Path of Exile 2 Erken Erişim İnceleme

Path of Exile 2 inceleme kopyası, Grinding Gear Games tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.

Yılların oyunu Path of Exile geri döndü! Senelerdir Diablo’ya ücretsiz bir alternatif olarak sunulan Path of Exile’ın devam oyununu bir süredir oynuyorum. Dolu dolu bir deneyim sunduğunu da baştan söylemem gerekiyor. İyisiyle kötüsüyle sizlere deneyimlerimi aktaracağım ancak öncelikle bahsetmek istediğim birkaç nokta bulunuyor. Dilerseniz lafı daha fazla dolandırmadan şu incelemeye bir geçelim bakalım.  

Ben bir Path of Exile bağımlısı oldum

Öncelikle belirtmem gerekiyor ki, 2013 yılında çıkan ilk oyunu daha önce hiç oynamadım. Elbette ARPG deneyimim çok şükür var lakin Path of Exile için herhangi bir girişimim olmamıştı bugüne kadar. Ancak Path of Exile 2 ile âdeta bir bağımlı olduğumu söylemem gerekiyor. Oyunun size yaşattığı atmosfer, kaotik ve tekinsiz bir deneyim, yeteneklerde ustalaşmak, düşmanları alt etmek, görevler almak ve bölgeleri keşfetmek, işte hepsine bağımlı oldum aslında. Path of Exile 2, gerçekten iyi bir yapım.  

Şimdi daha önce oynamadığım için ne kadar derin mevzular sunduğunu bilmediğimi varsaymayın hemen. Mesela uçsuz bucaksız yetenek ağacının derinliğini genel anlamda herkes biliyor zaten. Gerçekten büyük ve detaycı bir yetenek sisteminin ilk oyundan korunarak buraya da yedirildiğini söylemek istiyorum. Çok ama çok fazla seçeneğiniz var ve tercih edebileceğiniz farklı yetenek yolları da mevcut. Karakterimi bir “Warrior” yani savaşçı olarak açtığım için gitmem gereken yol biraz belli gibiydi ama farklı seçenekleri de tercih edebilirdim. Bu konuda oyun sizi biraz özgür bırakmış ve karakteri nasıl kullanmak istediğinize bir nevi kendiniz karar verebiliyorsunuz. Tabii istatistikler doğrultusunda.

Şimdi Path of Exile 2, aslen Erken Erişim sürecinde çıkan bir oyun. Bu sebeple hikâye tarafında sadece 3 bölüm yer aldığını söyleyebilirim. Yani şimdilik 3 Act ile bizlere merhaba diyor oyun. Tam Sürüme geçtiğinde ise bu bölümlere 3 tane daha eklenecek ve böylelikle oyun toplamda 6 bölüme kavuşmuş olacak (muhtemelen yeni sezonlar ile farklı senaryo bölümleri de oyuna eklenir). Şu an için Erken Erişim sürecinde tüm bölümleri tamamlamak yaklaşık olarak 25-30 saat arası bir deneyim sunuyor. Lakin her ucu bucağı keşfedeyim, her yan görevi tamamlayayım ve her gördüğüm elmaya uzanayım diye düşünüyorsanız bu süre bir miktar daha artacaktır. Oyunu kendi istemcisi üzerinden oynadığım için tam bir süre kavramı veremem size ancak yaklaşık olarak 15-20 saat boyunca oynadım ve henüz Act 2’yi yarılayamadım bile. Nitekim çoğu yerde ölecek ve özellikle bölüm sonu dövüşlerinde bir miktar sıkıntı çekeceksiniz (ben çektim siz neden çekmeyesiniz?).  

Temel dinamikler ve oynanış

Klasik bir izometrik ARPG deneyimi sunuyor Path of Exile 2. Sınıfınızı seçtikten sonra adım attığınız dünyasında önünüze geleni kestiğiniz, yeni eşyalar düşürdüğünüz, farklı görevlere yelken açtığınız ve karakteri geliştirdiğiniz bir yapıya sahip. Savaşçı sınıfıyla oyuna başladıktan sonra elime odundan bir sopa verdiler ve bende başladım maceraya. Bu süreç içerisinde yaklaşık 20’ye yakın boss savaşına girdim ve sayısız düşmanla kapıştım. Karakterimi geliştirmek gerçekten güzel hissettiriyor ve o gelişimin geri dönüşünü çok rahat bir şekilde alabiliyorsunuz.  

Diğer sınıflara göz atma şansına erişemedim ancak bu tür oyunlarda ben genellikle savaşçı sınıfını seçmeyi tercih ediyorum zaten. Düşmanlarla yakından kapışmak bana her zaman daha “doğal” geliyor nedense. Bu sınıfın kullanabildiği çift elli silahlardan biraz bahsetmek istiyorum. Sizi daha yavaş ancak daha güçlü bir sınıf yapıyor, klasik olarak. Savaşçı sınıfı aynı zamanda tank olduğu için öyle kolay kolay pes de edemiyorsunuz. Üstünüze gelen düşman dalgalarında genellikle alan hasarı vuran yetenekleri kullanmak da bölümleri hızlıca temizlemenize olanak tanıyor. Ancak çift elli silahlar haricinde kullanabileceğiniz kalkan interaktifi sayesinde de savaşçıyı tank seviyesinden çok daha başka bir konuma yükseltmeniz olası. Yani ölmüyordunuz, şimdi hiç ölmeyeceksiniz gibi oluyor. Yetenek ağacında ilerledikçe sınıflarınıza ait temel ve özel pasif yetenekleri de aktif edebiliyorsunuz.  

Oyundaki en önemli özelliklerden birisi ise “Skill Gem” dediğimiz yetenek taşları. Şimdi bu taşları bazen oyunun herhangi bir sandığından, bazen bir görev dönüşünden, bazen ise dümdüz bir düşmanın içerisinden alabiliyorsunuz. Bu taş sayesinde yeni yetenekler açmanız mümkün oluyor. Karakterinizin kullanabileceği ve savaş anında size avantaj sağlayacağını düşündüğünüz bir yeteneği bu taş sayesinde açabilir veya onu bir seviye üste taşıyarak geliştirebilirsiniz. Mesela benim savaşçı sınıfında en çok kullandığım yeteneklerden birisi “Earthquake” oldu. Yanlış bilmiyorsam bu yetenek, ilk oyundaki savaşçı sınıflarında da kullanılabiliyordu. Vurduğunuz alana büyükçe bir darbe indiriyor ve alan hasarı veriyorsunuz, hemen ardından bu vurduğunuz alan altta minik bir deprem yaratarak bir alan hasarı daha çıkartıyor. Oyunun henüz en başında açmanızın çok basit olduğu bu yetenek ile Act 2 ortalarına kadar geldim ben. Geliştirdikçe geliştirdim ve klavyemde Q tuşuna yerleştirdikten bir süre sonra kendimi otomatik farm yapıyormuş gibi hissettim.  

Tabii sadece Skill Gem kullanarak bir yeteneği bu kadar kritize etmeniz pek olası değil. Bu sebeple karakter yeteneklerinden çok pasif yeteneklere de odaklanmanız gerekiyor. Yani sınıfınız seviye atladıkça biriken yetenek puanlarını kullanmalı ve karakterinizi şekillendirmeniz lazım. Yetenek ağacı ortak ancak her sınıfın kendine ait bir bölümü bulunuyor. Savaşçı sınıfında genel olarak dayanıklılık ve güç aşamalarına odaklanmaya çalıştım ancak dayanıklılık her zaman birinci seçeneğim oldu. Çünkü oyunda çok fazla boss bulunuyor ve Bazen nereden çıkacaklarını da bilemediğiniz için tetikte olmanız gerekiyor. Mesela henüz oyunun giriş kısımlarında yer alan (ve adını hatırlamadığım) buzul cadısına buradan selamlarımı göndermek istiyorum. Lütfen bırak peşimi artık.  

Hazır başlamışken: Boss dövüşleri nasıl?

Şimdi oyunda yaklaşık olarak 100 farklı boss olduğu belirtiliyor. Bunun hepsini Erken Erişim sürecinde görmemiz imkânsız tabii ama ben görmüş kadar oldum aslında. Çünkü oyun sürem boyunca birbirinden farklı ve kendine has özellikleri olan bir sürü bölüm sonu canavarı ile karşılaştım. Oyunun başından geldiğim noktaya kadar olan tüm boss savaşlarında ise ufak zorluklar çektiğimi söylemem lazım. Yani öyle kendinizi güçlü sanıp ilerleyiş sağlamanız pek mümkün olmuyor.  

İşte burada da ortaya biraz grind sistemi giriyor aslında. Yani oyunda biraz ilerlediğiniz zaman artık yeteneklerinizin ve karakterinizin bir boss’a tam anlamıyla yetmemeye başladığını hissediyorsunuz. İşte bu süreçte de daha güçlenmek, yeni yetenekleri aktif edebilmek ve daha iyi eşyalara sahip olmak için önceki bölümleri bir kez daha dönmeniz gerekebiliyor. Muhtemelen bu her oyuncunun başına gelmeyecektir, benim türe olan uzaklığımdan kaynaklanıyor da olabilir ancak sınıfınızın bir boss’u alt etmeye yetmediğini hissettiğiniz zamanlar biraz fazla görünüyor.  

Benzersiz boss’lar var dedik ve evet, bu çok doğru. Her bölgede 1 ana boss ve değişken olarak 1 yada 2 mini boss oluyor. Bu mini boss’lar biraz isteğe bağlı aslında, yani onları kesmek zorunda değilsiniz. Ancak bu yola baş koyarsanız, sizi kalıcı bonusların beklediğin de söylemek istiyorum. Eğer ana boss’a ölürseniz, tüm bölgeye yeniden başlamak zorunda kalıyorsunuz. Tabii bu süreçte daha da güçlenerek ve en azından boss’un saldırı sistemini kavrayarak oyuna daha da adapte olabiliyorsunuz. Mesela benim zorlandığım boss’lardan birisi yine oyunu yeni yeni öğrenmeye başladığınız ilk birkaç saatlik süreçte karşınıza çıkan Brambleghast oldu. Kendisi Venom vari uzayan kolları olan bir yaratık ve aynı zamanda yerin altından çıkarttığı uzuvlarıyla da size hafif hafif vurmaya bayılıyor. Aslında bu bir opsiyonel boss olarak karşımıza çıkıyor ama inat edip kestim tabii, yok öyle yağma.  

Beni bir diğer inim inim inleten boss ise The Executioner oldu. Cellat diyeceğim bu herif öyle alevli malevli şeyler yapıyor ki, çıldırırsınız. Act 1’in hemen sonlarına doğru karşınıza çıkan bu boss, Ogham civarlarında hikâye ilerlemesinde karşınıza çıkıyor ve öyle opsiyonel falan da değil (anladığım kadarıyla). Baya baya 10’larca kez öldüğümü biliyorum ve hatta 1 gün ara verip tekrar döndüğümü de söylemem lazım. Düşündükçe sinirlerim tepeme çıkıyor.  

Endgame nasıl olur bilmem ama Path of Exile 2 çoktan heyecanlandırıyor  

Günün sonunda şu an erişilebilir 3 farklı bölüm olduğu için Endgame süreci nasıl işler tam kestiremiyorum. Yani daha Tam Sürüm gelecek ve 3 bölüm daha eklenecek, hemen ardına Endgame açılacak. Geliştiricilerden gelen bilgilere göre Endgame içerisinde yeni bölgeler görme şansımız var. Hatta daha önce ziyaret ettiğimiz bölgelerde kilidi açılacak yeni mahzenlere de erişim sağlayabileceğiz gibi görünüyor. Tabii bunun yanında yeni boss’lar ve halihazırda kestiğimiz boss’ların daha güçlü versiyonları da bizlerle birlikte olacaktır.  

Ancak şu Erken Erişim safhasını göz önüne aldığımızda Path of Exile 2, oyunculara çok büyük bir iyilik yapıyor. Ücretsiz olması, Pay-To-Win içeriği barındırmaması ve gerçekten takip etmeye değecek bir senaryo sistemi sunması takdire şayan. Her bölgenin birbirinden bağımsız olması, bu bölgelerde keşfedebileceğiniz içeriklerin de farklı olması ve boss savaşlarının eften püften olmaması da artı olarak sayabileceğimiz şeyler. Sanırım tek eksik olarak şu pasif yeteneklerinin başta biraz karmaşık gelmesini öne sürebilirim ama tabii bu da seriyi bilmeyenler için geçerli olacaktır. Yani benim gibi ilk oyunla hiçbir alakanız yoksa ve ara sıra ARPG oyunları oynayan biriyseniz, pasif yetenek ağacının karmaşıklığı ve büyüklüğü gözünüzü biraz korkutabilir. Bunun biraz daha açıklayıcı olması veya en azında sınıfınıza yetenek tercih ederken birazcık ipucu yardımı alabilmek güzel olabilirmiş.

Şimdi oturup Tam Sürümü beklemek kalıyor artık bizlere. Daha sonra Endgame içerikleriyle saatlerce başından kalkamayacağımız bir yolculuğa çıkacağız gibi duruyor. Path of Exile 2’yi bir incelemede detaylandırmak gerçekten zor çünkü çok dolu bir oyun. Sadece pasif yeteneklere ve hatta Skill Gem’ler ile açılabilen yeteneklere odaklanan bir yazı hazırlamak bile muhtemelen inceleme uzunluğunda olacaktır. O yüzden şimdilik bu kadar sevgili Atarita okurları, kendinize iyi bakınız!