| Atarita sizin için inceledi! Editörlerimiz her oyun incelemesine saatlerce emek harcıyor ve bilmeniz gereken tüm detayları objektif şekilde ele alıyor. Nasıl yaptığımızı merak ediyorsanız inceleme politikamıza göz atabilirsiniz. |
inZOI’nin PC inceleme kopyası, Krafton tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.
Selam! Bugün sizlerle hem sizin hem de benim oldukça merakla beklediğimiz yaşam simülasyonu oyunu inZOI’nin erken erişim incelemesini yapmak için karşınızdayım. Geçmiş yıllarda The Sims markasının da eşlik ettiği yaşam simülasyonu türündeki çeşitlilik, günümüze geldikçe yok oldu. Artık yaşam simülasyonu deneyimini The Sims harici popüler olarak yalnızca çevrim içi oyunlarda sağlayabiliyorduk. O da belli bir seviyeydi. Fakat inZOI’yle bu değişecek. Yoksa değişecek mi? Gelin, birlikte bakalım.
Gerçekten devrim niteliğinde bir yapım mı?
Unreal Engine 5 ile yapılan inZOI, sistem gereksinimleri sebebiyle oyuncuların kafasında soru işaretleri oluşturdu. Kısa süreliğine oyunculara açılan karakter yapım kısmı ve tanıtımlarıyla oyunun gerçekçilik ve detaya verdikleri önem aşikâr. Yaşam simülasyonu yapısındaki bir oyunun gerçekçi görselleri, mekanları ve aktif yaşama sahip olması tabii ki de herkesin isteyeceği şeydir. Fakat sistem gereksinimleri optimizasyon konusunda oyuncular tarafından endişeye yol açtı.
Oyunu yapabilmek tabii ki de önemli fakat oyuncunun oynayabilmesi daha da önemli. Sizin de bunları okurken bunun gibi endişelere sahip olduğunuzu biliyorum. Hatta incelemeye başladığımda “O oyun iptal olmadı mı ya?” diye dönüt bile aldım. Tüm endişelerinizi gidermek ve her şeyi açıklığa kavuşturmak için buradayım. Başlamadan önce belirtmekte fayda var: Oyun Erken Erişim’de PC platformuna çıkıyor. PlayStation 5 ve Xbox Series X/S için henüz kesin bir çıkış tarihi bulunmuyor.
Güney Kore firması olan KRAFTON’ın geliştirdiği inZOI, oyunculara özgü ve özgür bir deneyimi oyunun her alanında oluşturmayı vadediyor. Oyun içerisinde de sanal simülasyon ürünü gibi bizlere sunulan Zoilerimizin nerede yaşamasını istersiniz? Kore havasına sahip bir metropolitte mi, Endonezya’nın tatil köylerini andıran bir kasabada mı, yoksa Amerika’nın iç ısıtıcı sahil yerleşimlerini andıran bir şehirde mi? Her bir şehri yaşatan aileler, gezilecek karaoke ve park gibi onlarca mekan, okullar, iş yerleri ve araziler bulunuyor. Dilerseniz şehirlerin refah seviyesinden tutun sunulan reklamlara kadar değişikler yapabilmeniz mümkün.
inZOI, ideallerini oyun içerisine oldukça güzel yedirmiş. Karakter yapımındaki detaylandırma şeklinizden kıyafetlere uzanan, şehir tasarımından karakterlerin hareketlerine kadar gerçekçilik ve özgür bir yaklaşım hedefledikleri belli oluyor. Oyunun çevrimiçi medya kısmında diğer oyuncularla yaptığınız bina ve Zoileri paylaşarak aktif bir sosyalleşme gerçekleştirebilirsiniz. Fakat bununla bitti mi? Tabii ki de bitmedi. Şimdi size sistem gereksinimlerinin neden böyle olduğunu açıklayacağım. Fakat önce sil baştan oyuna ilk kez başlıyor gibi anlatmam gerek. Hadi başlayalım!
Karakter ve bina tasarlamayı sevenler için devrim niteliğinde bir teknolojiye sahip
Oyunun erken erişimde olduğunu unutmamanız için tekrardan altını çizmek istiyorum. inZOI, idealleri gereği özellikle tasarımsal olarak gelecek vadeden bir yapıya sahip. Ekibin idealist bir yapıda hareket ettiklerini düşünüyorum. Zaten bundan olacak ki şu anda yapım aşamasında olan ve deneyimleyebileceğiniz, yalnızca karakter ve bina tasarımı için ayrılan oyun bölümleri bulunmakta. Dilediğiniz bina tasarımlarını yapabilir ya da hayallerinizdeki sahnelerini oluşturabilirsiniz. Fakat biz yaşam simülasyonu modunu, yani temelde oyunun asıl vadettiği şeyleri görmek isteyen birisi olarak oyuna başlamak istiyoruz. O yüzden buradan detaylandırmaya devam edeceğim.
Oyunu bizzat sıfırdan deneyimlemek istediğim için aylar öncesinde oyunculara açılan karakter yaratma kısmını indirmemiştim. O nedenle önceden oyunculara sunulanla şu an sunulan arasında bir değişiklik var mı, bilmiyorum. Fakat temelde içerik şöyle: Zoi’mizi asıl oluşturan kısım; adı ve soyadı, yaşı, cinsiyeti, ilişkilere bakış açısı, özellikleri ve arzuladığı yaşamdan oluşuyor. Geri kalan, yani fiziksel tasarım kısmıysa; yüz, vücut, kıyafet, takı ve tasarım olarak ayrılıyor.
İsterseniz bizlere hazır sunulan onlarca Zoi tasarımından birisini seçerek hiçbir düzenleme yapmadan oyuna başlayıp yaşam simülasyonu kısmını deneyimlemeye odaklanabilirsiniz. İsterseniz de sadece aklınızdaki Zoi tasarımını oluşturmak için temel tasarım olarak onları kullanabilirsiniz. Basit ve detaylı düzenleme olarak ikiye ayrılan seçeneklerle Zoi’nizin görünümünü istediğiniz şekle getirebiliyorsunuz. Hazır sunulan Zoi tasarımları harici burun, dudak ve göz gibi detayları farklı tasarımlarla deneyimleyebileceğiniz bir bölümü bulunmuyor. Aklınızdaki tasarımı yapmak bizzat sizlere bırakılmış. Bu kimisi için çok iyi olabilecekken kimisi için olumsuz da olabilir. O nedenle size tavsiyem, aklınızdakine en uygun yüz tipindeki Zoi’yi seçerek değişikliklere başlayın.
Karakter çeşitliliğinin kapsayıcılığı hem geniş hem de belli sınırlara sahip
Kişileştirme bölgesindeki neredeyse hiçbir şey cinsiyete göre sınırlandırılmıyor. Oyun her ne kadar Kore yapımı olduğunu animasyonlar ve kıyafet tasarımları açısından belli etse de karakter tasarlama kısmında çeşitliliğe önem verdiklerini farklı saç stilleriyle oldukça belli etmişler. Fakat bunların da belli bir sınırı var. Vücut kıllarını kadınlara ekleyemediğimiz gibi şapka kısmında tesettür gibi unsurlar da bulunmuyor. Yani çeşitliliğinin oldukça kapsayıcı olduğunu da söyleyemeyiz. En azından şu anki şartlarda. Onun harici oyunda renk ayarı tamamen oyuncunun ayarına bırakıldığı için bu konuda oldukça özgürlükçü bir yapıya sahip. Yani beğendiğiniz bir rengin kodunu direkt oyuna yapıştırıp kullanabilmeniz mümkün.
Dikey çizgi şeklinden tutun yıldız şekline kadar farklı irisler bizlere sunuluyor. Bu farklı iris seçeneklerini görünce karakter tasarım kısmı açısından oldukça heyecanlanmıştım. Fakat sanırsam bunlar yalnızca oyunda lens gibi bir dönüte sahip. Ya da belki ileride oyun insandan öte canlılar da yapmamıza izin verir, kim bilir? En azından farklı cilt kaplamaları, yüz yarası ve çil gibi seçeneklerle hayalinizdeki karaktere bir adım daha yaklaşabiliyoruz. Fakat belirtmekte fayda var, bunların hepsi yalnızca yüz için geçerli. Oyunda vücut kılları özelliği olmasına rağmen çillerin vücudun geri kalanında gözükme özelliği bulunmamakta. Yani cilt özelleştirmeleri yalnızca yüz ile sınırlı. Belki sonradan vücut için detaylandırma eklenir. “Peki ya kıyafetler?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Hadi, onlara da bakalım:
Oyunda günlük, resmi, etkinlik, uyku, okul, spor, yüzme, yaz ve kış olmak üzere 9 farklı görünüm bulunmakta. Şu anlık bunlar için ayrı ayrı saç ve makyaj seçimi yapamıyoruz. Hepsi için ne yaptıysak o geçerli. Fakat aynı şey aksesuarlarda geçerli değil. Her seferinde tırnak ve piercing gibi muhtemelen hep var olacak bir şeyi tekrar tekrar yapmak zorunda kalmasak hoş olabilirmiş. Bu kısımda değişikliğe giderler mi, bilmiyorum. Fakat genel olarak hedeflerinden dolayı gideceklerini umuyorum. Burada bu düşünceme neden olan daha birçok şey var. Onlara da bakalım:
Özellikle Kore kültürünü sevenler için hem idol kariyeri hem de modasıyla adeta bir Cennet. Peki ya diğerleri için nasıl?
Oyun ne kadar çeşitlilik ve gerçekçilikten bahsetse de bazı konularda sınıra sahip. Elbette ki sınırı olacak. Sonuçta bu bir oyun. Erken erişimde olması da bunda büyük bir etken. Dönütlere göre oyunda gerekli geliştirmeleri yapacaklardır.
inZOI, Kore yapımı bir oyun olduğunu en çok kadın karakterlerin kıyafet seçimlerinde belli ediyor kendini. Günümüzün Kore modasına sahip tasarımlar, adeta hayallerinizdeki idol görünümünü yakalamanızı sağlıyor. Hayalinizdeki o şirin kızı oluşturmanız mümkün. Peki dahası? Şu anki hâliyle farklı birden fazla pantolon çeşidi bulunduran oyunda bir tane düz askılı elbise bulundurmaması bana çok absürt geldi. Ya da karakterime evde rahat rahat gezsin diye giydirmelik pamuklu şort bile bulamamak… Bu tarz bir yaşam simülasyonu, çeşitliliğe giderken temelde olması gerekenlerin üstüne koyar diye düşünüyordum. Elbette ki eklemezler demiyorum ama şu an oyuna girdiğinizde göreceğiniz şeyin daha çok bahsettiğim yapıda olduğunu söylemem şart. Erkek karakter yaratırken daha rahattım.
Ekip, bu sorunu düşünerek oyuna harika bir yapı eklemiş: Tasarım. Size sunulan üst, alt ve takı şeklindeki seçeneklerle hayalinizdeki ürünü ortaya çıkartabiliyorsunuz. Karpuz kol, crop kesim bir boğazlı kazak mı istiyorsunuz? Tek renk mi istiyorsunuz? Yoksa birden fazla renge mi sahip olsun? Bunları yapabiliyorsunuz. Oyunun temelde sunduğu kıyafetlerin kumaşıyla da oynayabiliyorsunuz. Fakat bunu yapmak için kullanılan yapay zekayı her donanım desteklemiyor. Maalesef benimki de bunlardan birisiymiş. Donanımım, oyunun bize sunduğu sistem gereksinimleri içerisinde minimum ve orta arasında yer alıyor. Bir oyuncu olarak bu şartlarda oyunu süper grafiklerle olmasa da bana sunduğu içerikleri sorunsuz işler şekilde deneyimlemek isterim. Belki zamanla bu da değişir fakat şu an böyle olumsuz bir durumun olduğunu belirtmem şarttı.
Tasarım kısmında ne yazık ki elbise bölümü bulunmuyor. Neden bulunmadığını anlamadım. Oyunun genel olarak Kore modasına sahip olduğunu söylemiştim. Takı ve şapka seçenekleri de buna daha uygun şekilde seçilmiş. Kore modasını seven ve ona yönelik seçimler yapmayı tercih eden birisiyseniz bayılırsınız. Fakat Kore modasıyla pek haşır neşir değilseniz seçenekler size kesinlikle az gelecektir ve hitap etmeyecektir. Ben yine de gözlemlemeniz için sunulanların aksinde kalan karakterler oluşturmaya çalıştım. Görsellerde görebileceğiniz düzeye değin kişileştirme yapabiliyorsunuz. Tatlı görünümlü karakter oluşturmak istemiyorsanız bu kadarı mümkün.
Oyunda eşyaları ve karakterimizi biraz daha derinlemesine detaylandırabilmeyi isterdim. Oluşturduğumuz karakterin cinsiyeti fark etmeksizin seçtiğimiz özelliklerin yalnızca sosyalleşme değil, aktivitelerde de gözle görülür olmasını isterdim. Kaba saba bir kadın karakter oluşturmak istesem benden feminen bir görünümle gezdikten sonra çok fazla o atmosfere girilemiyor. Ya da birileriyle konuşurken ses tonunu karakterinle bağdaştırdığın sesle işitemiyorsun.
Karakter tasarımındaki bazı sınırlayıcı yaklaşımlar günümüz standartlarını henüz karşılamıyor
Kıyafetlerde umarım tasarım kısmını daha da genişletirler. Kendi sundukları gardırop ile geniş bir katalog oluşturur ve oldukça olumlu dönüt alır diye düşünüyorum. Medya yükleme kısmını bizzat gözlemleyemedim, inceleme sürecim çevrimdışıydı. O nedenle içeriğini tam bilmiyorum. Fakat eğer yaptığımız tasarımları da koyabiliyorsak bence çok iyi olur. O kadar geniş kapsamlı düşünmüyorlarsa bile seçtiğimiz saça göre bazı şapkalardan saçın gözükmesi, bazılarında gözükmemesi durumunu oyuncuya bıraksalar güzel olur. Mecburen tek bir saç stili yapmışken tasarım sınırlamasına götürülmesini hoş bulmadım.
En azından günümüzde çıkacak bir oyunda artık bu zorunlu kıyafet sınırlarının olmaması gerektiği taraftarıyım. Beraberinde bir üstün içe mi sokulacak, dışarıda mı kalacak gibi durumların da oyuncuya bırakılması gerektiğini düşünüyorum. Karakterin yağ ve kas dağılımını ayarlayabildiğimiz gibi uzun mu, kısa mı, orta boylu mu gibi inceliklerin de olmasını isterdim. Zira günümüzde karakter tasarımının detaycılığıyla öne çıkan çoğu oyun böyle inceliklere sahip.
Gelelim bu kısımda karşılaştığım hatalara:
Birincisini az önce zaten belirttim. Ona hata demek ne kadar doğru olur bilmemekle beraber oyundaki bir şeyi donanımdan ötürü yapamamak olumsuz bir dönüt olduğu için belirtmekte fayda var. Zoi’nize küpe taktırdığınızda küpeler kulağa yerleşik değil de biraz dışında havada duruyor gibi gözükebiliyor. Renk değiştirme bölümü bazen bozulabiliyor. Misal, hızlı hızlı aynı tırnağı seçip renk değişimini bir tanesine göre ayarlamak istediğinizde oyun düzgünce çalışmamaya başlıyor. Bu şartlarda renk örneğiyle hızlı hareketler yapmak çok mantıklı bir yaklaşım değilmiş gibi geldi.
Tam olarak nasıl olduğunu bilmemekle beraber bir karakter tasarım sekansımda o kadar dakika uğraştığım tüm kıyafetlerim sıfırlanıvermişti. Geri aldığımda da geri gelmediler. Karakter tasarımlarının ne kadar uzun sürdüğünü bilenler bunun ne kadar motivasyon kırıcı olduğunu anlayacaklardır. Ki inceleme için oynadığımdan zaman kısıtlamam da var, hâliyle bu tarz şeyler ekstra canımı sıkıyor. O nedenle karakterin sadece günlük kıyafetini değiştirip o şekilde oynamaya geçmiştim.
Kişilik tipleri sade tasarımıyla basit ama kapsayıcı bir yapı sunuyor
Kıyafetler bitti. Şimdi tasarım kısmındaki son önemli yere, yani karakter özelliklerine ve arzulanan yaşama bakalım ve asıl oynanış kısmına geçelim.
Hepsi 2’ye ayrılan gruplarla toplam 18 tane kişilik tipimiz bulunmakta. Her birinin değerleri ayrı, karakterleri de ayrı. Bu özellikler ikiye ayrılmasından dolayı her ne kadar Zoilerimizin yapısını tek tek seçmesek de aslında özgür bırakan bir yapıya sahip. Atıyorum, o ikisi neredeyse aynı gözüküyor olabilir ama birisi daha ben merkezcilken diğeri daha çok başkalarını düşünerek hareket eden birisi olabilir. Bu tarz örneklerle detaylar içerisinde ayrılan kişilik yaklaşımları sağlanıyor. Bunlar, Zoilerimiz sosyalleşirken büyük önem arz ediyor. Değerleri uymayan Zoiler, isterseniz oyuna eş olarak başlatsanız bile, anlaşamamaya başlıyorlar. Bu da onların ilişki seviyesini olumsuz etkiliyor.
Arzulanan yaşam seçenek olarak oyunculara bırakılmış. Zoi’niz özgür bir hayat mı istesin? Yoksa bolluk içerisinde bir yaşamı mı tercih etsin? Sadelik nasıl? Bunu seçmek durumunda değilsiniz fakat seçeneklerde zaten uygun karakteristik özellikler belirtildiği için cevapların da bariz olduğunu söyleyebilirim. Şahsen ben seçmemekten yana olmadım. Fakat tabii ki de Zoi’nizin kendisini keşfetmesini isterseniz o şekilde yapabilirsiniz. Karakter tasarımını yeterince anlattığıma göre artık bina tasarımına geçebiliriz. Ne dersiniz?
Hayalinizdeki yapıyı oluşturmak isteyenlere ve benim gibi bu tarz oyunlarda yapı oluşumunu bir türlü beceremeyenlere…
inZOI, size kat sınırı olmadan dilediğiniz tasarımı oluşturabileceğiniz bir yapı vadediyor. Böyle deyince de yalan olmasın. Bu tarz oyunlarda ben kat çıkmayı çok beceremiyorum. O yüzden kaç kat çıkabiliyoruz diye sınır denemesi yapamadım ama örnek olarak verilen yapılardan 6 kata kadar uzananı gördüm. Oyunda zaten hazır güzel evler varken arazi alıp ekstra bir çaba sarf ederek arazi boyutuna uygun yeni bir yapı yerleştirmeyi tercih etmiyorum. Siz tabii ki de benim gibi olmak zorunda değilsiniz. O yüzden bu detaylar size gelsin:
Dilerseniz tek katlı mütevazi bir ev, dilerseniz oldukça lüks bir villa, dilerseniz de aile apartmanı gibi bir yapı oluşturabilirsiniz. Bu süreçte ayalinizdeki mobilyaları birebir bulamayabilirsiniz. Fakat kıyafet tasarımındakinin aksine mobilya kısmında dizayn seçenekleri, donanım sorunu olmadan bizlere tüm detaylarıyla sunuluyor. Temel bir koltuğu önümüze alıp iskeletini farklı, kumaşını ayrı tasarım, renk ve çeşitlilikle oluşturabiliyoruz.
Eğer ki mobilyaları hiç beğenmediyseniz o zaman da yapabileceğiniz iki şey var: Kendi özel mobilya tasarımınızı oluşturabilir ya da üç boyutlu yazıcı özelliğini kullanabilirsiniz. Bu aslında karakter tasarımında da önem taşıyan bir şey fakat burada değinmemin daha doğru olacağını düşündüm. Gelin; inZOI‘nin bize sunduğu bu teknoloji tam olarak nasılmış, ona bakalım.
Yeni teknolojiyle birlikte hayalinizdeki mobilyayı oyuna entegre edebilir ve Zoi’nize Gangnam Style yaptırabilirsiniz
Üç boyutlu yazıcı, oyuna yüklediğiniz herhangi bir görselin oyuna entegre edilebilmesini sağlayan oldukça yenilikçi bir teknoloji. Örnek olarak akvaryum gibi bir tasarım denemesi yaptım ve sonucundan gayet memnun kaldım. Bununla birçok şeyi dilediğiniz gibi oyuna entegre edebilmeniz mümkün. Aynı zamanda bunlar karakter tasarım kısmında da karşımıza çıkıyor. Yani oldukça çılgın tasarımlar da ortaya koymanızı sağlayabilir. Oyuna dosya yerleştirip tecrübenize dahil edebildiğiniz tek şey bu değil.
Zoilerimizin oyun içi hareketleri bulunmakta. Bunlardan artık neredeyse her oyunda görebileceğimiz dans, el sallama, kalp atma gibi klasik hareketler olarak bahsedebiliriz. Fakat yetersiz bulursanız yüklediğiniz videoyu da hareket olarak oyuna ekleyebiliyorsunuz. Zoi’nize Gangnam Style dansı bile yaptırabilirsiniz! Kore’den bahsetmişken globalde ses getiren bu yapımı da anmamak olmazdı. Arkadan onu açarak yazıyı okumaya devam edebilirsiniz. Şakası bir yana, bu teknoloji bence oldukça ilginç ve eğlenceli. Yüz ve vücut hareketi algılama gibi içerikleri de bulunmakta fakat deneyimlediğim sürümde bunları tecrübe edemediğim için anlatabileceğim bilgim bulunmamakta.
Oyunu tecrübe edebildiğim süreçte genel olarak yapısını öğrenmeye çalıştım. Zoilerimizin günlük yaşamı nasıl işliyor? İlişkiler, kariyer, okul ve temel ihtiyaçlar ne durumda? Bu tarz oyunlarda sil baştan başlarken çocuk ya da bebekle başlamanın zor olduğunu düşünüyorum. Önce yetişkin karakter açıp öğrenmek lazım. Yine de aile yaşamını öğrenebilmek için bir genç, iki tane de yetişkin oluşturarak çekirdek aile ile başlangıcımı yaptım. Tabii dilerseniz 8 kişiye uzanacak genişlikte bir aile oluşturabiliyorsunuz.
Sizce hangisi daha uzundur: Bir gün mü, uyku süresi mi, yoksa çişin Zoi’nin vücudundaki yolculuğu mu?
inZOI‘de günler oldukça uzun. Standart olarak belirlenen zaman dilimiyle bir gün 96 dakika sürüyor. Bu da gün içinde dolu dolu birçok şeyi yapabileceğinizi düşündürüyor. Fakat tam olarak öyle mi? Pek sayılmaz. inZOI her ne kadar gerçekçiliğiyle öne çıksa da şu anki sistemiyle gün içerisindeki dağılımı pek buna uygun değil. Uyku süresi en hızlı ayarda bile geçmek bilmiyor ve onun dışındaki çoğu eylem de oldukça uzun sürüyor. Gerçi böyle diyorum ama bazıları da göz açıp kapayıncaya kadar bitiyor. Zoilerin temel ihtiyaçları orantılı şekilde azalmıyor. Neredeyse bir buçuk ya da iki gün tuvalet ihtiyacını giderme zorunluluğu duymadığı oluyor. Sansür kısmı da biraz… tuhaf.
Tuvalet ihtiyacı gibi kısımlarda sansür açısından pek bir sorun yok ama “aşk yaşanan” anlarda karakterlerin iblis misali kırmızıya bürünmüş gözleri kalbin arkasından görünebiliyor. Ürkütücü bir atmosfer yaratıyor diyebilirim. Genel olarak oyundaki o “aşk yaşama” anını da tuhaf buldum. Oyunun müzikleri güzel, tasarım kısımlarında kesinlikle sıkmıyor. Ama bu aksiyona girilme anında hem müzik hem animasyon, her açıdan bir bitmemişlik var diyebilirim.
Belki tecrübe edemediğim ve buna benzer cilalanması gereken başka eylemler de vardır. İlişki kısmında ne yazık ki akıcılık sorunu ve Zoilerin kaçıp durma özelliğinden dolayı pek ilerleme gösteremedim. Birazdan detaylandıracağım. Bu tarz sebeplerden dolayı tek bir Zoi’yle oynamak da kesinlikle akıcı bir yapı sunmuyor. Peki ya birden fazla Zoi olunca neler değişiyor? Ona bakalım.
Elbette ki ilk öne çıkan farklılık, bir Zoi’nin eylem süresini beklerken boş boş vakit geçirmek yerine başka bir Zoi’ye odaklanabilmemiz oluyor. Peki Zoiler neler yapıyor? Zoilerin belli süre sınırına sahip istekleri oluyor. Bunlar tarot baktırma, boks yapma ve çello çalma gibi aklınıza gelebilecek türlü aktiviteleri kapsıyor. Bunları yaparsanız size “Meow Coin” olarak geri dönüyorlar. Meow coinlerle Meow Store’dan donutlar alabiliyoruz. Oyun, ana maskotu olan kediyi her yerde hatırlatmaya adeta ant içmiş. Peki bu donutlar ne yapıyor? Her bir donut’ın kendi özellikleri var. Bunlara genel olarak Zoilerimizin temel ihtiyaçlarıyla oynayan bir “ihtiyaç hilesi” diyebiliriz. Fakat dediğim gibi temel ihtiyaçlar oyunda şu anda pek zorluk çıkartmıyorlar. O nedenle harcayıp harcamamak tamamen size kalmış.
Buradan anlayacağınız üzere oyunda oldukça çeşitli hobi seçenekleri bulunmakta. Ayrıca bunlardan para da kazanılabiliyor. Yaptığınız çizimleri, oyunları ya da uygulamaları satabiliyorsunuz. Kitap yazabiliyorsunuz, müzik yapabiliyorsunuz… Para sıkıntısı çekerseniz oyunun kendi içinde para hilesi de bulunuyor fakat buna gerek yok. Genç yetişkin bir karakter oluşturduysanız hem okuyup hem de çalışarak para kazanabilirsiniz. Üç tane okul bulunmakta. Her yaştan Zoiler aynı okullara gidiyor. Hepsinin çıkış saati farklı. İş vaktinin aksine okul içini bizzat tecrübe edemediğimiz için Zoi’mize okul içinde görev atama harici bir şey yapamıyoruz. Okul çıkışı ödevlerin ertesi güne kadar değil de belli bir saat dilimiyle sınırlandırılmasının mantığını çok çözemedim. Yine de böyle bir sistemi mevcut.
Biraz da işten bahsedelim. Tam zamanlı ve yarı zamanlı olmak üzere iki çeşit iş ilanı bulunuyor. Tam zamanlıların bir kısmı tecrübesiz alım da yaparken geri kalanı kalifiye eleman arıyor. Her meslek için kriterler de değişiyor. Kimisi için yalnızca genç yetişkinken kimisi içinse orta yaşa kadar uzanan bir skalası var. CEO, Gamer, yazılımcı, askeri kuvvet, profesör, haberci, avukat, sekreter, kasiyer, idol ve itfaiyeci olabiliyorsunuz. Ya da tam zamanlı bir işe sahip olmazsınız, önceden dediklerim gibi satış yaparak Freelancer çalışırsınız.
İş yerinde her mesleğin ayrı olacak şekilde atanan görevleri oluyor. Görevler zamanlı verildiği için tabii ki de iş yerine zamanında gitmek önemli. Eğer Zoi’nizi tamamen tek başına bırakırsanız bir şekilde temel ihtiyaç dahil birçok işini kendi görebiliyor ama o raddeye gelene kadar sizin gerçekleştirmeniz işi çok daha garantiye alacaktır. Bu süreçte birazcık Zoi’niz kabiliyeti olmayan bebeğe dönüşebiliyor. Nasıl mı? Mesela yemeğini yaptırdınız, servisi yaptı. Aç olmasına rağmen oturup yemeğe başlamıyor. Yemek yap, sonra şunu yap, sonra bunu et… diye görev sıralaması verdiyseniz Zoi’niz o yemeği yemeden diğer görevlere geçecektir. Bu yine çok sorun olmayacak bir şey ama sosyalleşme kısmında birazcık sinir bozduğu olabiliyor.
Oyunun erken erişimde olma sebeplerinden birisi büyük ihtimalle Zoilerin iletişim sürecindeki sorunlar
Diyelim ki Zoi’niz bekar. Romantik ilişki arayıp aramadığını seçmenize göre partner ya da arkadaş arıyor. Yeni bir Zoi’yle tanışmak düşündüğünüz kadar kolay olmayabiliyor. Gezebileceğiniz yerler elbette çok var. Hepsi sabah 8’den gece 10’a kadar açık. Park gibi açık alanlarda saat sınırı yok fakat gece belli saatten sonra aktiflik beklememek lazım. Neyse, sonuç olarak birisini buldunuz. Anlaşmaları için Zoilerimizin özelliklerinin uyuşması lazım. İlk önemli olan şey bu.
Eğer anlaşabildilerse sonra devamlı olarak yeni bir sohbet açmanız gerekiyor ki süreklilik devam etsin. Fakat bu yetiyor mu? Yetmiyor. Karşınızdaki Zoi tamamen keyfince aniden gidiverebiliyor. Bunun neye göre olduğunu hiç anlamadım. Eve bana bir şey danışmak için gelen komşularda bile bunu yaşadım. Sanki ben zorla onları getirmişim gibi gidiverdiler. Maalesef oyunda bu konularda bilgilendirme şu anda yetersiz.
Zoi’nizin yediği yemekten yola çıkarak o türü sevip sevmediği netleşebiliyor fakat karşınızdaki Zoi’yle anlaşıp anlaşamadıklarında tam olarak neden olduğunu bilemiyoruz. Bir de bu tarz ani gitme gibi şeyler ister istemez oyunun motivasyonunu bence etkiliyor. Aslında yeni tanışma süreci haricinde de ilişkide akıcılık sorunu bulunuyor. En başta çekirdek aile açtığımı söylemiştim. Bu sorunu en başta ne yazık ki yaşadım. Oyunu henüz keşfetmeye başlamışken çekirdek ailenin mantıklı bir karar olmadığını fark edip tek bir Zoi’yi yöneteceğim bir kayda geçtim. Hem sistemin nasıl işlediğini öğrenmek hem de sosyalleşmeyi kavramak için daha mantıklı bir seçim olduğunu düşünüyorum.
Oyundaki sosyalleşme baloncuklarını birazcık karışık buldum. Kendi içlerinde sekmelere elbette sahipler fakat açıldıklarında bir şeyi bulabilmek birazcık efor sarf ettiriyor. Herkes için büyük bir dert olmayabilir ama kendi adıma göz yorucu bir eylem olduğunu düşünüyorum. Türkçe dil desteği de olmayınca bu kadar baloncuk içerisinde akıcı şekilde aradığınız seçeneği bulup sohbeti sürdüremeyebilirsiniz. Renkler, semboller ya da daha farklı bir tasarımla bu daha oyuncu dostu hâle getirilebilir.
Alışveriş, kariyer ve okul gibi birçok işe yarayan telefonumuz ileride Zoilerle mesajlaşma özelliğine de sahip olacak
Karakterlerimizin telefonunda mesajlaşma bölümü var. Henüz var olan bir özellik değil fakat sanırım ileride Zoilerle mesajlaşarak da iletişim kurabileceğiz. Şu anlık yalnızca onların yazdıklarına belli seçenekler doğrultusunda dönüt yapabiliyoruz. Bunun aracılığıyla bize hediye de gönderebiliyorlar. Fakat aynı şeyi denediğimde ben nedense gönderemedim. Telefonun farklı eylemler için kullanılabilmesi fikri hoşuma gitti. Aynı zamanda da telefondaki bir uygulamadan firma aracılığıyla dışarıdan yiyecek ve içecek gibi ürünler getirtebiliyoruz. Yiyecek ve içecek çeşitliliğinin de yeterli olduğunu düşünüyorum. Zoi’nizin sevip sevmeyeceği şeklinde ayrılmasını sağlayacak kadar olduğunu bilmek kafi.
Bazen fare imlecimizle Zoileri seçmekte sorun yaşayabiliyoruz. Hele ki yakınında başka mobilya varsa oyun neyi seçeceğimizi ayırt etmekte sorun yaşayabiliyor. Eğer sanaldan birisiyle iletişim kurmak isterseniz sanaldan tanışma sitesi bulunmakta ama bunun harici boş boş sosyal medyada vakit geçirme gibi aktiviteleri bulamadım. Bununla birlikte oyunda fark ettiğim bir şeye değinmek istiyorum.
Oyun, oldukça olumlu örnek aşılamaya çalışan bir tarafa sahip. Anlaşamadığınız Zoilerle doğru dürüst laf dalaşı ya da kavgaya giremiyor, hırsızlık gibi meslekler bulunmuyor; bunlarla kalmıyor, bilgisayarda boş boş vakit geçirme eylemi bile doğru dürüst bulunmuyor. Zoi’min değerlerinden kaynaklı olduğunu anlıyorum, boş vaktinde kamu işlerine bakmak isteyebilir ama hep de olmaz ki… Böyle şeylerin gerçekçiliği bozduğunu düşünüyorum. Böyle olunca da akla şöyle bir soru geliyor: Beklentiniz ne?
WASD tuşlarıyla Zoi’sini hareket ettirebileceğini bilmeyen gariban oyuncunun “Evraka” anı anlatılmaz, yaşanır…
inZOI‘yi bu koşullarda oynamaya başlayacaksanız beklentiniz şöyle olmalı: İyi hareketleri aşılamaya çalışan, daha modern yapıya sahip, Kore kültürünü oldukça taşıyan, ilişki ve günlük yaşam kısımlarında mükemmel akıcılığı olmayan fakat karakter ve bina tasarımında saatlerinizi rahatlıkla harcayabileceğiniz bir yapım. Erken erişimde olduğunu unutmamak lazım.
Evinizin zamanla kirlenmesi ve temizliğini yapmanızın gerekmesi gibi güzel detaylar, aynı zamanda da Zoi’nizi WASD tuşlarıyla hareket ettirebilmeniz gibi etkenler hesaba katılınca oldukça devrimci bir yapıya sahip. Sağladığı teknolojik unsurlardan da yukarıda oldukça bahsettim. Şu anda sorunlu veyahut eksik olan yapılar elbette ki zamanla giderilecektir.
Oyunda tehlike unsuru hiç yok değil: Karşılaşmamış olsam da hırsızlık ve yangın gibi unsurlar bulunmakta. Aktif bir hayat sunmasından dolayı araba kazası yaptırabilir mi diye denediğim oldu. Maalesef o kadarı da olmuyormuş. En azından yapay zekâsını ölçmüş oldum. Arabalar bir süre duruyor, birikiyor ve trafiği gerçekten etkileyecek raddeye geldiğinde siz orada yokmuşsunuz gibi akmaya başlıyor. Böyle olunca da araba, Zoi’nizin içinden adeta o hayaletmiş gibi geçerek gidiyor. Siz de araba sürerek trafiğe karışabiliyorsunuz. Hatta bunun manuel olup olmamasıyla ilgili bir ayar bile bulunmakta.
Araba sürmemizin çok da cilalanmış bir deneyim olduğunu söylemeyeceğim. Arabanız olmazsa metroyla da kolaylıkla bir yerden bir yere gittiğiniz için tercih etmeyebilirsiniz. Sanırsam bir yerlere, Zoi’ye de dahil, çarparsanız sorun olmuyor. Hatta Zoi’ye çarptığınızda metalik bir sesin ardından mistik bir şekilde kaybolduğunu biliyor muydunuz? Bir nevi Zoileri öteki boyuta yollayabilen bir sihirbaza dönüşüyoruz. Şakası bir yana, bu da aslında farklı bir deneyim sunuyor. Gelişirse çok daha güzel bir sonuç alacaktır.
Teknoloji açısından vadettiği yenilikler bence oldukça ilgi çekici ve şans verilebilir. Manuel kayıt harici oyunun belli sürede bir otomatik kayıt alması oyunun çökme gibi durumlarında kaygı oluşturmamasını sağlıyor. Tabii, karakter yaratma kısmı hariç. Oyunum bu tecrübem süresince yalnızca 3 defa çöktü. Bir tanesi ne yazık ki karakter tasarımım sonlanmadan hemen önce oldu. Elbette oyunun ilk çıkış güncellemesi gibi şeylerle bunlar halledilebilir. Belki daha iyi bir donanıma sahipseniz bu tarz sorunları daha az yaşayabilirsiniz. Donanımdan kaynaklı olup olmadığını en çok merak ettiğim şeylerden birisi de Zoilerimizin küçük simge hâllerinin diğer oyuncularda nasıl gözüktüğü. Bendekileri birazcık tuhaf, hatta korkunç buluyorum. Demek istediğimi görsellerden siz de fark edeceksinizdir.
Evet, inZOI inceleme yazım buraya kadardı. Umarım incelemem aklınızdaki soruları ve sorunları giderebilmiştir. Tecrübemden arda kalan birikimlerimce önemli olduğunu düşündüğüm her şeye değinmeye çalıştım. Bunlar harici sorularınız olursa yorumlarda mutlaka belirtin. Onlara da bilgim dahilinde dönüt yapmaya çalışacağım. Sonuna kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir sonraki yazıma kadar iyi günler ve iyi oyunlar diliyorum! Siz yeni yazıya, ben de yeni oyuna geçeyim.
