PlayStation 5 özel oyunu Stellar Blade’in çıkış tarihi geldi çattı. Ben de oyunu çıkışı öncesinde deneyimleme fırsatı buldum ve incelememe geçmeden önce şunu söyleyebilirim ki Stellar Blade, beni her anlamda en çok şaşırtan oyunlardan bir tanesi oldu. O hâlde lafı daha fazla uzatmadan incelememize başlayalım çünkü konuşacak çok fazla şey var.
Stellar Blade’in evreni, daha ilk saatlerden beni kendisine hayran bıraktı.
Stellar Blade, benim için yılın en büyük sürprizlerinden bir tanesi oldu. Açıkçası, oyuna dair pek bir beklentim yoktu. Çoğu insanın aksine oyunun çıkış sürecinde sosyal medyada gündem olan açıklamaları uzaktan takip etmiş, fragmanlarla pek ilgilenmemiş ve oyunun demosunu oynama şansı bulmamıştım. Eğer bunları yapsaydım, istesem de istemesem de oyuna dair bir ön yargım oluşacaktı. Oyunları tamamen kendim keşfetmeyi seven bir insan olarak, bu sürprizi olabildiğince korumak istedim. Konsolumu açtım ve oyunun başına oturdum. Beni harika bir açılış sekansı ile karşılayan Stellar Blade, daha ilk saatlerde her anlamda etkilemeyi başardı ve o an kendime ‘’Muhteşem bir macera seni bekliyor’’ dedim. Öyle de oldu. Oyunda ilerledikçe Stellar Blade’in bir oyunda sevdiğim her şeye sahip olduğunu gördüm. Tüm bunlara detaylı bir şekilde değineceğim fakat ilk olarak oyunun evrenine ve kurguladığı hikâyeye değinmek istiyorum.
Stellar Blade, FromSoftware oyunlarından bolca esinlenen bir oyun. Aynı zamanda bu esinlenmeleri çok farklı bir şekilde yorumlayan da bir oyun. Yani bu detayı verdiğim için oyunun hikâye ve evren açısından biraz daha gizemli bir sunuma sahip olduğunu düşünmenizi istemem çünkü Stellar Blade bu konuda gerçekten çok açık. Kendisi, gizemlerle ve yaşanmışlıklarla dolu kıyamet sonrası bir evrene ev sahipliği yapıyor. Ben, bu evrenin harika bir şekilde oluşturulduğunu düşünüyorum ve oyun esnasında keşfettiğim her bir yeni detaydan büyük zevk aldım. Bu yüzden evrenin yapısını anlatırken size sadece bilmeniz gereken genel bilgileri vereceğim ve oynanış deneyiminizi baltalayacak her bilgiden kaçınacağım.
Stellar Blade, sloganından da anlaşılacağı üzere gerçekten de ‘’İnsanlık için Dünya’yı kurtacağımız’’ bir yapım. Naytiba olarak adlandırılan tuhaf ve güçlü yaratıkların istilasına uğrayan Dünya, tamamen terk ediliyor ve insanlık yok oluyor. Hâliyle geriye çok az kişi kalıyor ve bunlardan bir kısmı dış uzayda bulunan Koloni’ye kaçıyor. Oyun ise bu yaşananlardan yıllar sonrasını konu alıyor. Dünya tahrip olmuş, geride kalanlar çok büyük zorluklarla mücadele etmiş ve ele geçirilmiş bir Dünya’da mahsur kalmış. Yani insan ırkı artık en tepede değil.
Ana karakterimiz EVE ise bir Melek. Bu bir espri değil, gerçekten de bir Melek. Yani ona öyle sesleniyorlar diyeyim. Kendisi, Koloni’nin 7. Hava İndirme Mangasından. Nihai görevi ise Dünya’yı istila eden Naytibaları tamamen ortadan kaldırmak. Tabii işler o kadar da basit değil. Bizleri fazlasıyla zorlu ve gizemli uzun bir görev karşılıyor. Stellar Blade, kendi içerisinde çok fazla belirsizlik içeriyor ve EVE, bunların çok azını biliyor. Yani o da bizimle birlikte gizemlerle dolu bu istila edilmiş Dünya’yı keşfediyor. Stellar Blade’e girerken bilmeniz gerekenler aşağı yukarı bu şekilde. Yapımcı ekip, oyunun konu alındığı evren konusunda oldukça etkileyici bir iş çıkarmış. Dolayısıyla evren bu denli ilgi çekici olunca, oyunun hikâyesine dair motivasyonunuz da epey bir artıyor.
Stellar Blade, hikâye konusunda da oyuncunun peşinden gidiyor. Yani oyun, yeri geldiğinde bazı şeyleri size açıklamaktan çekinmiyor. Her şeyin arkasında bir yaşanmışlık ve tecrübe yatıyor. Ayrıca evrene dair bilgi alabileceğiniz en iyi kaynaklardan bir tanesi de etrafta bulduğunuz anı kartları veya notlar oluyor. Eğer oyunlarda etrafta bulduğunuz notları okumak konusunda pek istekli değilseniz üzülmeyin derim çünkü Stellar Blade hem dilimizi destekliyor hem de bu notlarda yer alan bilgiler ve hikâyeler gerçekten ilgi çekici olabiliyor. Geride kalanların bilgilerinden, isyanlarından, varsayımlarından ve daha birçok detaydan yararlanmamızı sağlıyorlar. Benim gibi her yeri didik didik ederek oynamayı seviyorsanız da oyunun sizi bolca bilgi ile ödüllendireceğini söyleyebilirim.
Stellar Blade, yan karakterlerin derinliği ve akılda kalıcılığı açısından mükemmel bir örnek olmasa da bu konuda da ortalama bir iş çıkartıldığını söyleyebilirim. Tabii yapımcı ekip, burada en büyük özeni ana karakterimize vermiş. Bence ana karakterimiz kendi kişiliğini ve görevini yansıtıyor. İlk etapta kendisi size biraz ruhsuz gelebilir ama EVE’i tanıdıkça ve onun hakkında bilgiler öğrendikçe sevmeye başlıyorsunuz. Çünkü bu gerçekten yabancı olduğumuz bir evren ve işler pek de günümüzdeki gibi değil. Yan karakterlerin sizi etkileyecek pek bir yanı olmasa da EVE’in bu karakterler ile girdiği diyaloglar gerçekten keyifli. Bu yüzden oyuna tat katan etkenlerden bir tanesi. Ayrıca bu ıssız yolculukta tek başımıza kalmak pek de akıllıca değil di mi?
Hikâyeden ve evrenden bol bol bahsettik, peki oynanış tarafı ne alemde?
İlk paragraflarda Stellar Blade’in FromSoftware oyunlarından bolca esinlenen bir yapım olduğunu söylemiştim. Eminim ki bu birçoğunuzu şaşırtmıştır. Çünkü birçok kişi Stellar Blade’in saf aksiyon odaklı bir oyun olacağını düşünüyordu. Evet, oyunda aksiyon gerçekten önemli bir yere sahip ama bu stratejik bir bütünlük ile ilerliyor. Stellar Blade’deki oynanış mantığı tamamen rakibinize karşı ustalaşmak üzerine kurulu. En yakın tarihli örnek olarak da Rise of the Ronin’i işaret edebilirim sanırım. Stellar Blade’in de benzer bir oynanış sistemi var. Fakat Rise of the Ronin’deki silah çeşitliliğinin aksine, mevcut silahınızın çok ciddi bir çeşitliliği var. Evet, bu gizemli ve tuhaf cümleyi biraz daha açacağım merak etmeyin. Öncelikle Stellar Blade’in oynanıştaki ana odağı düşmanın yapacağı hamleyi savurmak üzerine kurulu. Yani Sekiro’dan tanıdığımız yapı olarak düşünebilirsiniz. Tabii ki bu tek seçenek değil fakat savurma konusunda ustalaşmak sizi oyun esnasında fazlasıyla ileriden başlatacaktır diyebilirim. Öyle stratejik aksiyonla falan uğraşmak istemeyenler için ‘’Sadece Hikâye’’ zorluğu yerleştirmişler fakat bu oyunun tadı da bu dövüş sisteminde. Bu yüzden böyle bir oyunu oynamışken o zorluğu tercih etmenizi kesinlikle tavsiye etmem ama son karar size kalmış tabii.
Stellar Blade, FromSoftware oyunlarının birçok yapısından esinlenen bir oyun olsa da bence çok da zor bir oyun değil. Hatta alıştıktan sonra kolay olarak nitelendirebileceğimiz bir oyun kendisi. Tabii kolay olmasına rağmen sizi sürekli tetikte tutabiliyor orası ayrı bir durum. Yani aslında sizi soğutacak bir zorluğu yok. Bu arada oyun kolay diye şikayet ediyor da değilim. Bence zorluğu tam tadında çünkü sinir stres olmayınca insan kendini evrene ve hikâyeye daha iyi odaklayabiliyor. Bu yüzden gözünüz korksun istemem. Souls türüne falan da yabancıysanız, bu oyun ile en azından birkaç mekaniğine alışırsınız diyebilirim. Gene de Stellar Blade, alışması o kadar kolay bir oyun da değil. Yani en azından ben bu konuda zorlandım.
Oyuna ilk girdiğimde oynanış açısından hayal kırıklığına uğrayacağımı düşünmüştüm. Çünkü pek de derin bir işçilik hissettirmemişti. Tabii ki bu sadece ilk dakikalarda yaşadığım ilk izlenimden ibaretti. Fikrimin değişeceğini biliyordum. Stellar Blade’de ilerledikçe oynanışın ne kadar derinleşebileceğini gördüm. Ben tuşlara ve kombinasyonlara alıştıkça adeta kafama kafama yeni yetenekler ve oynanış elementleri fırlatılıyordu. Üstelik daha oyunun ilk dakikalarındayken yetenek ağacını açtığımda şok oldum. Hâli hazırda sahip olduğum ve yapabildiğim o kadar fazla tuş kombinasyonu içeren yetenek vardı ki adeta ezberlemem mümkün değildi. Oyunlarda kombo tuşlarında detaya girmek konusunda pek yetenekli olduğum sayılmaz. Bu yüzden Mortal Kombat’ı falan da sadece hikâye odaklı oynamaya çalışırım zaten ama Stellar Blade, bu hareket skalası ile beni epey meraklandırmıştı. Kendi kendimi ‘’Ben bunların hepsini denemeliyim’’ derken buldum. Stellar Blade’in zor bir oyun olmadığını söyledim ama aslında işler o kadar da basit değil. Bir souls-like oyunun acımasızlığına o da sahip. Yani aslında oyunda zorlanmasanız bile gardınızı bir saniye bile indirmemeniz gerekiyor çünkü oyun, yeri geldiğinde sizi affetmiyor. Yani aslında bunun verdiği tuhaf tedirginliği de soluyorsunuz.
Yani aslında Stellar Blade, size daha ilk dakikadan büyük bir oynanış çeşitliliği sunuyor. Sadece siz henüz oyunda acemi olduğunuz için bunu fark edemiyorsunuz. En azından bende öyle oldu. Oyunun ilerleyen saatlerinde ise bu detaylı oynanış tarafında ustalaşıyorsunuz ve sürekli olarak yeni hareketler açıyorsunuz. Aslında Stellar Blade, oynanış çeşitliliği açısından güzel ve stratejik bir mantığa sahip. Örneğin yapabileceğiniz komboların belirli bir seviyeleri var. Örnek olarak 1, 2, 3 ve 4 diyelim. Yapacağınız dördüncü seviye bir kombo, bu saydıklarım arasından en zoru ve en güçlü olanı temsil ediyor. Her bir kombo seviyesi, belirli hareketler üzerinden birbiri ile zincirleme gerçekleşiyor. Yani siz, üçüncü komboya geçmek için ikinci komboyu tamamlıyorsunuz. Hâliyle kombo yaparken aşırı pratik olmanız gerekiyor. Ayrıca bu kombo zincirleri, birçok farklı hareket için mevcut. Yani çok fazla farklı hareket ve tuş kombinasyonunda ustalaşmanız gerekiyor.
Stellar Blade’deki karakterimizi donattığımız Dış Omurga veya Teçhizat ismi verilen ekipmanlar ile bu komboları destekleyecek stratejik unsurlar yakalayabiliyoruz. Örneğin, dördüncü seviye bir kombonun sizin canınızı belirli bir oranda yenileyecek olması gibi. Bana kombolarda nasıl ustalaştığımı soracak olursanız da pek ustalaştığım söylenemez derim. Bu yüzden genelde belirli yetenekleri en üst seviyeye çıkarıp, düz vuruş üzerinden bir oynanış stili oluşturmayı hedefledim. Düz vuruşlarımdaki saldırı gücünü artırmak için de sürekli kritik vuruş yapacağım bir eşya setiyle ilerledim. Ayrıca omurgamı maksimum seviyesine yükselttiğim için de kritik vuruşlarım düşmanlara sekiyor ve çok daha etkili. Bu da demek oluyor ki Stellar Blade sizi tek bir oynanış stili ile kısıtlamıyor. Kendinize göre bir yöntem yaratmanıza da olanak sağlıyor.
Oynanışın çeşitliliğinden ve bize sunduklarından yeterince bahsettik. Peki bu oynanış gerçekten de keyif veriyor mu? Binbir çeşit Naytiba ile yüzleşmiş birisi olarak şunu söyleyebilirim ki Stellar Blade’in oynanışını müthiş buluyorum. Düşmanlar ile olan karşılaşmalarımız, bize kurulan sinsi tuzaklar, çevre yapısını stratejik olarak kullanabilmemiz ve ana silahlarımızın yanı sıra kullanabildiğimiz çeşit çeşit teçhizatımız ile birlikte her damlasına kadar eğlenerek oynuyorum. Açıkçası Stellar Blade’e bu kadar yükseleceğimi ben de pek tahmin etmiyordum. Sanırım souls türünden esinlenen oyunlara karşı bir zaafım var. Neyse, şakayı bir kenara bırakacak olursak Stellar Blade, oynanış tarafında benden neredeyse tam not aldı.
Zaman zaman kayıt noktaları sinir bozucu olabiliyor ama o da zaten ilerleyen saatlerde açacağınız kolay elde edilebilen bir nesne sonrasında çözüm buluyor. Oyunda buna BK Pompası deniyor ve eğer düşman sizi mağlup ederse anlık olarak tam can ile canlanabiliyorsunuz. Öyle pek pahalı bir şey de değil açıkçası. Özellikle ‘’boss’’ dövüşlerinde adeta bir hile görevi görüyor diyebilirim. Bence oyunu epey kolaylaştıran bir etken olmuş bu. Neyse, biraz da meşhur vuruş hissinden bahsedelim. Öncelikle Stellar Blade’in görsellik açısından çok kaliteli bir oyun olduğunu söylemeliyim. Hâliyle oyunun animasyonlarına da epey bir özen gösterilmiş. Bu, oynanış tarafında da kendisini fazlasıyla gösteren bir etken. Stellar Blade, PlayStation 5’e özel bir oyun olduğu için DualSense’in tüm teknolojilerini de destekliyor. Hem güzel güzel animasyonlar hem de DualSense’in özellikleri sayesinde oynanışınızın her anında olumlu bir deneyim oluşuyor.
Stellar Blade’de aksiyona girmek gerçekten heyecan verici derecede güzel. Üstelik oyunun ilerleyen kısımlarında açtığınız yeni yetenek setleri ve kombolar ile birlikte adeta bir görsel şölene dönüşebiliyor. EVE, gerçekten çok atik bir karakter ve yapabilecekleri çok da bir sınıra dayanmıyor doğrusu. Kendisi, sizi sürekli şaşırtmaya devam ediyor. Ben, oynanış tarafından epey epey memnun kaldım. Bence düşman çeşitliliği ve bu düşmanlara geliştirdiğimiz stratejiler yerinde. Mücadele hissi bazen zayıflasa da genel olarak oyunda size hakim. Stellar Blade, bütünsel yapısıyla harika bir oynanışa sahip.
Görsel açıdan müthiş bir iş ama ufak tefek hatalar var.
Daha önce Stellar Blade’e dair olabildiğince az şey öğrenmeye çalıştığımı söylemiştim. Gene de oyunun nasıl gözükeceğine dair birkaç videodan kaçamamıştım. Görselliğin zaten üst seviyede olduğunu ve oyunun bu konuda kuvvetli olduğunu biliyordum fakat evrenin derinliklerine dair daha fazla şey öğrendikçe, Stellar Blade oynarken gördüğüm şeylerin bana olan etkisi artış gösterdi. Çevre elementleri, lokasyonlar ve yapılar kurguya olması gerektiği gibiydi. Biliyorum, etrafta çok dağlık alan falan var ama bence bunlar Stellar Blade’in ele aldığı konu ile uyumlu şeyler. Zaten öyle gül bahçe şehir alanları pek beklemiyordum.
Oyunun kuvvetli olduğu görsellik hem çevre hem de karakter tasarımı konusunda kendini öne çıkarıyor. Tabii görselliğin ön plana çıktığı tek nokta bunlar da değil. Demin de bahsettiğim gibi, aksiyon esnasında da size adeta bir görsel şölen yaşatabiliyor. Stellar Blade, her yönüyle sürprizlerle dolu bir oyun. Gene de benim görsel deneyimimi çok küçük de olsa negatif etkileyen bir unsur ile karşılaştım. O da bazı alanlardaki kaplamaların çok sırıtması veya geç yüklenmesi oldu. Yani bu oldukça nadir yaşadığım bir sorundu ve büyük oranda keşif yaparken kuytu köşelerde denk geldim ama birkaç defa ana görev esnasında gördüğüm de oldu.
Ben özellikle bu tarz atik aksiyonun yoğun olduğu oyunlarda yüksek kare hızı değerleriyle oynamayı seven bir oyuncu olduğum için grafik ayarımda her zaman ‘’Performans’’ seçiliydi. Tüm bu görsellik övgülerini de bu ayarı baz alarak yaptım zaten. Bu kaplama sorunun en kısa sürede düzeltileceğini düşünüyorum. Oyunun görsel deneyimine minik de olsa balta vurabiliyor.
Stellar Blade, tek bir alan içerisinde geçen bir oyun değil. Yeri geldiğinde kendinizi epey farklı görevlerin epey farklı mekanlarında bulabiliyorsunuz. Bunlar birer tesis olabiliyor, veya eski dünyanın antik arşivleri. Tüm bunlar, oyuncuya adeta farklı bir biyom sunuyor. Oyun, hem sinematiklerde hem de oynanış esnasında her zaman harika görünüyor.
Biraz da geriye kalan detaylardan bahsedelim.
Türkçe alt yazı desteğine sahip olan Stellar Blade, İngilizce seslendirme tercih ederek oynadığım bir oyun oldu. Gerek EVE gerek de yan karakterlerin seslendirmeleri beni tatmin etti. Yoğun ve sinematik bir duygu arayanlar burada hayal kırıklığına uğrayabilir fakat bulundukları evreni ve kişilikleri düşünecek olursak bence bu konuyu kurtaracak bir iş çıkarmışlar. Oyunun müziklerinin ise apayrı bir seviyede olduğunu düşünüyorum çünkü bunları tekrar tekrar dinlesem dahi sıkılmam. Yaklaşık 10 yıldır müzik çalma listesinde yaklaşık 12 şarkısı olan birisi olarak – Kesinlikle seçici birisi değilim – sanırım Stellar Blade müziklerinden bazılarını çalma listeme dahil edeceğim. Siz gene de benim müzik zevkime pek güvenmeyin çünkü ben gündelik hayatta pek şarkı dinleyen birisi değilim. Ama oyunun müzikleri çok çok iyi…
Bir anda alakasız bir konuya geçiş yapacağım fakat bundan bahsetmezsem de olmaz. Stellar Blade, kendi içerisinde bulmacalar barındıran bir oyun. Belki bu bulmacaların sayısı ve yoğunluğu çok az fakat yeri geldiğinde gerçekten zekice hazırlanmış mücadeleler sunup insanı düşünmeye itebiliyor. Oyun, bunu zaman zaman etrafta bulduğunuz ikmal sandıklarıyla bile – Ah o açamadığım iki sandığın içindekileri hâlâ merak ediyorum – yapabiliyor. Tabii onlar biraz daha refleks odaklı ve pek bulmaca sayılmazlar ama neyse. Sandıkları bir kenara bırakacak olursak oyundaki bulmacaları beğendim. Tam yerinde ve dozunda olmuşlar ama keşke bir de şu ekranın sağ üst köşesinde sürekli beliren ‘’İpucu’’ seçeneği olmasaydı.
İncelememi yavaştan noktalamadan önce de Stellar Blade oynarken beni en çok hayal kırıklığına uğratan noktadan bahsetmek istiyorum. Bu, kesinlikle yan görevler ve aktiviteler oldu. Yan görevler ve aktiviteler, ödüllendirme konusunda çok kısıtlılar ve sabit bir ana etkene bağlı kalıyorlar. Bu da klasik para, vitcoin denen daha nadir bir para ve tecrübe puanı. Bunların dışında pek de bir olayları yok. Hayır, yaptığımız yan görevlerin arkasında bir derinlik veya amaç da yatmıyor. Çok büyük bir kısmı tamamen oyuncuyu oyalamak üzerine kurulmuş ‘’Git şunu getir’’, ‘’Git şuna bak’’ cinsinden görevler ve bu beni üzdü açıkçası. Tabii ki bu denli başarılı bir oyunu gölgelemeye yetecek bir şey değil ama oyundaki her şeyi tüketerek oynarken yan görevler konusunda hayal kırıklığına uğradım. Neyse ki ana görevler ve aktivitelerde böyle bir sorunla karşılaşmadım.
Son sözler
Stellar Blade, benim için yılın en büyük sürprizlerinden bir tanesi oldu. Oynanışı, görselliği, evreni ve müzikleriyle harika bir deneyim sundu. Sadece yan görevler konusunda bir hayal kırıklığı yaşadım ama o kadarı da olsun artık diyorum. Kendisi, kesinlikle bu yılki favori oyunlarımdan birisi. Bir PlayStation 5 sahibiyseniz ve EVE’in macerası ilginizi çektiyse bir şans verebilirsiniz.