| Atarita sizin için inceledi! Editörlerimiz her oyun incelemesine saatlerce emek harcıyor ve bilmeniz gereken tüm detayları objektif şekilde ele alıyor. Nasıl yaptığımızı merak ediyorsanız inceleme politikamıza göz atabilirsiniz. |
Supercross 25’in PC inceleme kopyası, Milestone S.r.l. tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.
Motor sporlarıyla veya Supercross’un kendisiyle çok ilgili olmasam da her yıl onlarca simülasyon oyununu severek oynuyorum. Bu nedenle simülasyon oyunlarında benim için önemli olan, neyi simüle ettiklerinden ziyade nasıl simüle ettikleri. Supercross 25 incelememizi de bu doğrultuda okuyup değerlendirebilirsiniz. Hem seriye yeni, hem de bu spora yabancı kişiler için uygun mu? Öğrenmek ne kadar zaman alacak ve gerçekten buna değecek mi? Sizlerle beraber hem oyunun detaylarını değerlendireceğiz, hem de bu iki büyük soruyu yanıtlayacağız.
Supercross 25 incelemesi: Gerçekçi fizikleriyle keyifli bir simülasyon fakat yeni başlayanlar için pek uygun değil
Dediğim gibi; bu zamana kadar sayısız simülasyon oynamış olsam da seriyle, veya ilgili turnuvayla ilgili bilgim pek yok. Supercross 25’i oynamaya başlamadan önce küçük ön araştırmalar yaparak girdim ve bu serinin veya sporun ülkemizde de çok popüler olmadığını gördüm. Bu nedenle yapacağım değerlendirmeler, Türk oyuncuların olası düşünceleriyle doğrudan paralel şekilde ilerleyecek. Baştan söylemem gerekiyor ki bu oyun, seriyi takip etmeyen veya simülasyon oyunlarıyla derin geçmişi olmayan oyuncular için uygun değil. Adaptasyon süreci uzun ve sancılı, tek oyunculu özellikleri hayli kısıtlı ve serinin önceki oyunlarına bakarak -yeni oyunun fiyatı henüz belli değil- son derece pahalı.
Motor sürüşü, kontrol konusundaki konfor ve fizikler gerçekten takdire şayan
Eğer motor oyunlarıyla aranız iyiyse, birçok farklı örneğini oynamışsınızdır. Ben de geçmişte her ne kadar kıyaslama için doğru olmasa da Ubisoft’un Trials serisine göz gezdirmiştim. Supercross 25’ten beklentim de motorun yerde olduğu kadar havada da rahat kontrol edilebilmesi ve öğrenmesi kolay, ustalaşması zor bir oynanış sunmasıydı. Beklentilerimin tamamen karşılandığını söyleyemem fakat gerçekçi fizikleriyle motor sürüşü güzel harmanlanan oyunda, gerçekçi senaryolarla karşılaşıyorsunuz. Motor altınızdan fizik kurallarına uygun olarak kayıp gidiyor ve farklı zeminlere göre yol tutuşu, inandırıcı şekilde değişiyor.
Supercross 25’in sancılı yanıysa, öğrenmenin çok uzun sürmesi. İlk saatim boyunca oyunu tamamen beceriksiz şekilde, sürekli düşüp kalkarak ve bir yandan da çok sinirlenerek oynadım. Hatta bu süreç içerisinde birkaç kez oyunu kapatıp daha sonra girmek üzere beklettim. Tabii biraz dişimi sıkıp daha mantıklı davranmaya başladıktan sonra alıştım ve yarışların temposuna ayak uydurmaya başladım.
Artık 5. saatin sonuna geldiğimde, acemi zorluk seviyesini geride bırakmaya hazırdım. Fakat bu oyuna ödeme yapmış bir oyuncu olduğum senaryoda, ilk bir saat içerisinde bütün direncimi kaybedip iade etmiş olabilirdim. Çünkü aslında mantık çerçevesinde çalışan fizikler ve sistemler, öğretici sistemi tarafından yeni başlayan birine anlatılır gibi anlatılmadığı için mantıksız ve saçma gelmişti. Burada tabii ki Supercross’a yabancı olmamın katkısı olmuştur ancak öğreticinin daha iyi iş çıkarmasını beklerdim.
Gerçekçi fizikler ve zemin deformasyonu, yarışı bir bütün halinde meydan okumaya dönüştürüyor
Supercross 25’te beğendiğim şeyler arasında kesinlikle motor süspansiyonu ve zemin etkileşimi fizikleri bulunuyor. Zemin materyalleri görsel anlamda çok açıklayıcı olduğundan, bir zeminin tutuşunu ilk bakışta kestirebiliyorsunuz. Bu sayede orada motorunuzun nasıl tepki vereceğini rahatlıkla tahmin edebiliyor ve sonunda motorunuz da doğru tepkiyi verdiğinde tatmin olabiliyorsunuz. Zeminlerin fizik materyalleri ve motor süspansiyonunun, lastiklerinin buna tepkileri son derece iyi olmuş.
Bir paragraf da bu yıl seride ilk kez yer alan zemin deformasyonu sistemine açmak gerekiyor. Geçen yıldan beridir simülasyon oyunlarında sıkça zemin deformasyonu sisteminin yer aldığını görmek beni çok mutlu ediyor. Zira Supercross 25 de bunun nimetlerinden oldukça iyi şekilde faydalanıyor. Öyle ki yarışın başlarında size pek zorluk çıkarmayan virajlar, birkaç turun ardından çokça rakip tarafından ezilmekten şekil değiştiriyor ve ezberden dönmeye kalktığınızda motorun üstünden uçup gitmeniz uzun sürmüyor. Zemin deformasyonu yarışlarda rastlantısallığı artırarak her turun bir nebze daha taze hissettirmesini sağlıyor ve bunu çok beğendim.
Peki öğrenmesi kolay mı veya buna değecek mi?
Supercross 25’in gerçekten gelişmiş sürüş mekaniklerine ve fiziklerine alışması, yazının başlarında da bahsettiğim gibi zaman alıyor. Peki bu zamanı ayırmaya ve mekaniklerde ustalaşmaya değecek mi? Aslında bu da sizin oyundan ne beklediğinizle doğru orantılı olarak yanıtı değişen bir soru. Zira, çok oyunculu lobilerde diğer oyuncular ile rekabet etmek istiyorsanız, becerilerinizi hayli geliştirmeniz gerekecek. Ben çok oyunculu özellikleri deneme fırsatı bulamadım fakat böyle oyunların lobilerinde genelde “oyunun cini” dediğimiz insanlar da olur. Eğer benim gibi Supercross ve bu seri ile yeni tanıştıysanız, içeride sizi yenmeyi bekleyen onlarca gurusu olduğundan eminim. Rekabetin yüksek olacağı bu yarışlarda galip gelmek için kendinizi geliştirmek isterseniz, evet buna değebilir.
Çok oyunculu modu dışında Supercross 25’in tek oyunculu modları da bulunuyor. Bir şampiyona, turnuva veya tekli yarış başlatıp yapay zekâya karşı mücadele edebiliyorsunuz. Yapay zekânın zorluğu ve zorluk seviyeleri arasındaki artış ise leziz. Milestone’un özellikle vurguladığı Neural AI teknolojisi tam olarak burada devreye giriyor. Yarıştaki her rakibiniz motor üzerinde farklı bir karakteristik özellik sergiliyor. Bazıları sizi sabote ederek geçmeye çalışırken, bazıları daha dost canlısı bir yarış tarzı benimsiyor. Kariyer modundaki sosyal medya eklentisiyse yarışlardaki bu karakteristikleri destekleyen ikinci bir unsur. Ancak tek oyunculu modların marjinal faydası çabuk düşmeye başlıyor ve oyunda ustalaşmak için yeterince motivasyon sağlayamıyor. Dolayısıyla, tek oyunculu odaklı oynayacaksanız saatlerinizi ayırarak bu oyunun mekaniklerinde ustalaşmanın pek ödüllendirilmediğini söyleyebilirim.
Kariyer modu ne yazık ki pek sığ tasarlanmış
Supercross 25’in tek oyunculu modları arasında yer alan kariyer modu, gördüğüm kadarıyla pek detaylı tasarlanmamış. Basitçe bir takım seçiyor, beklentilerini karşılamaya çalışıyor, sosyal medya üzerinden yaptığınız yorumlar ile sinerjiyi artırmaya ve saygınlık kazanmaya çalışıyorsunuz. Kariyer modundaki pasif ilerleyişin bir kısmı da bu sosyal medya moduna giydirilmiş. Burada rakiplerinizle etkileşime geçebiliyor, tatlı sert eleştiriler ile bir sonraki yarıştaki baş rakibinizi belirleyebiliyorsunuz. Ancak buradaki etkileşimler de belli bir çemberin dışına çıkamıyor.
Bunun dışında motorunuzu geliştirebiliyor ve farklı özelliklerini yükseltebiliyorsunuz. Geri kalan kısmıysa tamamen yarışlar ve müsabakalar ile geçiyor. Şampiyonalara katılıyor, tekli etkinliklerde bulunuyor ve altınızdaki motoru yönetmek için geliştirdiğiniz becerilerinizle elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorsunuz. Benim gibi seriye yeniyseniz, oyunu ilk açtığınız anda zorluk ayarlarını “Rookie Experience” olarak seçin ve bundan bir an olsun tereddüt etmeyin. Zira bunun üstündeki zorluk seviyeleri, yeni başlayanlar için gerçekten uygun değil. Kariyer modunda ilk birkaç yarışımı orta zorlukta yaparak yapay zekâların bana tur bindirmesini izlerken gerçekten kötü hissetmiştim. Siz hissetmeyin.
Tik-tak, teknik!
Supercross 25, Unreal Engine ile geliştirilmiş bir oyun ve bunun görsel nimetlerinden faydalanıyor. Unreal Engine ile geliştirilen hemen hemen her oyunda dikkatimi çeken ise işleme sonrası efektleriyle süslenmesinden midir bilinmez; fakat ekrandaki renklerin daha pastel görünmesi. Bundan şikâyetçi değilim, zira Milestone’un yeni oyunu son derece iyi görünüyor ve bununla birlikte oldukça iyi de çalışıyor.
Diğer oyunlarla kısıtlandığında görece küçük alanlarda ve kompleks pistlerde geçen Supercross 25’in performansı son derece tatminkar. Ryzen 5 5600X ve RX 6650 XT ile güçlendirilmiş 32 GB RAM’e sahip sistemimde herhangi bir takılma, çökme veya FPS sorunu yaşamadım. Oyunda mikro stutter gibi sorunlar bulunmadığı gibi, giriş gecikmesi de oldukça düşük ve bu da oyunun tepkiselliğini artırıyor. Dolayısıyla, bu oyunu oynarken teknik tarafta endişelenmeniz veya hayatınızı zorlaştıracak bir şeyle karşılaşmayacağınızı söyleyebilirim. Elbette her şeyden önce bilgisayarınızın oyunun sistem gereksinimlerini karşıladığından emin olun.
Uzun lafın kısası
Velhasıl kelam, Supercross 25 bence iyi sistemleri olan bir oyun fakat bu sistemleri uzun süre canlı tutacak kadar içeriğe sahip değil. Çok oyunculu odaklı oynanırsa uzun ömürlü olacaktır ancak bu tarafta oyunun sunucularının Türkiye’de nasıl performans göstereceği veya oyuncu sayısının uzun süre canlı tutmaya yetip yetmeyeceği belli değil. Eğer benim gibi bu tür simülasyonları kariyer modları için oynayıp burada uzun süre geçirmeyi düşünüyorsanız, Supercross 25 size göre olmayabilir. Ancak gelişmiş fizikleri olan, zemin deformasyonu gibi yarışları taze tutan sistemlerle desteklenmiş bir multiplayer Supercross oyunu arıyorsanız, aradığınızı buldunuz diyebilirim.
- Bir simülasyon incelemesi daha: Farming Simulator 25
Benim incelemede sizlere aktaracaklarım bu kadardı, ancak aklınızda soru işaretleri varsa hala yorumlar kısmında benimle paylaşabilirsiniz. Elimden geldiğince yanıtlayarak yardımcı olmaya çalışırım. Sevgi ve oyun ile kalın.
