Son aylarda Türk oyunları -şükürler olsun- eskisinden çok daha fazla konuşulmaya başlandı ve PC platformunda da birçok yeni oyunumuz boy gösteriyor. Bunlardan bir tanesi olan Pile Up! da hem ülkemizde geliştirilen oyunlar arasında türü ve yapısıyla farklı bir yaklaşımı ele alıyor hem de bizim de aslında ne kadar güzel oyunlar geliştirebileceğimizi gözler önüne seriyor. Yine de incelemeye başlarken beklentilerinizi aşırı yükseltmemeniz gerektiğini söylemeliyim. Zira incelediğimiz oyun basit eğlence üzerine inşa edilmiş bir şehir yönetme simülasyonu tadında.
Sakin sakin oturayım bir şeyler oynayayım diyenlere
Rekabetçi oyunların yorucu seansları sonrasında hala bilgisayarda oyun oynamak isteyen herkesi sıcak bir yuva gibi kucaklayacak Pile Up!’ı yapısı itibarıyla beğendiğimi söyleyebilirim. Oyun basitçe tur bazlı, her tur size kartlar veren ve bu kartlar ile binalar inşa ettiğiniz bir şehir yönetme simülasyonu. Temelde sizden halkın mutluluğu, yerleştireceğiniz ihtiyaç binalarının (elektrik, su, doğalgaz ve yeşil alanlar) dengesi gibi parametreleri kontrol ederek ilerleyebildiğiniz kadar ilerlemenizi istiyor.
Başlangıçta oyun öğretici kıvamında bir 10 tur oynamanızı istiyor. Sonra zaten dinamiklere hakim olmadığınızdan yeniliyorsunuz. Kas hafızanıza yer etmiş, benzer herhangi bir oyun olmadığından oyunun dinamiklerine alışmanız için ilk 3 şehrinizi başarısız şekilde yönetmeniz gerekecek. Şehrinizi ve vatandaşlarınızı isimlendirebiliyorsunuz ancak bunu ilk 3 şehrinize yapmanızı tavsiye etmiyorum. Zira oyuna alışana kadar bunlar zaten ya bir sosyal kriz ya da patlamalarla sona erecek.
Yerleştirdiğiniz çeşitli ızgara boyutlarına sahip evler, ebatlarına oranla da nüfus getiriyor. Nüfusunuz yükseldikçe şehrinizin türü de buna göre değişiyor. Örneğin oyun başında “AtaritaArea” olarak başlayan şehrimin oyun sonlarına doğru “AtaritaPolis” şeklinde adlandırıldığını gördüm. Bu geçişler aynı zamanda yeni kartlar almanızı da sağlıyor.
Nüfus olduğu gibi bu vatandaşların ihtiyacının da karşılanması gerekiyor. Evlerin su, elektrik, doğalgaz ve yeşil alan ihtiyaçlarını da koyduğunuz binalarla karşılıyorsunuz. Her binanın kendi etki alanı var ve bu binalar ihtiyaçları giderdiği gibi birbirleriyle de etkileşime girebiliyorlar. Ancak bu etkileşimlerden sakınmanız gerekiyor. Örneğin su deposu sızdırma özelliği olduğu için bina üstlerine konulduğunda altındaki binayı da kırarak kayboluyor. Bu nedenle onu destekli sağlam zeminlerin üzerine koymak gerekiyor. Elektrik jeneratörünü ise gaz deposunun yakınlarına koyduğunuzda patlamaya sebep oluyor. Bu anlamda oyunun stratejik bir yönü olduğunu söyleyebilirim.
Güzel bir yetenek ağacı sistemi var, her oynadığınızda biraz daha gelişiyorsunuz
Oynarken kaydettiğiniz ilerlemeye ve aşamalara göre puanlar kazanıyorsunuz ve ana menüye döndüğünüzde bu puanlar ile bazı pasif yetenekleri açabiliyorsunuz. Bunların oyun içinde aktif bir etkisi olmasa da bazı yetenekler yeni kartların kilidini açıyor ve çoğu, mevcut kartlara yeni özellikler getirerek bir sonraki oyunda daha ileriye çok daha rahat şekilde gidebilmenize olanak sağlıyor. Bu özelliğin oyuna yeniden oynanabilirlik anlamında çok şey kattığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Görsellik tatlı, kendi sanat tarzlarını yaratıp konuşturmuşlar
Oyunun görselliği genel olarak çok hoşuma gitti, gerçekçi bir yaklaşıma bürünüp performansın içinden geçmek yerine kendi low-poly modelleriyle güzel bir doku yakalamayı başarmışlar. Bu nedenle oyunun performansı da gayet iyi.
Binaları yerleştirdiğinizde eğer yan yana iki bina olacaksa kendisi bitiştirerek ikisini bir bina yapıyor ve animasyon ile camları, pencereleri, kapıları ve bazı dekoratif boruları geliyor. Bu animasyonların da çok tatlı göründüğünü söylemem lazım. Üzerine özenilmiş, keyifli bir oyun oynadığınızı hissettiriyor. Aynı zamanda oyunu eğlenceli kılan unsurlardan birisi olmuş diyebilirim.
Şikayet edebileceğim tek nokta muhtemelen oyunun çok ileri aşamalarındaki kamera kontrolleri olacaktır. Şehriniz aşırı büyüdüğünde kamera ile etrafında dolaşıp yeni binalar yerleştirirken kafanız çok karışabiliyor. Kamera kontrolleri de bir yerden sonra tekerinize çomak sokmaya başlıyor. Bunun en kolay çözümünün kameranın uzaklaşma sınırını biraz daha artırmak olacağını düşünüyorum. Bir yerden sonra iyice geriye çekilip şehrimizin tamamını tek seferde göremez hale geliyoruz.
Uzun lafın kısası
Velhasıl kelam, Pile Up!’ı çok sevdiğimi söyleyebilirim. Yazının başında da bahsettiğim gibi rekabetçi oyunların yorucu dakikalarından sonra girip bir saat kadar birkaç tur oynayıp çıkabileceğiniz, girdiğinizde sizi rahatsız edecek girinti çıkıntıları olmayan, basit ve eğlenceli bir oyun.
Pile Up!, 2 Haziran 2023’te erken erişim oyunu olarak piyasaya sürülecek. Eğer merakınızı cezbetmeyi başardıysa istek listenize ekleyerek geliştirici ekip Remoob’a destek olabilirsiniz. Kendilerine de buradan teşekkür ediyor ve oyunlarına başarılı satışlar diliyorum.
Şimdilik size anlatacaklarım bu kadardı, bir başka incelemede daha görüşmek dileğiyle, sevgi ve oyun ile kalın.