Çıkışıyla birlikte oldukça ses getiren ve beklenenden çok daha büyük satış miktarlarına ulaşan Palworld erken erişim incelememize hoş geldiniz. Bu tatlı ve şirin dünyaya karşı olan merakınızı gidermek için biz de çok heyecanlıyız. Hadi, gelin, gerçekten de aldığı ilgiyi hak ediyor mu; birlikte bakalım.
Tür birleştirme konusunda örnek alınası bir oyun olarak karşımıza çıkıyor
Açık dünya, hayatta kalma, zanaat ve yaratık toplama özellikleriyle öne çıkan Palworld; günümüzde birbirini tekrarlayan oyun türleri içerisinden, farklı türleri birleştirerek vadettiği özgün deneyimiyle öne çıkıyor. ARK, Zelda, Genshin Impact, Pokemon gibi oyunları seviyorsanız veyahut oynamadıysanız bile ilginizi çektiyse; bu oyunun potansiyel müşterilerinden birisi olduğunuzu rahatlıkla söyleyebilirim.
Hikâye aramadan, tamamen oynanışa kapılıp gideceğiniz bir yapım
Oyunun tam olarak bir hikâyesi, en azından henüz, yok. Etrafta denk geldiğimiz cihazlardan topladığımız küçük küçük günlük misali olan yazılar harici bir bilgimiz bulunmuyor. Kocaman bir alanda, üstümüzde hiçbir şey olmadan, öylece oyuna başlıyoruz. Hikâyesel olarak bir amacımız yok, tek yapmamız gereken şey hayatta kalmak. Bunun için de her hayatta kalma oyununda olduğu gibi odun kesmeye ve taş kırmaya başlıyoruz. Fakat bu oyundaki zanaat kısmı, elde ettiğimiz malzemelerle birlikte açılmıyor. Yeni öğretiler için iki farklı bölümden oluşan bir kataloğumuz bulunmakta.
Genel olarak seviye atladıkça toplanan puanları harcadığımız kısmı kullansak da bölüm sonu canavarlarını kestikçe elde ettiğimiz puanları harcadığımız kısım da çok önem arz ediyor. Elbette, bunların hepsinin yeri ve zamanı var. O yüzden sizlerle en baştan alarak seviye sisteminden bahsedelim.
- İlginizi Çekebilir: Palworld sistem gereksinimleri
Oldukça büyük bir haritamız bulunmakta. Oyuna, izin verilen bölgelerin herhangi birisinden başlayabiliyoruz. Elbette ki bölge bölge yaratıkların seviyesi değiştiği gibi oldukça seviye farkı bulunan yaratıklar da aralarda geziniyor. Tam olarak hiçbir bölgede güvenli gezebilme imkânınız yok, dersem; yanlış olmayacaktır. Yanlış algılamadıysam, yaratık olarak bölüm sonu canavarları ve haydut tarzındaki insanlar hariç hiçbir yaratık durup dururken size saldırıya geçmiyor. Yalnız, yanınızda taşıdığınız Pal’in elementine göre sanırsam bazen tetiklenebiliyorlar. Açıkçası ben pek ölmek istemediğim için tehlikeli olabilecek şeylerden genel olarak uzak durmaya çalıştım. O nedenle fazla seviye farkımın olduğu yaratıkların bölgesinden uzak durdum, çok da riskli işlere girişmedim. Fakat bu oyun aslında birazcık daha riskli şeyler isteyen türden, şimdi açıklayacağım sebebini.
Uçanından yüzenine; yakın dövüşçüsünden, uzak dövüşçüsüne Pallerimiz…
Pal dedim, dedim ama ne bu Paller? Pal, çoğunlukla şirin mi şirin yapıya sahip yaratıkların hepsine verilen genel isim diyebiliriz. Hepsi için şirin mi şirin diyemeyeceğim, belli bir bölgede ortaya çıkan gece yaratıklarından birisi oldukça gerilmeme neden olmuştu. Gördüğünüzde, ki göreceksiniz, beni anlarsınız. Onun harici şirinler bence. Gece yaratıkları ne diye sorabilirsiniz, ona da değineyim: Her bölgede farklı olacak şekilde, yalnızca geceleri ortaya çıkan Paller bulunmakta. O vakitlerde gündüz ortada gezinen dostlarımızsa kendilerini mışıl mışıl bir uykuya bırakıyor. Tabii, tüm bu Pallerin element olarak taşıdığı özellikler farklılık gösteriyor. Buna göre saldırıları ve mekânımızda bize eşlik ederken yapabilecekleri iş olasılıkları da değişiyor. Biraz da onlardan bahsedelim, değil mi?
Hayatta kalma unsurlarının olmazsa olmazı: Zanaat ve mekân kurma
Mekân kurma işlemi basit, hatta oldukça kolay. Oyunun sizi özellikle yapmaya zorladığı şeyleri; Palleri kontrol etmenizi sağlayan yapı ve araç gereç yapmak için gerekli yapılar olarak kısıtlayabiliriz. Geri kalanları daha çok sizin keyfinize bakıyor. Hatta belki sadece zanaat masasını ve onunla ilgili araç gereçleri kurarak bile ilerleyebilirsiniz. Denemediğim için yorum yapamayacağım, açlığınızı gidermek için tükettiğiniz yemeklerin kalitesini arttıramayacağınız için pek zorlayıcı olur gibi geliyor. Ben bütün verilen imkânları kullanmaktan yana ilerledim. O nedenle, şöyle bir baktığımda; en işleve sahip Pallerimi mekânıma işçi olarak yerleştirdim, yataklarını koydum, yemek yemeleri için ortam hazırladım, ortak besin amacıyla tarlamı da yaptım ve keyfime baktım.
Pallerimiz; düşük bir karşılıkla çalışmaya zorlanan işçilere benziyor açıkçası, yalan değil. Fakat bulunduğumuz dünyada bu normal karşılanıyor, zamanı geldiğinde onları öldürebiliyoruz bile. Başta; isteseniz de istemeseniz de, belli bir süre kıymanız gerekebiliyor fakat sonrasında Pallerinizin ayarsız gücünü saymazsanız bence çok da gerekmiyor. Ben bu sebepten yanlışlıkla çok kez Pal öldürdüm. Bu kadar konuşmuşken artık Palleri yakalama kısmına da değinme vaktimiz geldi.
Nedir bu çok ses getiren yakalama kısmı ve özellikleri?
Yaratıkları yakalamamızı sağlayan kapsülün gücü ve çeşitleri bulunmakta: Oyun, keşif keyfimizi canlı tutabilmek için haritayı bize kapalı olarak başlatıyor. Bu kapsüllerin işlevi, karşılaştığımız yaratıkların seviyesine göre azalabiliyor. Tabii ki de, şansınıza yüzde dörtlük oranla başarı sağlayabileceğiniz bir şeyi de yakalayabilirsiniz ama zamanla ister istemez daha yüksek güce sahip kapsüllere yönelmeniz şart olacak. Çünkü etrafı araştırdıkça yeni Paller, ortamlar, hava durumları, mağaralar, kimisi kilitli hazineler ve benzeri şeylerle karşılaşıyoruz. Bunların seviyeleri farklı, özellikleri farklı, getirileri farklı…
Bu süreçte, yakalama gücümüzü ya da Pallerimizi yükseltmemizi sağlayan Lifmunk şeklindeki yeşil biçimleri toplamaya çalışıyoruz. Bunlar, bana kalırsa kapsüllerin gücü kadar önem arz ediyor. Gündüzleri görmek çok daha güç olduğu için ben ışığından faydalanarak geceleri toplamayı tercih ettim. Bu esnada, etrafa hâkim olmak şart aslında çünkü dayanıklılığınızın ne zaman biteceği belli olmuyor. Kendinizi suyun ortasında bitap düşmekten boğulmuş bulabilirsiniz. O yüzden, bunu konuşmanın tam sırası diye düşünüyorum.
Dayanıklılık sistemi aslında oldukça basit: Karakterinizin hemen yanındaki bölmeden ne kadar düşmüş, ne kadar yüksek, odağınızı başka yere yönlendirmeden gözlemleyebiliyorsunuz. Bittiği takdirde ne vurabiliyor ne tırmanabiliyor ne de zıplayabiliyorsunuz, o nedenle kesinlikle dikkatli olunması gerekiyor. Savaşlarda bunun harici tabii ki de silahınızın kalitesi, Pallerinizin yeteneği ve seviyesi, hareketleriniz, yetenekleriniz ve zırhınız oldukça önem arz ediyor. Savaşa girmeden mutlaka zırhınızın ve silahınızın kırılmasına ne kadar kaldığına bakmalı, çantanız doluluk sınırındayken pek yaratıklara bulaşmamalısınız. Sonra yürümekten başka bir şey yapamazken kırıldığı için doğru dürüst vuruş yapamayan bir aletle boş boş savaşmaya çalışırsınız. E, tabii, bunun sonucu öleceksiniz. Ölmek çok mu vahim bir durum, bize kaybı ne oluyor?
Yaş aralığı sebebiyle daha masum ve basit bir yapısı bulunmakta
Bu oyunda her ne kadar insanları köle gibi kapsüle alıp çalıştırabiliyor olsak da aslında masum bir yapıya sahip olduğunu unutmamamız gerek. Kan yok, Palleri öldürme gibi şeyler de olabildiğince masumlaştırılarak bize sunulmuş. O nedenle normal zorlukta kesinlikle karakterimizin ölmesi gibi konularda oyun bizi sıkıntılı bir duruma sokmuyor. Yine istediğimiz bölgeden başlıyor, açtığımız hızlı seyahat noktalarından ışınlanarak yere düşen eşyalarımızı kolaylıkla topluyor ve yolumuza bakıyoruz. Keza, Pallerimiz öldüğü takdirde de onları kontrol ettiğimiz alete geri yerleştirip on dakika içerisinde geri sapsağlam alabiliyoruz. Acımasız bir sistemi bulunmuyor.
Yaptığınız eşyaları isterseniz bozabiliyorsunuz, o zaman da yaparken kullanılan malzemeleri olduğu gibi size geri veriyor. Eşyaları bilinçli olarak bozmak yerine hasardan ötürü kırıldığı takdirde malzemelere ne oluyor, emin değilim. Yaşamadım. Siz yine de dikkatli olun o konuda derim. Zaten kolay kolay yapılarınızın hasar alacağı bir duruma girmezsiniz diye düşünüyorum. Girerseniz de tamir edebiliyorsunuz zaten. Baskınlarda en azından buna dikkat etmenizde fayda var.
Gelişim, kişiselleştirme ve silahlı maymunlar!
Oyun sizi geliştirmeye teşvik etmek amacıyla; mekânınıza kimi zaman yaratıklardan, kimi zaman da haydutlardan oluşan akınlar gönderiyor. Bu mantık aslında çok güzel, oldukça da keyifli fakat oyunun henüz geliştirilme yolunda çok kat etmesi gereken şeyi olduğu da aşikâr. Geliştirilmesi gereken şeyler olarak öne çıkan kısımlardan birisi de yapay zekâ. Pallerim ne kadar kuvvetli olurlarsa olsunlar, saldırılarını doğru dürüst kullanma kabiliyetine sahip değiller.
Bu, söz konusu düşmanlar olunca da pek değişmiyor. Kaç defa haydutların dibine kadar girmeme rağmen bana öylece baktıklarını gördüm. Ne kadar zamana düzeltebilirler, bilmiyorum fakat bunun birazcık can sıkıcı olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Aynı zamanda da hem oyuna giriş kısmı hem de eşyaların yüklenme kısmı oldukça uzun sürüyor. Belki ileride, oyun geliştikçe bu süreyi de kısaltırlar. Bir seferinde benim karakterimin görüntüsüne sahip olmayan birisi şeklinde, T pozunda ortaya çıkmıştım. Anlayacağınız, birazcık komik diyebileceğim hatalar da oluyor.
Benim karakterimin görüntüsü demişken; karakterimizi, şu anlık kısıtlı özelliklerle, kişiselleştirebildiğimize de değineyim. Elbette ki bunun oyuna ekstra bir katkısı yok, yalnızca görsel farklılık sunuyor. Fakat bu tarz oyunlarda, saatlerce göreceğimizin kesin olduğu bir karakterde, kendi elimizin de değmiş olduğu düşüncesinin oyunu biraz daha keyifli hâle getirdiğini düşünüyorum. Onun harici, yakaladığınız yaratıklarda da kişiselleştirmeye gidebiliyorsunuz: İsmini değiştirme gibi küçük değişiklikler olduğu gibi yaratığa özel açtığınız araç gereçleri keyfinizce kullanmanızı ve yaratıkları farklı hâllere getirmenizi sağlayacak kombinasyonlarla oynanışa önemli etkileri olacak değişikliklere gidebiliyoruz. Hayvanlara silah kullandırma fikri size tuhaf ama cazip geliyorsa kesinlikle denemeniz lazım. Gerçekten de tahmin ettiğiniz gibi garip ama eğlenceli oluyor.
Hem arkadaşlarla, hem yalnız; bol güncellemeli ve cilalanmalı bir yol…
Bana kalırsa, oyunu bitirmeye yakın oldukları için değil; bütçe ihtiyacı sebebiyle erken erişim olarak oyunu satışa çıkarmışlar. Şahsen, yaşadığım hataları ve cilalanmaya ihtiyacı olduğunu hissettiğim birçok yeri göz önünde bulunduracak olursam; henüz oyunun önünde çok uzun zaman var. Fakat buna rağmen kesinlikle keyif veren, araştırmaya teşvik eden, saatlerinizin ne zaman geçip gittiğini fark ettirmeyecek bir yapıya sahip. Bence asıl önemli olan bu olmalı: Sırf bu bile benim için niye bu oyunun bu kadar ilgi çektiğini ve nasıl bu kadar satışa sahip olabildiğini açıklıyor. Kaldı ki ben tek başıma oynadım, bu oyunu arkadaşlarınızla tecrübelerseniz muazzam saatlerin sizi beklediğini çok rahat söyleyebilirim.
Buradan da anlayacağınız üzere; bu oyunu isterseniz tek başınıza, isterseniz arkadaşlarınızla birlikte çevrim içi oynayabiliyorsunuz. Fakat tabii ki de internetinize dikkat etmeniz gerek. Bunu deme sebebim, hem oynanış sürecinin düzgün işlemesi hem de oyunun sürekli güncelleme alması. Umarım ki bu güncelleme süreci daimi olur çünkü oyunun taşıdığı potansiyel bence muazzam.
Çevirim içi kısmını pek incelemediğim için ne gibi ekstraları var, emin değilim. Yalnızca güvenlik açısından sandık gibi önemli eşyalarınıza kilit koyabildiğinizi biliyorum. Bundan sonra bahsedeceğim kısım, çevrim içi olmasa bile oyundaki bazı insanlarla etkileşim hâline girebileceğinizle alakalı olacak: Topladığınız sikkeleri, oyunda yer yer bulabileceğiniz birçok çeşide sahip marketlerde harcayabiliyorsunuz. İçerikleri çok geniş değil ama ihtiyacınız olan şeyi bulmak için yeterli. Zamanla bunun da çeşitliliğini arttıracaklarını düşünüyorum.
Tek başınıza sıkılmadan otuz saati aşkın bir oynanış mümkün
Oyun şu anlık bana kalırsa sıkılmadan rahat bir otuz saatlik deneyim vadediyor. Bu deneyim, belki de arkadaşlarınızla çok daha uzun sürebilir. Keşfetmeniz için kimi zaman soğuğa, kimi zamansa sıcağa dayalı zırhlarınız; düşmanlarınızı daha çabuk alt edebilmek için elektrikli, ateşli ya da zehirli silahlarınız ve kimisi uçan, kimisi koşan binek Pallerinizle, sizi uzun bir yolculuk bekliyor. Bu tarz şirin karakterlere sahip oyunlara, Asyalıların yaptığı MMORPG tarzı oyunları birazcık dahi oynadıysanız zaten aşinasınızdır. Açıkçası, bu sistemi o tür bir oyunda da görmek isterdim. Küçükken Flyff, Rose Online gibi oyunları pek bir severek oynuyordum. Fakat elbette, tek kişilik ya da arkadaşlarla oynanabilen bir oyun olarak da gayet keyifli.
Oyunu tecrübelemek gibi bir hevesiniz varsa bence hiç içinizde ukde kalmasın, Gamepass’ten arkadaşlarınızla oynayabilirsiniz. Şayet beğenirseniz bence bir gözlemleme kısmına geçiş yapın. Oyunun oldukça ses getirmesi ve birçok insanın gözünün oyunun üzerinde olması sebebiyle, geliştirme kısmına daha çok yöneleceklerini düşünüyorum. Yani, belli bir saat oynanıştan sonra boş gelen ya da boş hissettiren kısımlar da hataların düzeltilmesiyle birlikte toparlanmaya ve doldurulmaya başlanır. En azından bana kalırsa asıl önemli kısmı, Pal kısmını; gerek geliştirme, gerek çeşitlilik ve gerekse kullanışlılık olarak yeterli yapmışlar. Oldukça potansiyele sahip bir oyun, doğrusunu söylemek gerekirse bu oyunu tecrübeleyebildiğim için çok mutluyum. Küçüklüğümden beri Pokemon gibi kapsülde yaratık toplamalı oyunları sevsem de hiç öyle içli dışlı olamamıştım. Bu, bu türe sahip düzgünce oynayabildiğim ilk oyun oldu.
Palworld İçin Son Söz
“Çiviyi çiviyle sökme” tabirine uygun şekilde yaratıklarla yaratıkları savaştırdığımız, hayatta kalmak için tarım yaparken bir taraftan zanaatla uğraştığımız; arkadaşlarla çok daha eğlenceli, ilerleyen günlerde gelişmesini merakla takip edeceğim bir oyun hâline geldi. Tür birleştirme olarak oldukça iyi iş çıkardıklarını ve oyunu neredeyse uçurum denilebilecek bir potansiyel havuzu hâline getirdiklerini de söylemek gerek. En azından, sırf bu sebepten, ileride bakmanız için aklınızda bir yer edindirin.