Otomobil simülasyonu türündeki oyunları çok seven bir oyuncu olarak, bu yılın en çok beklediğim oyunlarından bir tanesi de Expeditions: A MudRunner Game idi. SnowRunner’da geçirdiğim zorluklarla dolu yaklaşık 100 saatin ardından, kendimi bu maceraya fazlasıyla hazır hissediyor ve bu oyun ile birlikte serinin geleceğini şekillendirecek bir yapı oluşacağını düşünüyordum. Peki sonuç ne oldu? Tüm bunların cevabı incelememde.
Expeditions: A MudRunner Game’e doğru olan yolculuğum
Otomobil simülasyonu türündeki oyunları çok sevdiğimi söylemiştim değil mi? Aslında bu tam olarak doğru değil. Ben, bu türdeki oyunların sadece çok küçük bir kısmına ilgi duyuyorum. Bu tarz simülasyon odaklı oyunlarda yarış yapmayı kesinlikle sevmiyor, kendi hâlimde huzur ile araç kullanmaktan, belirli görevler ile ilerlemekten keyif alıyorum. Aslında buradaki yalnızlık ve yolculuk duygularından besleniyorum. Evet, böyle anlatınca kulağa birazcık tuhaf gelmiş olabilir fakat zevk meselesi. Bu yüzden SnowRunner ile ilk tanıştığımda ‘’Bu oyun adeta benim için yapılmış!’’ tepkisini vermiştim. Çünkü SnowRunner’ın verdiği yalnızlık ve tüm zorluklarla olan mücadelemiz bana çok iyi hissettiriyordu. Hâliyle Expeditions: A MudRunner Game için heyecanım da büyüktü.
Aslında Expeditions’a dair heyecanlı olduğum asıl nokta, MudRunner ve SnowRunner’ın temelini içerirken seriye getireceği yenilikleri görecek olmaktı. Bir süredir de oyunu deneyimliyorum ve söyleyebilirim ki yenilikler açısından gerçekten kuvvetli bir oyun. Tüm bu yeniliklerin serinin gidişatında önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum. O halde lafı daha fazla uzatmadan bu maceranın derinliklerine doğru ilerleyelim.
Expeditions, sevdiğimiz ve bildiğimiz o deneyimin birçok yenilik ile buluşmuş hâli.
Bildiğiniz üzere MudRunner ve SnowRunner oyunları, açık dünyaları ile öne çıkan ve bu açık dünyalarda çeşitli görevleri kovaladığımız oyunlardı. Bu sistem, Expeditions: A MudRunner Game’de de kendisini koruyor olsa da oyunun size sunduğu ana odak biraz farklı. Expeditions’ta, oyunun isminden de belli olacağı üzere keşfetmeye yönelik bir atmosfer hakim. Şu anda oyunda üç farklı harita bulunuyor. Bunlar sırasıyla; Little Colorado, Arizona ve Carpathians. Bu haritaların her biri, kendi içerisinde belirli sayıda keşif görevlerine sahip. Yani oyun sizi doğrudan açık dünyaya salmıyor. Öncelikle bu keşif görevlerini bitiriyorsunuz ve daha sonrasında açık dünyaya erişiyorsunuz. Örneğin Arizona’nın 37 tane operasyon görevi bulunuyor. Oyunun haritasına, bu görevler eşliğinde erişiyorsunuz ve size sunulan yönergeleri gerçekleştiriyorsunuz.
Yani aslında Expeditions’ta oyun size ana bir amaç sunuyor ve keşif duygunuzu pekiştiriyor. Tüm bu görevler tamamlandığında ise o haritanın açık dünyasına ulaşabiliyor ve dilediğiniz gibi keşfedebiliyorsunuz. Ha bu arada yanlış anlaşılsın istemem, görevleri yaparken haritaya erişimimiz oluyor. Yani diğer yan aktivitelere bu sırada da ulaşabiliyorsunuz fakat serbest gezinti kısmını beklemeniz daha sağlıklı olacaktır. Her bir görev operasyonuna çıkmadan önce, oyun bize o görev için nelere ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Örneğin diyor ki ‘’Senin bu görev için bir sismik izalatöre ihtiyacın var, bir tane de vinç takma aparatın olsa çok iyi olur.’’ Biz de otomobilimizi bu bilgilere göre şekillendiriyor ve görev alanına giriş yapıyoruz. İzalatör ile belirlenen alanlara ulaşıyor ve oraları araştırarak ilgili bölgeye dair ipuçların izini sürüyoruz.
Benim en çok beğendiğim bir diğer yenilik ise envanter sistemi olmuş. Expeditions ile birlikte artık bir envanterimiz var ve teçhizat bakımından kendimizi görev öncesinde donatabiliyoruz. Bildiğiniz üzere bu zaten yapabildiğimiz bir şeydi ve ekstra benzin ile araç tamir parçası koyabiliyorduk. İşte ben bundan bahsetmiyorum. Artık yeni envanterimiz ile birlikte istersek vinç atabileceğimiz bir ekipman istersek de devrildiğimizde bizi istediğimiz pozisyonda düzeltecek bir eşya bulundurabiliyoruz. Tabii ki bunları para ile satın alıyoruz fakat riskli ve zorlu görevlerde gerçekten çok kritik bir rol oynuyorlar. Yani oyunu tek başınıza oynuyorsanız – Oyun zaten şu anda tek kişilik. Co-op seçeneği ilerleyen güncellemelerde gelecekmiş. – uzun bir yolculukta devrildiğinizde veya çamurlu bir alanda sıkışıp vinç atacak bir alan bulamadığınızda artık her şeyin sonu demek değil.
Bu envanter sistemi bununla sınırlı değil, birçok ekipmanı kendi içerisinde barındırıyor. Bunlardan bazıları da ücretsiz ekipmanlar, zamanı gelince lazım olabiliyorlar. Oyunun görev çeşitliliği açısından da kuvvetli olduğunu düşünecek olursak her bir cihazın ve eşyanın sizin için kritik rol oynayacağı bir dönemin geleceğini söylemem yanlış olmaz. Aslında bu yüzden haritada görevler esnasında denk geldiğiniz küçük keşif unsurlarına göz atmak da bir nevi önemli. Mesela bulduğum bir eşya sayesinde sonsuz vinç alanı oluşturabiliyordum. Kendisi, alana yerleştirildikten sonra yanına gidince geri alınabiliyordu. Envanterimiz aracılığıyla satın aldıklarımız ne yazık ki tek kullanımlık. Bence tüm bu unsurlar, oyuncunun üzerinden büyük yükler alırken aynı zamanda mücadele hissiyatında herhangi bir eksiklik oluşturmamış. Çünkü aslında kullanacağınız her şeyin bir bedeli bulunuyor. Para, özellikle araç geliştirmeleri konusunda büyük rol oynuyor ve devrildiğinizde sizi düzeltecek olan ‘’Jackscrew’’in fiyatı kulağa pahalı geliyor. Bu noktada oyun sizi, daha dikkatli oynamaya ve paranızı kollamaya itiyor. Yani oyun aslında belirli bir fedakarlık uğruna ilerleyebileceğiniz farklı çözümlere de yer veriyor ki bence olması gereken sistem de en başından beri buydu.
Expeditions, içerisinde kendi cihaz sistemini barındırıyor. Vinç zaten her zaman yanımızda olan bir şeydi. Bunun yanına dürbün, dron ve seçimlerimize göre ekleyebileceğimiz birçok yeni cihaz dahil olmuş. Tabii dürbün ve dron da genel olarak vinç gibi kalıcı. Dürbün, özellikle tepelerde çok işimize yarayan bir alet. Etrafı keşfedebiliyor ve özellikle ‘’airdrop’’ var mı diye kolaçan edebiliyoruz. Bu tarz eşyaların bulunduğu alanları kaçırmamak adına kullanılabiliyor. Ben daha çok manzara seyretmek istedim. Dron ise çok daha kullanışlı çünkü aracınızı bir köşeye park edip etrafı keşfe çıkmak ve ön yol analizi yapmak çok mantıklı oluyor. Tabii ki dronun kat edebileceği alan sınırlı oluyor fakat genellikle rotanızı belirlemek ve haritayı keşfetmek açısından yeterli oluyor. Üstelik lojistikçiler aracılığıyla bu menzili de artırabiliyorsunuz. ‘’Lojistikçiler de ne?’’ dediğinizi duyar gibiyim. Birazdan sıra onlara da gelecek.
Tüm bu cihazların yanı sıra oyuna bir de lojistikçiler eklenmiş. Oyunda bir keşif operasyonuna çıkmadan önce hem kullanacağımız araçları hem de yanımıza alacağımız lojistik ekibini belirleyebiliyoruz. Bu lojistikçiler, belirli alanlarda uzmanlaşmış insanlar oluyorlar ve kamp içerisinden bizi destekliyorlar. Örneğin bir hidrolog, suyun içerisindeyken aracımızın yiyeceği hasarı büyük oranda azaltabiliyor veya farklı uzmanlık alanından bir lojistikçi bize ekstradan tamir aparatları sağlayabiliyor veya bir başkası dronumuzun menzilini güçlendirebiliyor.
Expeditions: A MudRunner Game’in yeniliklerle dolu olduğunu söylemiştim değil mi? Henüz anlatacaklarım bitmedi fakat ben incelememin bu kısmına kadar anlatmış olduğum tüm bu yeniliklere bayıldım. Bunların her biri seriye yakışan ve tat katan şeyler olmuş. Özellikle geliştirici ekibin keşif tarafına odaklanması bence şahane bir değişiklik. Bahsetmek istediğim bir diğer etken lastik basıncını anlık değiştirebiliyor olmamız. Expeditions, oldukça çeşitli zeminlere ev sahipliği yapan bir oyun. Dolayısıyla lastik basıncımızı bazı durumlarda değiştirmek, gerçekten işe yarayabiliyor. Örneğin basıncı birazcık düşürerek aracımızın taşlı bölgelerdeki performansını artırabiliyoruz. Oynanışa stratejik bir formül katan bu sistem, artık sol köşede kendi arayüzüne sahip ve çok daha erişilebilir bir durumda.
Tüm bunların dışında araçlarımızı modifiye etme kısmının gelişimini beğendim. Benzer bir arayüz ve benzer bir sistem bulunuyor fakat incelememin üst kısımlarında bahsettiğim envanter sistemi, küçük bir hali ile araçlar için de uyarlanmış. Otomobillerimiz için aldığımız bazı parçalar, kendi içlerinde bazı depolama alanlarına sahip oluyorlar ve biz de bunları istediğimiz gibi eşyalar ile doldurabiliyoruz. Buraya genelde acil durum benzinleri ve tamir aparatları koymak en mantıklısı oluyor. Yani aslında artık görev öncelerinde bütün kriz anlarını çözecek ve mevcut görevin şartlarını karşılayacak bir araç konfigürasyonu oluşturuyoruz.
Birazcık da görsellik, fizikler, teknik detaylar.
Expeditions: A MudRunner Game’i sürekli olarak serinin temel yapısına getirdiği yenilikler ile anlatıyor olsam da bu kesinlikle ayrı bir oyun. Görünen o ki Focus Entertainment, serinin potansiyelini genişletmek istiyor ve Expeditions markasını da bir ara macera niteliğinde sürdürecek. Tabii bunlar sadece benim tahminlerim. Ne olacağını sadece zaman gösterecek olsa da ben Expeditions’ın hâlâ birçok güncellemeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Tamam yenilikler harika, oynanış keyifli fakat görsellik bakımından teknik sorunları bulunuyor. Yeni bir göreve başladığımda kaplamalar bende yüklenmemiş oluyor ve onları geri getirmek için kamera açısını birazcık değiştirmem gerekiyor. Bu, oyunu deneyimlerken yaşadığım tek teknik sorun değil. Ara sıra oynanış esnasında donuyor ve kare hızları düşebiliyor. Özellikle kaplama sorunu biraz sinir bozucu olsa da bunlar tabii ki küçük şeyler ve en kısa sürede çözüleceğini umut ediyorum. Gene de oynanış deneyimini bir noktada baltalayan etkenler sonuçta.
Bildiğiniz üzere Expeditions, zorlu koşullarda araç sürdüğümüz fizik tabanlı bir oyun. Saber Interactive, bu konuda oldukça deneyimli bir firma ve Expeditions ile birlikte de gerçekten başarılı bir iş çıkarmayı başarmışlar. Aracımı kullanırken zemindeki her bir parçayı, her bir engeli ve aşmam gereken zorlu engebeleri hissederek oynadım. Özellikle suyun hakim olduğu alanlara girerken, bata çıka ilerlerken ve eko aracımız ile derinliği ölçmeye çalışırken bu kısım fazlasıyla dikkatimi çekti. Bence Expeditions, oynanış deneyimi açısından baya keyifli bir iş olmuş.
Saber Interactive, Expeditions ile birlikte dersine çok iyi çalışmış.
SnowRunner ile birlikte seriye aşina bir oyuncu olsam da kabul edebileceğim bir etken var ki o da bu oyunların herkese göre olmadığı. Ben de dahil olmak üzere çok küçük bir kitleye hitap eden bu oyunları, birazcık daha evrensel bir temaya yerleştirebilmek çok zekice bir hamle olacaktı. Saber Interactive de Expeditions: A MudRunner Game ile birlikte bunu hedeflemiş. Bunu yaparken ve bunca yeniliği getirirken, bu türün hayranlarını da üzmeyecek şekilde yapmış. Yani ister seriye yakın ister uzak birisi olun, Expeditions’ta size göre bir şey her zaman olacak.
Oyunun bir görev sistemi üzerine inşa edildiğini söylemiştim. Temeli açık dünya olsa da bu görevler ile ilerlemek en keyifli nokta. Açık dünya keşfi ise görevler bittikten sonra gelen bir ödüllendirilme hissi gibi. Açık dünyanın kendi içerisinde keşif noktaları ve görevleri de bulunuyor, bunlar bildiğimiz deneyimi sunan şeyler. Oyunun haritaları oldukça detaylı ve özenle tasarlanmış. Ben her birine adım atarken büyük keyif aldığımı söylemeliyim. Özellikle favorim Carpathians oldu çünkü gerçekten insanın içini ısıtan bir yapıya sahip. Tüm bunlar Expeditions’ın getirdiği yeniliklerle buluşunca da ortaya fazlasıyla başarılı bir iş çıktığını düşünüyorum.
Expeditions: A MudRunner Game kaç saat sürüyor?
Expeditions: A MudRunner Game’de bulunan ana görevleri tamamlamak yaklaşık 100 saate yakın bir deneyim sunuyor. Oynanış stilinize göre değişiklik gösterebilecek olan bu süre, tüm aktiviteleri yapmaya kalkarsanız çok daha uzun bir hâle gelebilir. Yani Expeditions, oldukça uzun bir maceraya ev sahipliği yapıyor.
Son sözler
Seriye aşina olan bir oyuncu olarak Saber Interactive’in Expeditions: A Mudrunner Game ile birlikte aldığı kararları ve yenilikleri epey beğendimi söylemek istiyorum. Tüm bu yenilikler hem çeşitlilik hem de oyuncu dostu olması açısından oldukça gerekliydi. Oyunun tatmin edici zorluğuna dair pek bir şey kaybettirdiğini de söyleyemem doğrusu. O tatmin edici zorluk bu seride her zaman olacak ve olmalı da. Değişen ve eklenen şeyler sinir bozucu etkenlerin büyük bir çoğunu gidermekle kalmamış, serinin geleceği açısından çok büyük yenilikler getirebilecek sistemlerin alt yapılarını oluşturmuş. Ben Expeditions: A MudRunner Game’i çok beğendim, meraklılarına tavsiye ediyorum.
