Team Ninja’nın yeni oyunu Rise of the Ronin, geçtiğimiz günlerde PlayStation 5’e özel olarak çıktı. Ben de bir süredir oyunu deneyimliyordum ve incelememe başlamadan önce söyleyebilirim ki Rise of the Ronin, benim için yılın en büyük sürprizlerinden bir tanesi oldu. O hâlde gelin, lafı daha fazla uzatmadan size 19. yüzyılın Japonya’sında geçen bu macerama dair tüm detayları aktarayım.
Japonya’nın kaos dolu dönemlerine doğru bir yolculuk.
Rise of the Ronin’in genel hatlarıyla birlikte kendi içerisinde sürükleyici ve akıcı bir hikâyeye sahip olduğunu düşünüyorum. Hikâyenin oyuncuyu hayran bırakacak özel bir noktası veya kapsamlı karakterleri olmasa da temelinde kurguladığı düzeni ve konu aldığı Japonya dönemini çok iyi bir şekilde yansıtıyor. Bu yüzden hiçbir zaman sırıtmıyor ve sizi kendisine bağlamayı başarıyor. Sizin için herhangi bir sürprizi bozmamak adına hikâyeden detaylara pek yer vermeyeceğim fakat yüzeysel olarak kısaca bahsetmek ve yorumlamak istiyorum.
19. yüzyılın Japonya döneminde geçen hikâyemizde ülkemiz devasa bir kaosun içerisinde. Siyasetin her sokağa karıştığı ve halkın ikiye ayrıldığı bu dönemde Batı’nın gemileri ülke sınırına dayanmış ve Amerikan askerleri ile diğer birçok yabancı Japonya’nın içerisine giriş yapmış durumda. Halkın bir kısmı yabancıları ülkelerinde istemezken bir kısmı da Japonya’nın Dünya’ya açılması gerektiğini düşünüyor. Tabii tüm sorunlar bununla sınırlı değil. Savaşlar, hastalıklar ve siyasi huzursuzluklar derken kendimizi kaçınılmaz bir kargaşa içerisinde buluyoruz.
Sizin de tahmin edeceğiniz üzere Rise of the Ronin’de de kendi karakterimizi yaratıyoruz. Oyundaki karakterimiz Saklı Yalım klanından – birlik veya grup artık siz ne demek isterseniz – bir samuray. Tabii ki burada daha derin bir sistem bulunuyor fakat bu detayları oyun esnasında keşfetmenin ve yaşamanın daha etkili olacağını düşündüğüm için size bahsetmeyeceğim.
Yaşanan kritik hadiseler sonrasında yola koyulduğumuz Rise of the Ronin’de Japonya’nın birçok tarihi mekanını keşfediyor ve siyasi huzursuzluk dönemlerine birebir şahitlik ediyoruz. Oyun, hikâye sunumu ve diyalog çeşitliliği açısından da başarılı bir iş ortaya koyuyor. Karakterinizin çizgisini belirleyebiliyor ve yetenek ağacınız aracılığıyla diyalog çeşitliliğini artırabiliyorsunuz. Rise of the Ronin, kendi özünde oynanışıyla öne çıkan bir oyun. Bu yüzden oynanış esnasında hikâye tarafından hiçbir ekstra beklentim bulunmuyordu. Benim için ana etken her zaman oynanış tarafıydı. Gene de hikâye sekanslarının beklediğimden daha özenli bir şekilde oluşturulduğunu gördüm. Ben oyunun bu kısmından memnun bir şekilde ayrıldım.
Oynanış açısından harika bir oyun ile karşı karşıyayız.
Rise of the Ronin’in duyuruluşunu izlerken oyunu Team Ninja’nın geliştirdiğini öğrendiğimde oynanış açısından oldukça kaliteli bir iş çıkacağını tahmin etmiştim fakat bu denli derinliğe sahip bir oyun beklemiyordum doğrusu. Rise of the Ronin, sadece aksiyon sekanslarıyla değil, açık dünya dinamikleri ve çeşitliliği bakımından da öne çıkan bir oyun. Tabii ilk önce uzun uzun aksiyondan bahsetmem gerekiyor çünkü burada gerçekten harika bir iş çıkarılmış.
Rise of the Ronin, Team Ninja’nın son zamanlarda piyasaya sürdüğü oyunlar ile benzer bir dövüş sistemine sahip olsa da aslında souls türünde bir oyun değil. Evet, kendi içerisinde souls türünden esinlenen birçok element barındırıyor fakat bunu her oyuncuya kendini kabul ettirebilecek şekilde yapıyor. Yani Rise of the Ronin, herkese hitap etmeye çalışan bir oyun ve kendisini bir tür ile kısıtlamıyor. Hatta souls türünden çekinen oyuncuların en merak ettiği noktayı da söyleyecek olursam oyunda zorluk seçimi ve otomatik kayıt sistemi bulunuyor.
Aksiyon tarafı, Sekiro ile benzer bir sisteme sahip. Tamamen saptırma ve atik hareketler üzerine kurulu. Bir düşmanınıza karşı doğru saniyede karşı atak yaparak onun vuruşunu saptırmak ve defans bonusunu yok ederek ağır hasarlar vermek oyunda hayati önem taşıyor. Zorluğu her ne kadar ayarlayabiliyor olsanız bile bu sisteme alışmanız hatta ustalaşmanız gerekiyor. Yoksa hem bazı ana düşmanlarda çok zorluk çekersiniz hem de en ufak aksiyon sekansı dahi sizin için eziyet bir hâl alabilir. Tabii ki bu sisteme alışmanın kolay olduğunu söylemeliyim. Yani pek de gözünüzde büyütmenize gerek yok. Zaten oynanış tarafındaki inanılmaz keyfi sunan etkenlerden bir tanesi de bu.
Bence Rise of the Ronin’i öne çıkaran en büyük nokta oyunun size sunduğu çeşitlilik. Hem mekaniksel hem de aksiyon açısından bize sunulan çeşitlilik çok ciddi bir seviyede ve bu, oyunu epey ileriye taşıyan bir etken. Oyundaki silah çeşitliliği oldukça fazla. Her bir silahın kendi içerisinde farklı oynanış stilleri ve stratejileri var. Örneğin bir çift kılıç kullanmaya başladığınızda, o çift kılıcı kullanabileceğiniz farklı dövüş stilleri açabiliyor ve size uyan stilde ustalaşabiliyorsunuz. Yani iş sadece silah çeşitliliğinde bitmek yerine, bir de dövüş stilleri ile kendi kendini derinleştiriyor. Farklı düşmanların farklı stillere zayıflığı olabiliyor, dövüş esnasında bu stilleri değiştirerek stratejik anlamda da bir oynanış yakalanıyor.
Oyunun Japonya ile Batı’nın kesiştiği bir noktada geçtiğini söylemiştim. Bu yüzden samurayımıza Batı stillerini de öğretebiliyoruz. Yani bir Amerikan askeri gibi giyinebiliyor, onların kullandığı kılıçları ve tüfekleri kullanabiliyoruz. Aynı şekilde dövüş tekniklerini de öğrenebiliyoruz. Bu tamamen size ve karakteriniz ile varacağınız siyasi kararlara kalmış bir durum çünkü oyun içerisinde siyaset bolca yer alıyor ve sundukları ödüller değişkenlik gösterebiliyor. Zaman zaman zorlu kararlar almanız da gerekebiliyor.
Oynanış tarafındaki ustalık sadece çeşitlilik ile de sınırlı değil. Karakterlerin etkileşimi, dövüş animasyonları ve yakalanan akıcılık Rise of the Ronin deneyiminizi bir üst seviyeye taşıyor. Buradaki oynanış ile sunulan keyif, oynanış esnasındaki motivasyonunuzu da yükseltiyor. Oyunun oynanışı ve oynanış tarafında sunduğu çeşitliliği birleşince, denemek istediğiniz farklı silah sayısı ve oynanış stili de haliyle artıyor. Team Ninja, oyuncuların bu çeşitliliği sürekli denemek isteyeceğini önceden tahmin etmeyi başarmış ve oynanış stili değiştirmeyi kolaylaştırmış. Oyundaki yetenek ağacı sistemi büyük oranda buna göre tasarlanmış. Yani Rise of the Ronin, bu çeşitliliğin kullanılabilmesi açısından oyuncuya sürekli kolaylık sağlıyor.
Rise of the Ronin, açık dünya dinamikleri açısından da keyifli bir deneyim sunuyor. Oyun içerisinde yapabileceklerinizin sayısı oldukça fazla. Ben yan aktivitelere de çok önem vererek oynadım çünkü her biri epey keyifliydi. Oyuncuyu ödüllendirmek konusunda da yeterli olduklarını düşünüyorum. Rise of the Ronin’in birçok souls temeli içeren bir oyun olduğunu düşünecek olursak kendi içerisinde de bir zorluğu bulunduğunu söyleyebiliriz. Hem oynanışın gerektirdiği alışkanlık hem de karakterimizin güncelliği açısından yan aktiviteler önem taşıyor.
Oyun içerisinde tanıştığımız her bir karakter ile doğrudan ilişkimizi ilerletebileceğimiz bir bağ sistemi de bulunuyor. Hediyelerle desteklenen bu bağ sisteminde ilerledikçe oyun sizi ödüllendiriyor. Ayrıca Rise of the Ronin siyasete de fazlasıyla yer veren bir oyun. Oyun deneyiminiz esnasında verdiğiniz cevaplar ve ilerleyiş stiliniz bazı etkenlerde değişkenlik oluşturabiliyor.
Rise of the Ronin her ne kadar etkileyici bir oyun olsa da görsel ve teknik açıdan oldukça zayıf.
Rise of the Ronin’i her ne kadar çok beğenmiş olsam da oyunu aşağıya çeken iki ana standartın olduğunu düşünüyorum. Bunlardan ilki ise kesinlikle görsellik. PlayStation 5 konsollarına özel bir şekilde piyasaya sürülen Rise of the Ronin, görsellik kalitesi anlamında kesinlikle 2024’ü yansıtan bir oyun değil ve bu zaman zaman sırıtabiliyor. Tabii ki görsel kalitenin ön planda olması gereken bir oyun değil fakat bu noktada daha iyi bir iş ortaya koyulabilirdi.
Tüm bunların yanı sıra Rise of the Ronin, teknik açıdan da zayıf bir oyun. Hem tek bir platforma özel piyasaya sürülmüş hem de görsel açıdan zayıf olmasına rağmen PlayStation 5’te ciddi optimizasyon sorunlarına sahip. Oyunu performans modunda dahi oynarken takılmalar ve kasmalar hissetmek fazlasıyla mümkün. Ben bu iki etkenin oyunun ana sorunları olduğunu düşünüyorum. Kendisini tam potansiyelinden alıkoyan eksiler bunlar ve gerçekten sırıtıyorlar.
Son sözler
Rise of the Ronin, benim için bu yılın sürpriz oyunlarından bir tanesi oldu. İlgi çekici yan karakterleri, özenle tasarlanan açık dünyası ve şahane oynanışı ile birlikte harika bir deneyim ile karşı karşıyaydım. Ayrıca Türkçe dil desteğine sahip olduğunu da eklemem gerekiyor. Ülkemizdeki mevcut fiyatı tartışılır fakat Team Ninja’nın stilini seviyorsanız ve çok çok az da olsa souls türüne aşinaysanız kesinlikle tavsiye edebileceğim bir oyun.
