Frostpunk 2 İnceleme

Atarita'da reklam ve sponsorlu içerikler açıkça belirtilmiştir. Bunun dışındaki hiçbir içerik ticari bir ortaklık sonucunda hazırlanmamıştır. Bkz: Editöryel Standartlar

Paylaş

Frostpunk 2’nin inceleme kopyası, 11 bit studios tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.

Yavaş yavaş yılın soğuk dönemlerine yaklaşırken, Frostpunk 2’nin çıkışı da geldi çattı. Benim ise kafamda çok fazla soru işareti vardı. İlk olarak yurt yıllarımda, soğuk bir odada tanıştığım bu serinin yeni oyununda beni neler bekliyordu? Yeni Londra’nın yönetimine yeniden geçmeme gerçekten değecek miydi? Gelin, tüm soruların yanıtlarına birlikte bakalım.

Her bir ütopya başkası için bir distopya değil midir?

Frostpunk, hâli hazırda kendi temasını keşfetmiş ve bu temayı olabilecek en iyi şekilde uygulamaya dökerek başarısını kanıtlamış bir oyundu. Dolayısıyla böyle bir seriye gelecek olan devam oyununun köklü gelişmeler ve birçok yenilik içermesi gerekirdi. Geliştirici ekip de bu çizelge ile yola koyulmuş olacak ki Frostpunk 2’nin ilk oyuna göre çok daha cesur hamleler yapan ve her anlamda genişleyen bir oyun kapasitesine sahip olan bir oyun olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Oyunun zaten bir parça da olsa kullandığı ve oyuncuyu oyunda tuttuğu sistemler, bambaşka bir boyuta taşınmış ve her birinin tam potansiyelinden yararlanılmış. Frostpunk 2 ile birlikte artık kömür dönemini kapattığımızı ve petrol çağına geçtiğimizi zaten biliyorduk. Bununla birlikte artık insanlığın genişleme dönemine girdiğini ve arzularının hayatta kalmaktan ibaret olmadığını da görüyoruz.

Frostpunk 2: Her Şeyin Başlangıcı
Frostpunk 2: Her Şeyin Başlangıcı

Yani günümüz dünyasında olduğu gibi insanlığın açgözlülüğü, bizleri Frostpunk 2’de de takip ediyor. Kaptan’ın seçtiği son Yönetici olarak şehri devralıyoruz ve Yeni Londra’yı eskisinden çok daha büyük bir hâle getirmek için yola koyuluyoruz. Eskisinden çok daha büyük derken fazlasıyla ciddiydim çünkü Frostpunk 2 ile birlikte oyun alanımız gerçekten epey bir genişlemiş. Tabii ki her büyüyen ülkede/şehirde olduğu gibi Frostpunk 2’de de bazılarınızın sıkıcı bulabileceği ama benim bayıldığım yeni unsurlar çok daha ön plana çıkmış. Örneğin oyunda artık bir halk sistemi ve bu halk sistemi ile beraber bir gruplaşma sistemi var. İnsanlar belirli fikirler üzerinden ayrılıyor ve siyaset, oyunun çok kuvvetli bir kısmını oluşturuyor. Yasaların geçtiği konsey, özel teknolojilerin veya toplum yararına yeni kararların araştırıldığı araştırma merkezleri derken aslında ilk oyunda da gördüğümüz bazı sistemler, çok daha kapsamlı bir şekilde oyuna kazandırılmış.

Zaten hırsla büyüyen ve yayılan bir şehirde siyaset ile gruplaşmaların artış göstermesi, insanlığın krizler doğrultusunda yeni kanunlara ihtiyaç duyması ve bu kanunlar doğrultusunda ikiye ayrılıp iç karışıklıklara sebebiyet vermesi kaçınılmaz değil midir? Frostpunk 2 de tam olarak bu sistemi işliyor ve bunu çok iyi yapıyor. Artık asıl amacımız o soğukta hayatta kalmak değil, o soğuğu kökten yenmek. Bu yüzden işlerin biraz daha bu raddeye taşınması bence çok gerçekçi ve bir o kadar da keyifli olmuş çünkü oyunda yaptıklarımızın gerçekten neredeyse bir sınırı yok. Tabii o kısımlara ilerleyen noktalarda değineceğiz.

Frostpunk 2: İnsanlığın Hırsı
Frostpunk 2: Felaketler

Frostpunk 2’nin ilk oyuna nazaran inanılmaz bir gelişime imza attığını rahatlıkla söyleyebilirim. Kendimi en son hangi oyuna bu denli kaptırdığımı da zar zor hatırlıyorum açıkçası. Frostpunk 2, benim için kesinlikle eşsiz deneyimlerden bir tanesiydi.

Gerçekten de iyi bir insan olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Bir oyun incelemesinde böyle bir soru ile karşılaşınca biraz tuhaf hissetmiş olabilirsiniz tabii. Eğer Frostpunk 2 oynamayı düşünüyorsanız, kendinizi bol bol sorgulayacağınız ve ekrana boş boş bakacağınız birçok anın sizi beklediğini söyleyebilirim. Frostpunk 2’nin, duygusal anlamdaki gücünün ilk oyundan geri kalır hiçbir yanı yok hatta daha da gelişmiş bir duygu odaklı deneyim algısı var. Yöneticiliği, verilen kararların ağırlığını, seçeneklerin azlığını ve her halükârdaki zararın etkisini iliklerinize kadar hissettiren bir iş. Çaresiz kaldığınız ve bu çaresiz durumlardan kurtulmak için, hem kendiniz hem de çevrenizdekiler için en az zararlı seçeneği aradığınız anlar fazlasıyla var.

Frostpunk 2: Mezarların Kaderi
Frostpunk 2: Mezarların Kaderi

Hemen küçük bir örnek vereyim. Mesela madendeki patlayıcılar tetiklendi, hemen hava ikmalini kesersek kömür kaynaklarımızı küçük bir zarar ile kurtarabilirim. Fakat hava ikmalini kesersem de bu sefer içeride kalan madencilerimi feda etmiş olacağım. Eğer hava ikmalini kesmek yerine madencilerimi kurtarırsam da bahsi geçen kömür madenindeki kaynakları tamamen kaybedeceğim. Bu sefer de şehir ısısız kalacak ve insanlarım donarak hayatını kaybetmeye başlayacak. İşte bu Frostpunk 2’de vermeniz gereken kararlardan sadece bir tanesi, üstelik kararı verdiniz bitti diye bir şey de yok. O kararın sonuçları size halk tarafından yansıtılıyor. Oyun size vatandaşların tepkisini de gösteriyor. Örneğin bir kız, o kazada babasını kaybettiğine dair bir not bırakıyor ve ‘’O da böyle olmasını isterdi.’’ diyor. Frostpunk 2’de yaptığınız her eylemin bir sonucu var ve bu sonuçlar her zaman insanın duygularını tetikliyor.

Oyundaki olay örgülerinin kapsamı bundan ibaret de değil. Verdiğiniz her kararın, geçirdiğiniz her yasanın bir sonucu oluyor. Oyundaki her eyleminizde dikkatli olmak ve geleceği de düşünmek zorundasınız. Desteklediğiniz topluluklar sizin sadık taraftarlarınız hâline gelip, lehinize mitingler düzenleyerek sizi halkın gözünde yükseltebiliyorlar fakat bu toplulukların istediklerini yapmazsanız da tam tersi olabiliyor. Oyunda protestolar, iç savaşlar, mitingler ve kumpaslar derken başınıza her türlü şey gelebiliyor ve şehrin huzuru her zaman tehlikede oluyor. Bu yüzden tüm topluluklar ile nispeten iyi geçinmeli veya desteklediğiniz topluluk ile birlikte çok güçlü bir hâl almalısınız ki diğer topluluklar size karşı ayaklandığında o eylemleri bastırabilin.

Frostpunk 2: Kaos
Frostpunk 2: Kaos

Ben ilk turumda oyunu öğrenme aşamasında olduğum için yaptığım bazı stratejik hatalardan dolayı şehrim yıkıma sürüklendi ve ne yazık ki donarak kaderimize teslim olduk. Fakat ikinci oynayışımda çok daha planlı ve stratejik bir işleyiş ile döndüm. Oyunu usulca ‘’Yönetici’’ zorluğuna yükselttim ve Evrimciler topluluğunu destekleyerek birlikte soğuğa adapte olacağımız ve bu yönde icatlar yapacağımız bir strateji ile ilerledik. Halk beni sevdikçe Yeni Londra’daki yetkilerimi artırdım ve kendime özel muhafızlar atadım, yasaları konseyin oyunu rahatlıkla alabileceğim şekilde yeniden düzenledim ve şehirdeki otoritemi çok güçlü bir seviyeye getirdim. Dolayısıyla Yeni Londra belirli grupların kaosu altında kaybolmadı ve otoriteyi rahatlıkla korudu. Bu sayede hayatta kalmayı başardık ve sınırsız kaynak ikmali ile genişledikçe genişledik. Tabii bir başka oynayışımda da İnananlar’ı destekledim ve tamamen teknolojinin hakim olduğu bir strateji benimsedim. Tüm bunları anlatmamın ana sebebi, Frostpunk 2 ile birlikte serideki o tekdüzeliğin yok olmuş olduğunu söyleyebilmek aslında. Yani artık yönetimin sizde olduğunu daha çok hissediyorsunuz.

Kaynak üretimi ve yönetimi adeta kusursuz bir biçimde tasarlanmış.

Frostpunk 2’nin en beğendiğim noktası, ürettiğimiz kaynaklar ve bu kaynakları kullanım biçimlerimiz oldu. Oyunun bu noktada fazlasıyla dengeli olduğunu düşünüyorum. Yeni Londra olarak genel olarak zor durumda olsak da ekonomimizi toparlamamız ve kaynak üretimini artırmamız için çokça fırsatımız oluyor. Eğer bu fırsatları iyi değerlendirip, geleceğe doğru genişleyecek sabit ve güçlü bir ekonomik altyapı kurarsanız oyunun ilerleyen aşamalarında da rahat ediyorsunuz ve bu süreçte iç karışıklıklar ile uğraşırken kafanız rahat ediyor. Eğer ekonomik anlamda çok da bir yatırım yapamadıysanız da iç karışıklıklar ile birlikte ekonomi ile uğraşmak şehrinizin sonu olabiliyor yine de bazı krizleri önceden görmek de birçok kurtuluşun kapısını aralayabiliyor.

Frostpunk 2: Kaynaklar
Frostpunk 2: Kaynaklar

Frostpunk 2’nin ana noktasının şehrimizin vizyonunu belirlerken, gerekli sistemlerin temellerini atmak olduğunu düşünüyorum. Mesela ben devasa bir fabrika ağı kurup, sonsuz benzin kaynaklarına erişip bu kaynaklar ile sürekli şehirler arası aktarım yaparak ısınma sorununu çözecek isem daha oyunun en başından itibaren bu plan doğrultusunda çalışmam gerekiyor. Dolayısıyla stratejiniz, şehrinizin kaderini belirliyor. Kısaca kuracağınız üretim sisteminin ve halkınızın kaynak taleplerinin karşılanmasının oyundaki önemi epey bir büyük.

Oyundaki ekonomi yönetimine alışmak ise biraz zaman isteyen bir şey. Hatta ben de ilk oynayışımı bu şekilde heba ettim diyebilirim. Kaynaklar belirli karelere dağılmış durumda ve bu kaynakları çıkarmak için öncelikle buradaki ayazı fethetmemiz ve bölgeleri açmamız gerekiyor. Daha sonrasında ise kendi kaynaklarımız doğrultusunda en doğru kararı vererek bölgelere üretim fabrikaları inşa ediyoruz. Bu kaynaklar tükenebildiği için, sürekli olarak tetikte olmalı ve her ileri dönemi çok iyi planlamalıyız. Aslında biraz pratik ile bu kısma oldukça adapte oluyorsunuz ve oyunun buradaki tedirginliği de Frostpunk 2’nin tadını veren kısımlardan.

Frostpunk 2
Frostpunk 2

Tabii her şey bu kadar basit değil. Sürekli olarak yeni binalar araştırmak zorundasınız ve size kaynak sağlayan bazı binalar, topluluklarınızın görüşleri ile uyuşmayabiliyor. Örneğin desteklediğiniz topluluk, o binaya karşı çıkıp onu yapmamanı sana söyleyebiliyor. Yaparsanız da o topluluk ile ilişkileriniz kötüleşiyor. Bu da buradaki stratejinizi belirlerken her şeyi göz önünde bulundurmalısınız demek oluyor.

Kaos, hiçbir zaman peşinizi bırakmaz.

Frostpunk 2’nin en çok beğendiğim yanı, oyunun bizi neredeyse hiçbir zaman boş bırakmaması ve sıkılmamıza fırsat vermemesi. Oyunda her zaman bir kaos var ve bu kaosun zorla yerleştirilmediğini biliyorsunuz. Bu yüzden de kızamıyorsunuz tabii. Neyi mi kastettim? Frostpunk 2’de verdiğimiz her bir kararın eninde sonunda sonuçları olduğunu ve bu sonuçların her zaman hissedildiğini daha önce söylemiştim. Oyunda çok fazla dönüm noktası olduğu için her zaman verdiğiniz kararların sonuçlarını yaşıyorsunuz. Dolayısıyla bu kaos da sizin verdiğiniz kararların bir ürünü olduğu için oyuna kızma şansınız olmuyor.

Frostpunk 2: Konsey
Frostpunk 2: Konsey

Frostpunk 2’nin bina çeşitliliği, yeni fabrikalar inşa edip daha iyi kaynaklar kazmaktan ibaret değil. Araştırma merkezinde şehrin düzenine etki edebilecek onlarca farklı yeni binaya ulaşabiliyorsunuz. Bunlar; iletişim merkezleri, hastaneler, suçla mücadele için hapishaneler veya gerilimi azaltmak için eğlence merkezleri olabiliyor. Bu tarz binaların her birinin farklı farklı seviyeleri de oluyor ve genelde genişletilmiş konut bölgelerine yerleştiriliyorlar. Bu binaların gelişmeleri ve seviyeleri, etkilerini ve sundukları bonusları artırıyor. Örneğin gelişmiş bir hapishane sayesinde hem huzuru bozanları hapse atabiliyorsunuz hem de kriz anında yüksek sayıda muhafızı farklı bölgelere konuşlandırabiliyorsunuz.

Bence Frostpunk 2’de şehrin otoritesini ele geçirmek ve yetkileri kendinizde toplamak çok önemli bir unsur çünkü ben ne yaparsam yapayım aleyhime yapılan algılardan ve protestolardan kaçamadım. Hatta işler öyle bir hâle geldi ki bana karşı olan topluluklar suç dahi işlemeye başladı. İşte tam bu noktada özel askeri birlikleri konuşlandıracak ve hatta şehirde sıkıyönetim ilan edecek yetkiniz olmalı. Yoksa işin ucu cidden baş etmesi zor bir noktaya kadar gidiyor.

Frostpunk 2: Evrimciler
Frostpunk 2: Evrimciler

Frostpunk 2’de her zaman bir kaos var ve bu kaos, ilerledikçe daha da kötüye gidiyor. Bütünsel olarak düşündüğümüzde oyunun en çok da oyuncuya yaşattığı bu pozitif stresi beğendim. Çünkü hem size onlarca farklı duygu hissettirirken bir yandan da içinizdeki o karar mekanizmasını muhteşem bir şekilde tetikliyor. Sizi, gerçekten de o şehrin yöneticisi yapıyor.

Frostpunk 2 kaç saat sürüyor?

Frostpunk 2’nin ana senaryosunun aynı ilk oyunda olduğu gibi yaklaşık 8 saat sürdüğünü söyleyebilirim. Tabii ki başarısızlıkla sonuçlanan denemeleri de sayarsak yaklaşık 12 saatte oyunu bitirebilirsiniz. Ben oyunun bana tavsiye ettiği üzere Subay (Normal) zorluğunda başladım ve ilk iki oynanışımı bu zorlukta yaptım. Daha sonrasında ise Yönetici (Zor) zorluğunda bambaşka bir şekilde ilerledim ve oyunun gerçekten birçok noktada değiştiğini gördüm.

Frostpunk 2: Tekrar Oynanabilirlik
Frostpunk 2: Tekrar Oynanabilirlik

Frostpunk 2, aynı zamanda tekrar oynanabilirliği de çok yüksek bir oyun. Verdiğiniz her kararın oyundaki birçok elementi değiştirdiğini sürekli vurguladım fakat bir kez daha vurgulamak istiyorum. Ben oyunda yaklaşık 20 saat geçirdim ve bu süre zarfında bir tanesi başarısız olmak üzere üç defa Yeni Londra’yı yönettim. Her birinde ise bambaşka bir deneyim yaşadım.

İlginizi çekebilir -> Frostpunk 2 sistem gereksinimleri

Son sözler

Oyunun ekonomisine ve halk etkileşimine o kadar fazla değinmem gerekti ki şahane müziklerinden bahsetme fırsatım olmadı. Frostpunk 2’nin sesler konusunda ilk oyundan geri kalır hiçbir yanı yok. O ikonikleşmiş ana müziğin yerini hiçbir şey tutmaz tabii ama oyunun bu noktada da başarılı olduğunu vurgulamak lazım. Ayrıca görsellik açısından da oldukça beğendiğimi söyleyebilirim. Sadece şehrim genişledikçe biraz kare hızı düşüşleriyle karşılaştım. Onu da çok sorun etmedim. Frostpunk 2, genel itibarıyla benim için efsanevi bir deneyimdi. Yeni Londra’da şansınız bol olsun. İhtiyacınız olacak!

Frostpunk 2: Nihai İnceleme Puanı
Frostpunk 2: Nihai İnceleme Puanı
Eren Eroğlu
Eren Eroğlu
Selam! Ben Eren Eroğlu. Atarita'nın yönetiminden sorumluyum. Aynı zamanda arada sırada oyun sektörüne dair yazıyorum.

2 YORUMLAR

2 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Daha Fazla Atarita

Oyun Gündemi:

Frostpunk 2'nin inceleme kopyası, 11 bit studios tarafından Atarita’ya gönderilmiştir. Yavaş yavaş yılın soğuk dönemlerine yaklaşırken, Frostpunk 2’nin çıkışı da geldi çattı. Benim ise kafamda çok fazla soru işareti vardı. İlk olarak yurt yıllarımda, soğuk bir odada tanıştığım bu serinin yeni oyununda beni neler bekliyordu?...Frostpunk 2 İnceleme