların uzunluğunu da etkiliyor. Ancak Rush adındaki yeni oyun modu, her sene üzerine katılarak ilerlenen ve bu sene belki de en iyi haline kavuşan Hypermotion teknolojisi, geçmiş yıllardan biriken oyun modlarının silinip kaybolmamasının sağladığı çeşitlik derken dolu dolu bir oyunun beni beklediğini bilmiyordum.

Yeni oyun modu RUSH, oyuna farklı bir lezzet katmış

EA Sports FC 25 ile hayatımıza giren Rush oyun modu, profesyonel futbol müsabakalarının karmaşıklığını silip süpüren çok eğlenceli bir seçenek olmuş. Yeni mod her takımın 5 oyuncudan oluştuğu, daha küçük bir sahada görece şiddeti daha yüksek karşılaşmalar sunuyor. Bunun devrim niteliğinde bir oyun modu olduğunu söylemek güç ancak dokunduğu diğer unsurlarla genel deneyimi ziyadesiyle artırmış. Mesela, Rush modunu teknik direktör kariyeri modunda da genç takımlar arasında yapılan turnuvalara yedirmişler. En çok da bunu sevdim. Artık genç oyuncuları, yetiştirdiğimiz geleceğin yıldızlarını A takıma dahil etmeden kontrol edebilecek, onlarla oynayabilecek ve güçlü veya zayıf yönlerinin ne olduğunu anlayabileceğiz. Her sene kariyer modunda bir Şampiyonlar Ligi serüveni yaptığımdan, benim için bu çok iyi bir yaşam kalitesi iyileştirmesi oldu.

Genç oyuncular gerçekten de gençler, Küçük Enis gibi dayıma benzemiyorlar (üzgünüm Küçük Enis)

Her FIFA oyununda ve EA Sports FC 24’te altyapıdan oyuncu yetiştirmenin en kenara atılmış özellik olduğunu düşünürdüm. Bu sene bu tarafta da iyileştirmeler görmek beni çok mutlu etti. Artık genç oyuncularımız 13-14 yaşında kendilerini gösterip altyapı takımına dahil olabiliyorlar ve gerçekten de 13-14 yaşlarında gibi görünüyorlar. Yani 15 yaşındaki oyuncu, 30 yaşında gibi görünmüyor. Tabii hala bölgeler için belirlenen daracık isim havuzları nedeniyle aynı bölgeden gelen 5 genç futbolcunun soy isimlerinden 3 tanesi aynı. Yani hala “Kadir Demir, Adnan Demir, Onur Demir” isimli 3 oyuncu aynı anda yetenek avcınız tarafından tespit edilebiliyor.

• Genç oyuncular demişken: İşte hazırladığım EA FC 25 potansiyelli oyuncular listesi.

Animasyonlar tarafında gelişmeler mevcut

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Hypermotion teknolojisi gelişimini göstermiş. Tabii burada, FC 24’ün çok çok üzerine çıkıldığını söylemek pek doğru olmayacaktır. Yine de oyuncuların koşu, müdahale, şut gibi animasyonlarında daha fazla çeşit ve daha gerçekçi bir görüntü yakalanmayı başarmış. Aynı zamanda eski gol sevinçleri korunurken yenileri de eklenmiş. Böylelikle uzun vadede tekrara düşmesi daha uzun sürüyor.

Sinematik kalitede ileriye doğru adımlar atılmış

EA Sports’un her yıl sahada oynanan oyunu ekranlara yansıtmaya biraz daha yaklaşmasını seviyorum. Geçen yıl FC 24’ü oynarken de bu yönde bir ilerleme görmüştüm ancak bu yıl daha büyük adımların atıldığını hissettim. Gol sevinçlerindeki alan derinliği, gol tekrarlarındaki animasyonlar ve Hypermotion’un bakış açısından gösteren kamerasıyla sinematik deneyim büyük oranda artmış. Ceza sahası içerisinde sık paslar yaparak attığınız golden sonra son vuruşu yapan oyuncunun gözünden pozisyonun bir kısmını izleyebilmeniz, oyunun içine çekilmenize fazlasıyla yardımcı oluyor. Yahut oyuncu kariyeri modunda kendi oyuncunuzun gözünden attığınız golü izleyebilmeniz de yine aynı şekilde bu duruma yardımcı oluyor.

Bu yıl oyuncu yüzleri de geçen yıla göre daha iyi görünüyor. Özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray ile yapılan ortaklık sonrasında bu takımların oyuncularının da yüzleri neredeyse bire bir şekilde oyuna aktarılmış. Ancak burada, hala bazı oyuncuların çok iyi yapılmadığını ve o kadar da benzemediğini de söyleyebilirim. Örneğin, Barış Alper Yılmaz, Mert Hakan Yandaş, Fernando Muslera, Mert Müldür gibi Türk oyuncuların yüzleri, gerçek hallerine pek benzemiyor. Yine de bu iki takımın oyuncularının büyük kısmının yüzleri gerçekten özenle tasarlanmış.

Sahalar, tribün ve maç atmosferi güzel yansıtılıyor

Futbol sahalarındaki çimler, stadyumların ışıklandırmaları, tribünler gibi hususlarda bu sene gelişmeler görmek mümkün. Tabii ki hala tribündeki taraftarların %20’si birbirine çok benziyor, bir kısmı da birbirinin kopyası. Ancak bu taraftaki tercihlerin bir noktada performans optimizasyonu için yapıldığını anlıyorum. Zira tribünde birbirinden farklı 40.000 modelin görüntülenmesi ve bunların gerektirdiği işlem gücü, yapılması durumunda korkunç sonuçlara da sebep olabilirdi.

Tik, tak, teknik! FC 24’ten çok daha iyi çalışıyor

Öte yandan mevcut sürümde EA Sports FC 25, söylemekten mutluluk duyduğum şekilde FC 24’ten daha iyi çalışıyor. Oyun içerisindeki FPS değerimin 100’ün altına düşmediğini söyleyebilirim. Geçen yıl, FC 24‘te aynı ayarlarda çok daha düşük değerler alıyordum.

Oyunu oynadığım PC konfigürasyonunda Ryzen 5 5600X işlemci, RX 6650 XT ekran kartı ve 16 GB RAM bulunuyor. Oyun ise yüksek hızlı bir SSD’ye yüklü.

Hatta Radeon Software üzerinden göstermem gerekirse, oyunu oynadığım 18 saat süre boyunca FPS ortalamamın nerelerde olduğunu kendiniz görebilirsiniz. Monitörümün 144Hz olduğunu göz önünde bulundurursak, 142 FPS benim için rüya gibi bir değer.

Tabii ki üzülerek şunu da belirtmem gerekiyor; bazı can sıkıcı buglar hala mevcut. Özellikle siz de benim gibi oyuncu veya teknik direktör kariyeri yapmaktan keyif alıyorsanız, büyük ihtimalle burada canınızı sıkacak bazı durumlar olacak. Örneğin, yeni kariyer arayüzünde yaşanan gelişmeler ana ekranda listeleniyor ve bir “checklist” gibi girip hepsini inceleyerek, ekranı temizleyebiliyorsunuz. Ancak bazı durumlarda, bazı görevler ne yaparsanız yapın oradan silinmiyor. Bu gerçekten can sıkıcı. Bu ve bunun gibi görece küçük, oyun bozan hatalardan daha önemsiz ancak deneyimi de olumsuz yönde etkileyen hatalar ne yazık ki mevcut.

Uzun lafın kısası

Velhasıl kelam “bu nereye kadar böyle gidecek” dediğimiz serinin yeni oyunu EA Sports FC 25’te gördüğüm gelişmeler, olumlu yönde düşünmemi sağladı. İncelemede puanlamaya katkısı olmadığı için bahsini geçirmedim ancak burada bir iki cümle etmek isterim. Türkiye tarafında yapılan pazarlama çalışmaları, futbol kulübü ortaklıkları beni çok sevindirdi. Yine de yeni oyunda milli takımın hala olmadığını belirtmeliyim. Merak edenleriniz olabilir diyerek buna da yer vermek istedim. Genel olarak EA Sports FC 25, şu haliyle çok iyi bir futbol oyunu ve serinin geleceği hakkında da iyi sinyaller veriyor.

Benim bu incelemede sizlerle paylaşacaklarım bu kadardı. Tabii ki hala aklınızdaki soruları yorumlar kısmında paylaşabileceğinizi de belirteyim. Elimden geldiğince yanıtlar, soru işaretlerini giderme konusunda yardımcı olurum. Ayrıca görüşlerinizi duymayı da sabırsızlıkla bekliyorum. Sevgi ve oyun ile kalın.