Meşhur Ori serisinin geliştiricisi Moon Studios’un aksiyon rol yapma türünde oyun geliştirdiğini öğrendiğimde pek heyecanlanmıştım doğrusu. Bir süredir de oyunun erken erişim sürümünü oynuyorum. İşte No Rest for the Wicked hakkında bilmeniz gereken her şey!
No Rest for the Wicked, her şeyiyle beni kendisine hayran bıraktı ama bunun kötü bir yanı da var.
Benim için oyunlarda her şeyi tüketmek çok önemli. Bir oyunu gerçekten seversem, o oyunun sunduğu tüm içerikleri deneyimleyerek oynamak çok hoşuma gidiyor. No Rest for the Wicked yolculuğuma da tam olarak bu motto ile çıktım. Kendisi daha ilk dakikadan beni oyunun içerisine çekmeyi başardı. Zaten Orta Çağ temasının fantastik unsurlar ile birleşimini çok severim. Hâliyle oyunu da Moon Studios yapınca, sunulan maceranın kalitesine hayran kalmamak elde değildi.
No Rest for the Wicked, aksiyon rol yapma türünde bir oyun olmasına rağmen souls-like türünden de bolca esinlenen bir yapıya sahip. Bunu hem oynanış elementlerinde hem de zorluk tercihlerinde görüyorsunuz. Bence oyunun oldukça mücadeleci bir yapısı var. Zaten en çok hoşuma giden unsur da bu oldu. Karakterinizi sürekli geliştirmeniz ve yeni bir bölgeye geçerken her zaman hazırlıklı olmanız gerekiyor. Kaynaklarınız kısıtlı, envanterinizin kaplayabileceği alan belli, kuşanabileceğiniz teçhizatlar az ve uçsuz bucaksız yol boyunca önünüze çıkacak birbirinden zorlu düşmanlar var. Sizin de tahmin edeceğiniz üzere ilk saatler tamamen oyunu anlamak ile geçiyor.
Tabii her şeyde olduğu gibi alışma sürecinizin sonlarına geldiğinizi hissettiğinizde kendinizi No Rest for the Wicked’a daha ait hissediyorsunuz. Biliyorum, biraz tuhaf bir cümle oldu fakat bana bunu hissettirdi yani. Oyunda her köşeye girmiş, fazla merakından gizli alanları şans eseri keşfetmiş ve önüne gelen her sandığı açmış bir oyuncu olarak söyleyebilirim ki bu oyunun en kötü yanı erken erişimde olması çünkü gerçekten çok eksik hissettiriyor ve bu konuda yapımcı ekibi suçlamıyorum. Çünkü oyunu oynadığımda erken erişim kararını pek mantıklı buldum ama bu kafamda ekstra bir soru işaretine sebep oldu.
No Rest for the Wicked, bence oyunlarda denk geldiğimiz o nadir benzersiz deneyimlerden bir tanesi ve onu bu haliyle oynamak istemezsiniz. Çünkü oyun her şeyiyle o kadar iyi ki oyunu erken erişim hâli ile oynarken üzülüyorsunuz resmen. Hikâye tarafı kısa tutulmuş, silah çeşitliliği tam hâlinde değil, birçok dengeleme yok, performans sorunları can sıkıcı ve yeni içerikler ile oyunda olması gereken birçok temel eşya henüz yok. Bu yeniliklerin veya hata düzeltmelerinin hepsi zaten oyuna eklenecek fakat şu anki versiyonunda değil. Yani aslında doğal olarak yarım bir oyun oynadığınızı hissediyorsunuz. Ben oyunun bu yarım hâline bile bayıldım doğrusu. Erken erişimden çıkmasını iple bekleyeceğim nadide oyunlardan olacak.
Aslında işin özü şunu demeye çalışıyorum. Eğer bir oyunda yaşadığınız ilk deneyime önem veriyorsanız ve bu tarz kaliteli bir oyunda bunu en iyi şekilde yaşamak istiyorsanız bu oyunu erken erişim hâli ile oynamamanızı öneririm. Erken erişimden çıktıktan sonraki hâli ile deneyimlemek en sağlıklısı olacaktır. Zaten şu anki hâli ile ana hikâye odaklı giderseniz yaklaşık 10 saatin sonunda hikâyenin sonuna gelebiliyorsunuz.
Gene de yapımcı ekibin oyuna karşı çok ilgili olduğunu söylemem gerekiyor. Çıkışındaki devasa performans sorunlarının ve hataların bir kısmı şimdiden düzeltildi. Hâlâ yeterli değil tabii ama ben oynarken neredeyse her gün güncelleme geliyordu diyebilirim.
Bir aksiyon rol yapma oyunundan bekleyeceğiniz her şeye sahip.
No Rest for the Wicked, özellikle oynanışı ve mücadeleci yönüyle öne çıkan bir yapım. Oyun içerisindeki dövüş sekansları, silah çeşitliliği ve yapabileceğiniz oynanış stilleri gibi unsurlar büyük bir ustalıkla tasarlanmış. Özellikle düşmanlarla olan etkileşimimiz, dövüş esnasında kuracağımız anlık strateji gibi unsurlar da dengeli. Hatta zaman zaman beni fazlasıyla zorlayan bir oyun oldu. Üstelik etrafı çılgınlar gibi keşfederek oynamama rağmen. Bahsetmek istediğim ana unsur, aksiyon anında karşılaşacağınız her bir düşman saldırısında anlık bir strateji geliştirmeniz gerektiği. Oyundaki düşman çeşitliliği iyi ayarlanmış olduğu için sizi şaşırtmaktan çekindiğini pek söyleyemem.
Bir düşman ile karşılaştığınızda dikkat etmeniz gereken ana unsur hasar almamak. Üstelik bunu kayıt noktalarının uzak olmasından vesaire söylemiyorum. Bunu söylememin ana sebebi belirli bir sonsuz can iksiri kaynağımızın bulunmaması. No Rest for the Wicked için tercih edilen ana can doldurma sistemi, üretim üzerine kurulu aşçılık mekaniği olmuş. Oyunda ilerledikçe yemek tarifleri açabiliyor, denk geldiğiniz kamp ateşleri aracılığıyla yiyecek pişirebiliyorsunuz ve tüm bu kaynaklarınız oldukça sınırlı. Etrafı çok fazla keşfettiğim için yiyeceklerimin hiç bitmediğini söyleyebilecek olsam da envanter alanı sınırlı olduğu için bu noktada çok sorun yaşadım ve pek çok önemli eşyayı geride bırakmak zorunda kaldım. Envanter alanı da yükseltebildiğiniz bir unsur fakat onun yerine yüzük alanını yükseltmek daha mantıklı geldi. Yani o kısımda da zorlu bir karar vermeniz gerekiyor.
Oynanış esnasında stratejik kararlar katan unsurlar bununla sınırlı değil. Bazı düşmanlar çok farklı hareketler ile karşınıza çıkabiliyor. Bu noktada bazen gizli ilerlemek bazen de karşı savurma yaparak düşmanı kolayca avlamanız gerekebiliyor. Yani aslında sıçrayarak kaçmak her zaman en iyi çözüm değil. Üstelik No Rest for the Wicked, bence teçhizat ağırlığı konusunda çok acımasız bir oyun olmuş. Buraya kesinlikle bir dengeleme şart. Özellikle oyunun en başlarında bu konuda çok fazla sorun yaşıyorsunuz ve bulduğunuz neredeyse hiçbir şeyi ağırlıktan dolayı giyemiyorsunuz. Teçhizatlarınızda ağırlık sınırını geçerseniz karakteriniz çok yavaşlıyor ve artık sıçrama hareketi yaparken hantal oluyorsunuz. Gene de bu kısımda oldukça tuhaf bir ekleme de yapılmış. Karakteri çok ağır olanlar, özel bir itme hareketine kavuşuyor. Sırf bu itme hareketi için oyunun yarısını ağır teçhizatlar ile oynayarak ilerledim. Oyunda bolca tepe bulunuyor ve bu itme hareketi ile sizi uğraştırma potansiyeline sahip tüm düşmanları eforsuz bir şekilde uçurumdan aşağı atabiliyorsunuz. Evet, gerçekten çok keyifli.
Oyunun envanter sistemini bir kenara bırakacak olursak bulduğunuz eşyaları güçlendirirken yaşadığınız risk etkeni de çok büyük. Demirciyi kurtarıp Sacrament’e girdikten sonra oyunda bir ‘’Infuse’’ mekaniği açılıyor ve yüksek (En azından bana göre yüksek) bir sikke miktarına silahınızın veya teçhizatınızın farklı bir renkte olması için ödeme yapabiliyorsunuz. Bu renkler rastgele belirleniyor ve her birinin sunduğu bonus özellikler bulunuyor. Klasik bildiğimiz teçhizat sınıflandırması yani. Mor renk, en güzel bonusları beraberinde getirse de bir tane de olumsuz bir bonus getiriyor. Bu da teçhizatınızı adeta çöp edebilecek düzeyde bir şey olabiliyor. Yani aslında burada şans faktörü çok önemli. Eğer çok kötü bir bonus gelirse güzelim teçhizata elveda demeniz oldukça olası. Özellikle de erken oyunda pek paranız yokken.
Aslında tüm bunları düşününce bu oyunda karakterinizi geliştirmek büyük bir dert. Yani pek çok zorlu karar vermeniz gerekiyor ve tam olarak istediğiniz eşya setleri ile ilerlemek çok zor. En ufak hatanızda dönüşünüz pek de kolay değil. Özellikle yetenek ağacı gibi unsurları sıfırlamanın olmadığını gördüm. Bu yüzden No Rest for the Wicked şu anki hali ile oldukça acımasız bir oyun. Oyunun genel anlamda keşif unsurları açısından çok keyifli olduğunu söylemiştim. Haritası da bunu destekler nitelikte. Sadece bilmeniz gereken şey şu, harita üzerinde hızlı seyahat mümkün olsa da sadece bir önceki kayıt noktanıza dönüş yapabiliyorsunuz. Yani dilediğiniz gibi hızlı seyahat yapamıyorsunuz. Bu yüzden bu kısımda da zor bir karar vermeniz gerekiyor. Düşmanlar, siz oyunu kaydettiğinizde değil de bölgeyi terk ettiğinizde yeniden canlanıyorlar. Yani yapacağınız her hamlenin belirli sonuçları bulunuyor.
No Rest for the Wicked, içerisinde bolca çok oyunculu özellik bulunduran bir oyun. Hatta bulunduracak bir oyun desem daha doğru olur sanırım çünkü şu anda planlanan özelliklerin çoğu yok. Oyun içerisinde günlük ve haftalık görev sistemi bulunuyor ve bu görevleri yaparak oyun içi para birimi konusundaki sıkıntılarınızı giderebiliyorsunuz. Para gibi ödüllerin yanı sıra öğrenebileceğiniz birçok tarif ve zırh gibi eşyalar da hediye ediliyor. Yani gelişmek ve sürekli vakit geçirmek isterseniz bir numaralı duraklarınızdan bir tanesi bu günlük ve haftalık görevler olmalı. No Rest for the Wicked’a 4 kişilik co-op seçeneğinin ve PVP gibi unsurların gelmesinin de gelecekteki planlar arasında olduğunu ekleyeyim.
Son sözler
Henüz daha hikâyenin sadece ilk bölümü açık olduğu ve oyun epey kısa olduğu için senaryo açısından erken erişim sürümünü pek yorumlamayacağım fakat ben oluşturulan atmosferi, el yapımı görselliği ve oynanış dinamiklerini çok beğendim. Umarım içerisindeki eksikleri giderirken oyunun bu acımasız ve mücadeleci yapısını koruyabilirler. Bence No Rest for the Wicked’ın asıl eğlencesi de burada. Oluşturulan evren ve anlatılması planlanan hikâye de gördüğüm kadarıyla şahane olacak. Zaten diyaloglar çok keyifliydi. Bu tarz deneyimler oyun dünyasına nadir uğradığı için erken erişim sürecinin tamamlanmasını beklemekten yanayım. Moon Studios, genel anlamda harika bir iş çıkarmış.