F1 24 inceleme içeriğimize hoş geldiniz. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da EA Sports’un yarış oyununu deneyimledik ve tecrübelerimizi sizlerle paylaşacağız. Türkiye’de son yıllarda F1 yarışlarına yönelik ilgi büyük ölçüde artsa da bu incelemenin bir Formula takipçisi tarafından yazılmadığını sizlerle paylaşarak sözüme başlayayım. Her tür simülasyon oyununu büyük keyifle oynar ve hepsinin derinlerine dalmaya gayret ederim. Yarışların bir hayranı olmasam da bir simülasyon olarak F1 24’ü ele aldım ve sizleri nasıl bir deneyimin beklediği konusunda bilgilendirme sorumluluğunu üstlendim. Umuyorum ki bu yazıdan eliniz dolu ve fikirleriniz oturmuş şekilde ayrılırsınız. Öyleyse gelin, yeni oyunun detaylarına birlikte göz atalım.
Bu yıl öne çıkan bazı özellikler, F1 24’ü cazip kılmaya yetiyor mu?
F1 24 çıkmadan önce, Electronic Arts bu yılki oyunun farklı bir yol tutuş ve direksiyon sistemine sahip olacağı hakkında bilgilendirmeler yapmıştı. Her yıl biraz daha gelişen bu yol tutuş ve sürüş sistemleri, geçen yıl ekibimizden Eren’in incelediği F1 23’te onunla birlikte oynarken dikkatimi çekmişti. Bu yıl, bütün yarış arabaları yola biraz daha tutunuyor ve kontrolcü yahut klavye ile oynamak şu anda hiç olmadığı kadar kolay ve tepkisel hissettiriyor. Yani aslında oyundan tam anlamıyla keyif almanız için sahip olmanız gereken 5 vitesli, debriyaj pedalı bulunan direksiyon setlerinin cazibesi bu oyunda biraz daha kaçmış diyebilirim. Zira F1 24, deneyimlediğim Xbox kontrolcüsünün özelliklerinden de çok iyi istifade ediyordu.
Yeni oyunda öne çıkan özelliklerden bir diğeri ise sürücü kariyeri modu olarak karşıma çıktı. Burada hem F1 hem de F2’de yarışan mevcut sürücüleri seçerek, onların kariyerlerine yeni başarılar ve kupalar ekleyebiliyorsunuz. Dilerseniz F2’yi atlayarak direkt F1’de yarışmaya başlayabiliyor veya bir yarışçı seçip, basamakları kendisiyle peyderpey tırmanabiliyorsunuz. Tabii ki yine kendi karakterinizi yaratmanıza da fırsat tanınıyor. Hangi seçimi yapacağınız ise tamamen size kalmış durumda. Ancak bu tarafta yarış severlerin favori yarışçılarını seçerek onları oynayabilmesi güzel olmuş diyebilirim.
Kontrolcü ve klavye ile oynaması da son derece keyifli olmuş
Bildiğim kadarıyla F1 yarışları her zaman mühendisliğin ön planda olduğu şeyler. Yani, daha hızlı bir arabaya sahip olan ve daha az hata yaparak sürüş yapan yarışçılar, mutlaka bir noktada başarıya ulaşıyor. Oyun da genel olarak oyuncuya bu hissi aşılıyor; ki F1 serisinin tüm olayı da bu. Tüm spor ve yarış oyunlarında yaptığım gibi F1 24’te de kariyer modu ağırlıklı olacak şekilde oynadım ve burada araç geliştirmeleriyle birlikte, doğru sürüşün önemi konusundaki vurguyu hissettim. Yıllardır gözümüzün önünde olan bu seri, geçen yıl çok iyi yaptığı bir şeyi bu yıl batırmayarak üzerindeki kurdele ile yoluna devam ediyor.
Herhangi bir direksiyon setim bulunmadığından, oyunu Xbox kontrolcüsü ve klavye ile ayrı ayrı oynadım. Geçen yıl da Eren’in F1 23 incelemesinde sizlerle paylaştığım şey hala geçerli. Bu oyun klavyeden de zorluk çıkarmadan, akıcı şekilde keyifle oynanabiliyor.
EA Sports’un kariyer modlarına üvey evlat muamelesini uyguladığını düşünüyorum
EA Sports’un oynadığım tüm oyunlarında benim için öncelik kariyer modu olmuştur. Eski adıyla FIFA, şimdilerde EA Sports FC olan futbol oyunlarında da son 7 yıldır oyuncu ve kulüp kariyeri modlarını oynuyorum. Dolayısıyla F1 24 için kariyer modu benim için ayrıca önemliydi. Ancak bu konuda, FIFA/EA Sports FC serisinin yeni yeni aşmaya başladığı bir durum hala geçerli. Kariyer modu, oyuncuya sürükleyici bir deneyim yaşatacak cazip noktaların eksikliğini yaşıyor.
İster kendi yarışçınızı oluşturun, isterseniz de mevcut bir yarışçı ile devam edin, içerisinde size cazip yeni özellikler sunmayan sıradan bir kariyer modu ile karşılaşacaksınız. Sıradan bir kariyer modunun dışına çıkarılmak için bazı şeylerin denendiğini görsem de bunların yetersiz olduğu ve doğru hesaplanmadığını düşünüyorum.
Örneğin yarışlar sırasında, ekibinizden size bazı direktifler geliyor. Bunlar yarış ortası görevleri gibi düşünülebilir. Pistin dışına çıkmadan bir tur atmanız isteniyor, yakıt tüketimini bir turluğuna belirli bir seviyede tutmanız isteniyor ve bunları yaparsanız bir takım ödüllerle karşılaşıyorsunuz. Ancak yapmazsanız herhangi bir cezası bulunmuyor. Ayrıca tüm bunlar, sanki çekiliş usulü seçiliyormuş gibi rastgele geliyor. Burada biraz daha amaca uygunluk ve yarışın akışına paralellik gözetilse, çok daha sürükleyici bir deneyim alabilirmiş. Yani yarış sırasında pistin çok dışına taştığım bir turun ardından böyle bir görev sunularak, benim farkındalığımı da artırabilirmiş. Bu rastgele olma durumu, oyuna eklenen yarış ortası görevlerinin altını boşaltmış.
Öte yandan sürücü kariyeri sırasında size bir takım gizli teklifler sunuluyor ve bunları reddettiğinizde -her nasıl haberleri oluyorsa- mevcut takımınız memnun oluyor. Bunun oyundaki bir çeşit mantık hatasından mı kaynaklandığını, yoksa hiçbirimizin gizliliğinin güvende olmadığına dair bir vurgu mu olduğunu anlayamadım. Fakat bu küçük hatalar, kendinizi kariyerini sürdürdüğünüz yarışçının yerine koymanızı ve oyuna kaptırmanızı engelliyor.
Görsellik de sürükleyiciliği arkadan çeken unsurlardan birisi olmuş
Öncelikle Codemasters’ın F1 24’ü Unreal Engine 5 veya 4 ile geliştirmediğine fazlasıyla memnun oldum. Senelerdir kullanılan EGO teknolojisinden vazgeçilmemiş. Bu sayede her şey harika görünmese de sürekli takılmıyor, çökmüyor ve yüksek kare hızlarında oynanabiliyor. Ancak, hiçbir şey de harika görünmüyor.
Simülasyonlar bağımsız oyunlar veya kurgusal evrenler gibi stilize şekilde sunulabilecek ürünler değiller. Dolayısıyla 2024 yılında çıkan bir simülasyon oyununun, fotogerçekçi görüntülere yakın grafiklere sahip olması gerekiyor. Elbette içerisindeki kompleks sistemler nedeniyle simülasyon oyunları, diğer AAA oyunların grafik teknolojilerini birkaç yıl geriden takip ediyor. Bunu anlıyorum fakat F1 23 hafızamda kaldığı kadarıyla bu yeni oyundan daha iyi görünüyordu.
Işın izleme teknolojilerinden faydalandığını yalnızca grafik ayarları sekmesinden görebildiğim bu oyun, görsel olarak hiçbir etkileyiciliğe sahip değil. Işın izleme açıkken dikkatimi çeken tek şey kaybolup giden kare hızı oldu. Bunun dışında görsellikte veya aydınlatmada dramatik bir değişiklik dikkatimi çekmedi. F1 24’ün çok daha iyi görünen bir simülasyon oyunu olmasını beklerdim.
Sonuç
Sonuç olarak F1 24, hala müthiş bir yarış oyunu. Yeni sürüş sistemi ve geliştirilmiş yol tutuşu ile hem klavyeden, hem de kontrolcüden oynaması son derece keyifli bir simülasyon. Yılların bilgi birikimi ile seri geçmişte iyi yaptığı şeyleri geliştirmeye devam ediyor. Ancak tek oyunculu bir deneyim ve yeni sürücü kariyerine yönelik bir sürükleyicilik beklentiniz olmasın. Aynı zamanda, çağın gerektirdiği teknolojik sıçramayı da eser miktarda hissedebilirsiniz. Eğer bu durum canınızı sıkmayacaksa, yeni oyuna atlamamak için herhangi bir sebep yok. Ancak F1 23 mevcutsa ve yeni oyuna biraz daha bütçe ayırmak konusunda kararsızsanız, öncesinde EA Play ile kısa süreliğine denemenizi tavsiye ederim.
Benim oyundan yana aktaracaklarım şimdilik bu kadardı. Eğer aklınıza takılan sorular veya merak ettiğiniz şeyler varsa, yorumlarda buluşalım. Bir başka incelemede daha görüşmek dileğiyle, sevgi ve oyun ile kalın.