Funko Fusion İnceleme

Funko Fusion’un inceleme kopyası, 1010 Games Ltd tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.

Funko markasını biliyorsunuz öyle değil mi? Hani şu koca kafalı, koleksiyonluk ürünler. Evet işte onların da artık bir oyunu var. Funko Fusion, aynı Lego oyunlarına benzer bir hava yaratmaya çalışıyor. Kendine has oynanış dinamikleri ve mizacıyla ön plana çıkmaya çalışsa bile başarısız olduğu noktalar da var. Gelin birlikte göz atalım;

Funko Fusion bizlere neler sunuyor?

Esasen bir Lego oyununda olan çoğu içeriği burada da görebilirsiniz. Mizah, parkur mekanikleri, aksiyon, platform ve daha birçok şey Funko Fusion içerisinde de yer alıyor. Funko markasına ait birçok markanın koleksiyonluk ürünlerinden seçerek oynama şansına erişiyoruz. Hepsi genel senaryoda birbirine bağlı ancak kendi markaları içlerinde bağımsız olarak ilerliyor diyebiliriz. Örneğin ana konumuz aynı ancak Jurassic World temasının seviyeleri kendi içerisinde bağımsız gibi diyebilirim.

Oyun içerisinde farklı evrenlere geçiyor ve buraları kontrol altına almaya çalışıyoruz. Ana senaryomuzda elbette bir kötümüz var ve yarattığı kötülükte bu dünyayı ele geçirmeye çalışıyor, klasik olarak. Bizler de farklı markaların evrenlerine giderek onu durdurmaya çalışıyoruz. Yani genel hatları bu şekilde özetleyebilirim. Jurassic World, Masters Of The Universe, Scott Pilgrim, The Umbrella Academy ve birkaç tane daha marka ilk başlarda kilidi açık olarak geliyor ve bir tanesini seçerek oyuna başlıyorsunuz. Seçtiğiniz markanın dünyasına girdikten sonra onların görevlerini yapabiliyor ve kazandığınız içeriklerle diğer markaların kilitlerini de açabiliyorsunuz. Tabii bu kadar az dünya yok oyun içerisinde. Hepsinin kilidini ilerleyen aşamalarda ve oynadıkça açabilmeniz mümkün.

Genel anlamda bir Lego oyununda gördüğünüz içerikleri burada da görebilmeniz mümkün. Seçtiğiniz bir dünyanın hikayesine gittiğinizde orada birçok toplanabilir eşya, açılabilecek kilit, birkaç farklı bulmaca ve platform mekaniği bulacaksınız. Ayrıca kendine has mizacıyla bezenen ara sahneleri de izleme imkanınız oluyor. Ancak hepsi bu kadar. Yani belirli bir saatten sonra aynı şeyleri tekrarlamaya başladığınızı fark edeceksiniz. Hal böyle olunca da Funko Fusion’un ömrü çok uzun olmayacak gibi geliyor insana.

Neden hep aynı şeyleri yapıyoruz ki?

Yani yıl olmuş 2024, artık belirli bir oyun kalitesine ulaştık ve stüdyolar hala aynı mekanikleri ve dinamikleri kullanmakta çok ısrarcılar. Bahsettiğim bu şey, takip sistemi. Oyun içerisinde çoğu bölümde kurtarmanız gereken bazı karakterler oluyor. Daha doğrusu kurtarıp güvenli bölgeye ulaştırmanız gereken karakterler var. Şimdi bu karakterler, oynadığınız haritanın belirli bölgelerine dağılmış durumda ve bazen bulmaca çözerek, bazen ise aksiyona girerek onları kurtarmanız gerekiyor. Kurtardıktan sonra ise iş, onları güvenli bölgeye ulaştırmak. Haritada yer alan belirli bir nokta güvenli bölge oluyor ve onları buraya ulaştırmaya odaklanıyorsunuz.

Tabii bu süreçte başınıza gelecek binbir türlü hatadan da bahsetmek lazım. Sizi takip eden karakterler bir yerlere takılı kalıyor, sizi takip etmeyi unutuyor, bazen ise güvenli bölgeye gelseniz dahi hemen dışarısında bug’a girip bölgeye girmeyi reddediyor. Yani madem bu yılda böyle bir sistem tercih ettiğiniz bari düzgün işleseydiniz. En azından sorunsuz bir şekilde güvenli bölgeye ulaşabilselerdi. Böyle tercihler beni her zaman geriyor ve düşündürüyor açıkçası. Potansiyel anlamda da oyunu aşağıya çeken işlerden bir tanesi.

Öte yandan oyun akıcılık konusunda da bariz sıkıntılar çekiyor. Aksiyonlar pek eğlenceli değil. Bulmacalar yeri geldiğinde pek mantıklı durmuyor. Etraftan bulduğunuz şema parçaları ile yeni ürünler üreterek bunları kullanabiliyorsunuz (örneğin atlama pedi gibi) ancak bunlar da yapmak zorunda olmadığınız şeyler. Oyunun esas amacı, aynı Lego oyunlarında olduğu gibi sizi geriye yönelik haritalara teşvik etmek. Yani bir bölgeyi geçtiğinizde ulaşamadığınız bir alana daha sonra farklı yetenekler ve üretim şemaları ile geri gelip ulaşmanızı bekliyor oyun. Aynısını Lego içerikleri de yapıyor ama o çok daha eğlenceli. Peki neden? Çünkü orada bu geri dönüşler size bir anlam kazandırıyor. Funko Fusion’da ise böyle bir ihtiyaç hissetmiyorsunuz.

Beklentimin çok altında kaldı

Yalan söylemeyeceğim ama Funko Fusion benim beklentimin çok altında kaldı. Ben daha eğlenceli ve oturaklı bir oyun beklemiştim doğrusu. Aksiyon tarafında çok hantal bir oynanış söz konusu. Karakterlerin ateş etme ve yakın saldırıya geçme animasyonları çok yorgun hissettiriyor. Öte yandan envanterinizdeki diğer eşyaları kullanmak da keza öyle. Örneğin envanterinizde soda bulunuyor (bu sodaları içtiğinizde canınız tazeleniyor) ama onu envanterden seçip de kullanmak inanılmaz yorucu. Animasyonlar zaten yavaş, bir de karakter bu işlemi gerçekleştirirken kütük gibi durduğu için herhangi bir aksiyon sırasında can yenilemek neredeyse imkansız. Çünkü ölürsünüz yani bu kadar basit.

Evet dünyalar güzel inşa edilmiş ama albenisi olan bir tarafı yok maalesef. Yani filmlerden, çizgi romanlardan veya diğer içeriklerden birebir alınıp inşa edilen mekanlar var ama hepsinde genel anlamda aynı şeyleri yapıyoruz. Bulmacaların genel olarak aynı durması da bu sıkıcılığa bir diğer etken tabii. Her dünyanın kendine ait birkaç farklı mekaniği ve dinamiği var ama bu da maalesef oyunun sıkıcılığını kurtarmaya yetmiyor. Bu yüzden beklentimin çok altında kalan bir oyun oldu Funko Fusion.

Tanıtımlarda da eksiklik söz konusu

Şimdi oyunu bize tanıtırlarken dilediğiniz Funko dünyasına adım atın tarzında söylemlerde bulundular. Lakin oyun içerisinde bu böyle değil. Başlangıçta seçerek oynayabildiğiniz 9-10 farklı marka ve bunların dünyaları bulunuyor ancak Funko, bu oyundaki markalardan çok daha fazlasına sahip, biliyoruz. Peki bu markalar dışında kalan diğer markaların kendi dünyaları ve bölümleri yok mu? Hayır, yani hepsinin yok. Binbir uğraş verip açtığınız bir Funko karakterinin kendi bölümü olmaması ve sadece “onunla oynayabilmek” için kilidini açmak biraz mantıksız. Mesela fragmanlarda gördüğümüz Back To The Future markası şu an o kadar da “önemli” değil. Çünkü karakterleri açsanız bile oynayabileceğiniz mantıklı bölümleri yok.

E karakter niye açıyoruz o zaman? Bende tam olarak anlamış eğilim. Yani kesin bir artısı olmadığı gibi eğlenceli bir yanı da yok. Sadece oynamak için açıyorsunuz ve öylece kalıyorlar. Eğer bir başarım avcısıysanız belki o zaman işe yarayabilir gibi. Ama bunun dışında oyuna artı bir yönü olmadığını söylemek istiyorum.

Optimizasyon için de aynı şey söylenebilir

Yani oyunun adeta hazır olmadığı hissiyatı veriliyor. Sanki erken erişim sürecinde çıkmış ve çok büyük güncellemeler alacak bir oyun gibi duruyor, ama öyle değil. Optimizasyon konusunda kesinlikle başarılı bir iş çıkartılmamış. Donmalar ve takılmalar gırla, haliyle sinir bozucu durumlar ortaya çıkıyor. Öte yandan menü düzenekleri de akıcı değil. Menü içerisinde bir seçenekten diğerine ilerlemek acayip yorucu. Takılıyor, açmıyor ve donup kalıyor. Yani en azından menü üzerinde durabilirdiniz, en temel şeylerden biri neticede. Ben bir ayar yaparken bu kadar sıkılacağımı hiç tahmin etmemiştim açıkçası.

Özellikle aksiyon durumlarında FPS düşüşleri yaşamaya da hazır olun. Aksiyon sekanslarında karakteriniz ile ateş ederken donmalar ve takılmalar yaşayacaksınız. Zaten pek eğlenceli değil bari en azından sorunsuz olsaydı. Hiç değilse sorunlu bir oyun yapmamışlar derdik en azından. Ama o da mümkün değil gibi görünüyor.