Atarita sizin için inceledi! Editörlerimiz her oyun incelemesine saatlerce emek harcıyor ve bilmeniz gereken tüm detayları objektif şekilde ele alıyor. Nasıl yaptığımızı merak ediyorsanız inceleme politikamıza göz atabilirsiniz. |
LOK Digital inceleme kopyası, Draknek and Friends tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.
Bulmaca sevdalıları buraya! Bugün bulmaca kitabı olarak satılan LOK’un ekranlarımızla buluşturulmuş versiyonu, LOK Digital inceleme yazımla karşınızdayım. Birazcık beyin jimnastiği yapmak isteyenlerdenseniz fakat bunun bilgi üzerine olmasını istemiyorsanız bence yazıma göz atmak isteyebilirsiniz. O hâlde, daha ne duruyoruz? Hadi, hemencecik başlayalım.
2022 yılından günümüze, tek kişilik bir öykü: LOK
Blaž Urban Gracar isimli Slovenyalı bir sanatçının elinden çıkan LOK, 90 adet bulmacadan oluşan bir kelime bulmaca kitabı. Böyle demek ne kadar doğru olacak emin değilim çünkü yaptığımız şey yalnızca kelime bulmaktan ibaret değil. Fakat bunu LOK Digital’den bahsetmeye geçtiğimde toparlayıp detaylandıracağım, o nedenle siz şu anlık böyle bilin.
Günümüzde İngilizce, Japonca ve Slovence versiyonu olarak erişebileceğiniz LOK’u dilerseniz PDF olarak temin etmeniz de mümkün. Tabii sanatçı dilerseniz ücret ödeyerek ona destek olmanızın da önünü açıyor. Fiziksel kopyası, PDF versiyonu ve oyunun bizlere sağladığı birçok farklı etkileşim durumu söz konusu. Misal, fiziksel kopyasında gelen şeffaf ek parça sizin defalarca yazıp silerek kâğıt üzerinde hamleler yapmanızı sağlarken PDF olarak indirdiğinizde bu mümkün olmuyor. Tabii, PDF’i kâğıt olarak çıkartmak yerine bilgisayardan yaparsanız o ayrı. Şahsen benim “Ayrı olarak PDF’ini çıkartsam mı?” diye bir düşüncem olduğu için bu kısım kafamı kurcalar durumda.
Fakat neticede biz şu an LOK’u marka olarak değil, video oyunu versiyonu olan LOK Digital’ı incelemek için toplandık efenim. Biz derken ben, kafam ve parmaklarım herhâlde. Bir de siz tabii. Okuyorsunuz sonuçta, yok sayılır mı? Sayılmamalı. Ayrıca LOK Digital’ı Icedrop Games’in ve Letibus Design’ın geliştirdiğini eklemem gerek. Yani, tek kişilik öykü çok kişilik bir öyküye dönüyor. Bu detayı da verdiğime göre bir bakalım, LOK Digital nasılmış?
Kelimeler farklı, amaç aynı: Her şeyi siyaha boyamak
Oyunun mantığı aslında oldukça basit. Verilen belli sayıda kare ve karmaşık harfler var. Bunlar içerisinden yavaş yavaş öğrendiğimiz yeni kelimeler ve o kelimelerin özellikleriyle kareleri siyaha boyuyoruz. Kısacası, karalara bağladığımız bir oyun dersek mizahsal açıdan yanlış olmayacaktır. Oyun bize bu bilgileri fırtına oluşturmak suretiyle aynı anda fırlatmak yerine hepsini 9 dünya içerisinde bölerek veriyor. Hikâye dolu bir yapıya sahip olduğunu kesinlikle söyleyemeyiz. Fakat bize eşlik eden minik, şirin mi şirin siyah uzaylılarımız, yani LOK’larımız oluyor. Aslında bu öğrendiğimiz kelimeler onların dilinden parçalar. Hikâye gerçekten tamamen bundan ibaret, çok da bir şey beklememek lazım.
Ana kelimeler olarak karşımıza çıkan LOK, TLAK, TA, BE ve LOLO; X ve ? işaretleriyle birlikte bulmacalarımızda oldukça önem kazanıyor. Ekstra olarak farklı kelimeler Easter Egg misali bulmacalar içerisinde sıkıştırılmış olsa da rehber yazısı olmaması sebebiyle herhangi bir oyuncu olarak bize sunulan ve muhtemelen kurcalayarak edineceğiniz kısmı sizlere sunmakla yetineceğim.
Oyun kesinlikle beyin fırtınası yaratması açısından çok iyi bir yapıya sahip. Oyuna başlamadan önce herhangi bir bilgi gerektirmemesi gibi etkenler her kesimden bulmacayla ilgili kişilerin potansiyel oyuncu olmasını sağlıyor. Tabii, belli bir seviyede İngilizce bilmeniz gerektiğinin altını çizmem gerekiyor. Her ne kadar oyun genel olarak “kurcala, kafanı çalıştır ve bul” diyebileceğim bir mantıkta olsa da verilen bilgilerin de can alıcı olduğunu düşünüyorum.
Gözlemlediğim kadarıyla bulmacalar içerisinde birden fazla şekilde çözüm bulunmuyor. Ya da ben görebilecek kadar kurcalayamadım. Özellikle de “?” işaretinin geldiği kısımlarda biraz daha oyuncuyu serbest bırakacak bir yapıda olabileceğini düşünmüştüm. Fakat bu şekilde de gayet kafa zorlayıcı bir yapıya sahip. Verilen harfler yakın olduğu için bazen bazı kelimelerin bulmacanın çözümü için yapılmaması gerektiğini kurcalayarak fark edebiliyorsunuz. Bazen de o kelime yapılması gerekiyor fakat o düzenle olmuyor. Bu gibi stratejik durumlar ister istemez o esnada odak gerektiren unsurlar olduğu için benim ancak kafam rahatken oynayabileceğim bir oyun oldu. Hele ki benim gibi bakar kör bir insansanız… Yorgunken oluşan durumu tahmin edebiliyorsunuzdur. Bence çok yorgunken bu oyuna pek girişmemek gerekiyor.
Minimalist yapısı, bulmacaya odaklanmanız için ideal görsellik sunuyor
Oyunu biraz daha kolay oynamak isterseniz, o da mümkün. Merak etmeyin. Oyunun menü ara yüz tasarımı gayet basit ve kullanışlı. Oyun genel olarak minimalist bir yapıya sahip diyebiliriz. Zaten beyin fırtınası yaratması beklenen bir oyunda bence olması en ideal yaklaşım budur. Her ürünü vermesi istenen ölçüde değerlendirmek lazım. Ki bana kalırsa LOK Digital buna rağmen gayet güzel, hatta kimi zaman şirin bir tasarımla karşımıza geliyor. “Fakat bunların oyunun kolay oynanmasıyla ne ilgisi var?” diyebilirsiniz. Hemen oraya geliyorum:
Oyunun sağ üst köşesinde minik bir ampul işaretimiz bulunuyor. Kendisi, bölüm içerisindeki bulmacanın ipucunu saklayan şirin mi şirin bir ikon. En başta inat ettim. Ellemeyeyim, kendi kendime kafa yorarak çözeyim, dedim. Sonra inceleme yaptığımı hatırladım. E mecburen tıkladım. Ben sandım ki bana direkt yapılışını gösterecek. Meğer sadece bulmaca içinde hangi kelimelerin olduğunu söylüyormuş, o kadarmış. Ama tabii ki de bu da ister istemez bulmacanın yapısını kolaylaştıran bir unsur. Dediğim gibi, normalde bulmaca içinde olmayan ama yapı içerisinde barındırılan kelimeler de oluyor. Bunları kurcalayarak ayrıştırmakla bulacağınız kelimeleri bilerek oynamak arasında bambaşka bir oynanış zevki var.
Benim gibi balık hafızalıysanız bir öyle, bir böyle oynayabilirsiniz. Ben muhtemelen yakın zamanda hepsinin çözümünü unutmuş şekilde döner, bir daha oynarım. Zaten incelemeyi yazmam gerektiği için oyunun tamamını sömürmeden, ilerleme odaklı oynayarak yol aldım. Bu nasıl oldu, hemen onu da anlatayım. Oyunda yukarıda değindiğim gibi 9 dünya, son kısım hariç hepsinde birden fazla bölüm bulunmakta. Bu bölümlerin belli bir sayısını oynadığınızda öteki dünya açılıyor ve yeni kelimeyi öğrenmeye geçebiliyorsunuz. Sanıyorum ki dünya açılımından sonraya kalan bölümler, çözmekte olduğumuz dünyanın zor bulmacaları kıvamına sahip olanlar oluyor. En başta dünyaları tamamlayarak ilerleyeyim diye zorladım fakat baktım böyle uzun sürecek, mecburen bir kenara koydum.
Oyun size kurallarını yavaşça tanıtıyor fakat unuttuğunuz takdirde elinizden pek tutmuyor
Dünyalar yalnızca size yeni kelimeler açmıyor, aynı zamanda da kuralları size öğretiyor. Ne yazık ki oyun fazlasıyla sizi serbest bıraktığı için bazen gerçekten o an jetonunuzun köşeli olduğu bir anda kuralı bulmanız ve çözümü yapmanız da uzun sürebiliyor. Tabii, bu daha çok ilk karşılaşma için geçerli. Sonra yavaş yavaş tüm kurallara ve kelimelere alışınca oyun biraz daha hızlı akmaya başlıyor. Ama tabii ki de, tekrar diyorum, bakar kör olmayacağınız ve mantık kurabileceğiniz bir vakitte oynamanız daha iyi olacaktır.
“?” ve “X” işaretleri yanı sıra, kurallar da oynanış için önemli bir yere sahip. Bulmaca başı olan süre her ne kadar kişiye göre değişiklik gösterse de oyun ve kitaptaki değişikliklere biraz ışık tutulması gerektiği taraftarıyım. Nihayetinde oyuncu çok kısa sürede bu oyunu bitirecek diye bir şart yok ve bu kurallar unutulabilecek şeyler. Kitaptaki gibi “çözümler bölümü” olmaması elbette ki bir oyun için gayet doğal, bunu eksi sayamayız. Fakat “kurallar bölümü”nün olması gerektiğini düşünüyorum.
Her ne kadar bulmaca içerisinde bütün kelimelerin yazdığı bir kısım bulunsa da bunların içeriği detaylıca belirtilmiyor. Neticede kitaptaki gibi hızlıca birkaç sayfa geriye gidip ne yaptığımıza bakabildiğimiz bir sistem oyunda bulunmuyor. Misal, TLAK’ın ne kadar boşlukla iki kare kapatabildiği unutulabilecek kurallardan bir tanesi. Fakat anlıyorum, doğrudan vermeleri kesinlikle yapıyı bozardı. Ben de böyle düşünüyorum. Bu sebepten ilk başta oyuncu öğrensin, açıklamalar sonra verilsin mantığına gidilebilirmiş. Böylece bu, oyunun düşündürme ve strateji mantığını da etkilemezdi.
Günlük bulmacalar eşliğinde oyuncuların oluşturduğu bölümler, sonsuz bir oynanış vadediyor
Ayrıca, LOK’u normalde oynamış birisiyseniz de LOK Digital’de çok seveceğiniz bir kısımdan bahsedeceğim. LOK’un PDF’ine genel olarak göz gezdirdiğimce kısmen kitapla oyununun aynı olduğunu düşünüyorum. Hatta bu sebepten oyun; belki de benim keşfetmediğim, gizli bölümleri barındırıyor olabilir. Bunun için inceleme sonrası dönüp oyunu ekstra bir kurcalamaya girişeceğim. Fakat herhangi bir oyuncu olarak bile keyif alacağınız o şeyi söylüyorum: Günlük bulmacalar ve daha da fazlası!
Benim gibi odak sorunu olan birisi değilseniz ve oyunu açık bırakıp bir oraya, bir buraya gitmiyorsanız oyunu yaklaşık 4-5 saatte bitirebileceğinizi düşünüyorum. Hatta oyunun 1.5 saatte bitebileceğini söylemişler ama sanıyorum ki LOK’a zaten aşina olan kişiler için bu geçerlidir. Bulmaca oyunlarında süreye bakarak oynamanın çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Ama genel olarak her dünya yaklaşık 10 küsür bölüme sahip dersem oradan sizin için ne kadar uzun süreceğini hesaplayabilirsiniz. Ayrıca, dediğim gibi, LOK tamamen biten bir yapıya değil. Yenilenen bulmacalar devamlılık sağlıyor. Yapısını sevdiyseniz arada bir girip beyin jimnastiği yapmanız mümkün. Hem de bir değil, tamı tamına üç tane bulmaca sunuyorlar!
Bununla bitti mi? Bitmedi! Ana menüde “Editor” kısmından oyuncular olarak kişisel bir bulmaca bölümü oluşturabilir ve bunu diğer oyuncularla paylaşabilirsiniz. Aynı zamanda da diğer oyuncuların yaptığı özel bulmacaları da oynayabiliyorsunuz. Oyun sadece bilgisayar üzerinde olduğu için mantıksız bulduğum bir şeye değineceğim. Bu sistem oldukça güzel fakat niçin Steam’in Atölye kısmını bulmacalar için açmamışlar, anlamadım. İlla farklı bir yerden bulmacanızı yayınlamanız ya da farklı bulmacaları bulmanız gerekiyor. En azından oyun üzerinden yönlendirilen resmi bir Reddit sayfası bulunuyor. Burada toplanmasını da artı olarak görebiliriz.
Oyunun sadece bilgisayar üzerinde olduğunu belirtmekle geçmem doğru olmayacak. Meraklılara hemen detaylandırmasını yapalım: Oyun; Microsoft Windows, MacOS ve Klasik Mac OS’ta oynanabilir durumda. İleride mobile gelir mi, bilmiyorum fakat gelirse fena olmazdı. Bilgisayarda oldukça kolay bir oynanışa sahipken mobilde de aynı kolaylığı koruyacağını düşünüyorum. Yapılan hamleyi geriye alma tuşu olması sebebiyle mobilde yanlışlıkla hamleyi bozma gibi bir durum yaşanmayacaktır. Ama tabii mobile getirirler mi, getirmezler mi, bilemem.
“Bilgisayar başında arkama yaslandım, açtım ‘Paint It, Black’i. Başladım oynamaya” dedirtecek bir oyun
LOK’un yapısı benim gerçekten hoşuma gitti. Bulmaca oyunlarını çok severim. Böyle metin üzerinden olanlarla da ilgiliyimdir. Gerçi, genel olarak dijitalde bu tarz olanlara pek yanaşmıyorum. Bu tarz kitapları gördüğümde ilgimi çekse de genelde almaya yeltenen birisi değilim. O yüzden illa böyle bir şeyin başına oturtulmam ve “Aa, bak bu güzelmiş” demem gerekiyor sanırım. Bana da tecrübe oldu, bunu kenara not olarak yazdım. Biraz daha bu tarz bulmaca oyunlarına da ağırlık vermek istiyorum. Bildiğiniz varsa sizi yorumlara bekliyorum, yoksa şöyle bir kurcalayayım da kendime ve hatta size de katkım olsun.
LOK, aynı zamanda daha çok görsel odak gerektiren bir yapıya olması sebebiyle arkadan müzik açıp oynayabileceğiniz de bir oyun. Tabii, kendi sakin ve güzel müziklerini de es geçmemek lazım. Ama benim odunluğum diyebilirsiniz, ki kesinlikle hak veririm, böyle sakin oyunlarda bir süre sonra işitsel olarak farklı şeyler arıyorum. Normalde oyunu oynarken The Rolling Stones’un “Paint It, Black” şarkısı kafamda çalmamıştı. Ki ne de güzel olurmuş, şimdi aklıma geldi ama en azından bu incelemeyi okurken sizin kafanızda son kısımda da olsa çaldırmış olayım dedim.