Bullet Hell/Heaven türündeki oyunlara biraz mesafeli yaklaşıyorum, zira hepsi birbirinin kopyası ve bana farklı bir içerik sunamayacakmış gibi hissettiriyor. Ancak Survivors Of The Dawn bana en baştan beri farklı bir tat ve farklı bir doku sunmayı başardı. Oyun henüz test aşamasındayken bile “çok iyi yerlere gelecek!” dediğimi hatırlıyorum. İşte karşınızda yerli Bullet Heaven oyunu Survivors Of The Dawn;
Türe olan garip yaklaşımım
Normalde Vampire Survivors ile arşa çıkan bu Bullet Hell furyasına benim ilk adımım Brotato ile olmuştu. Sevmiştim ancak içerisinde öyle ahım şahım bir içerik görememiştim. Bu yüzden türe biraz mesafeli ve dikkatli yaklaşırken sevgili Furkan Bey ile tanıştım. Kendisi Survivors Of The Dawn’ın geliştiricisi. Sohbetimiz esnasında bana vizyonlarından ve neyi başarmak istediğinden bahsedince gerçekten oyunu çok merak etmiştim. Test aşamasına katılmak ve Demo sürecinde yer alarak oyunu denemek için sabırsızlanıyordum.
Bu süreçler geldiğinde ise gerçekten çok olumlu bir düşünceye sahiptim. Çünkü oyun çok zevkli ve kendini bir şekilde oynatmayı başarabiliyordu. Yani yukarıda bahsettiğim Brotato’yu oynarken 15-20 dakika içerisinde sıkılıp çıktığımı hatırlıyorum. Fakat burada işler gerçekten farklı hissettiriyordu. Demo’yu saatlerce oynamak istiyordum ve oyun bir an evvel çıksın diye dua ediyorum. Gerçekten kafayı takmıştım sanırsam.
GIST 2023 süreci ve oyunun çıkışı
Elbette Atarita ekibi olarak Gaming İstanbul 2023 çerçevesinde Furkan Bey ile bir kez daha sohbet etme şansımız olmuştu. Oyunu deneyimlemeyen ekip arkadaşlarımız da orada test etmiş ve gerçekten sevmişlerdi. Demek ki sorun bende değil dedim, bu oyun harika çıkacak gibi görünüyordu!
Nitekim 6 Kasım’da Erken Erişime çıkan Survivors Of The Dawn, kelimenin tam anlamıyla çok iyi bir oyun olmuş durumda. Test aşamalarından alınan geri dönüşler ile birlikte oyundaki en ufak hataları bile gidermişler. Ayrıca daha akıcı ve daha sağlıklı bir optimizasyon ile biz oyuncuların karşısına sunmuşlar diyebilirim. Yaklaşık 10 saatin sonunda kendimi bu heyecan silsilesinin içerisinde yetinememiş gibi hissettim. Sanki size global bütçeli bir AAA oyunu anlatıyorum öyle değil mi? İnanın bana çoğu oyundan daha zevkli bir konumda Survivors Of The Dawn.
Şu an için oynanabilir iki karakterimiz var. Birisi Blondie, diğeri ise Goliath. Karakterlerin kendine özgü kabiliyetlerinin yanı sıra, kullandıkları silahlar da farklılık gösteriyor. Blondie, ShellShock isimli pompalı bir tüfek kullanırken diğer karakterimiz ise MachineGun isminde ağır taramalı bir tüfeğe sahip. Bu silahların mermi kapasitesi, atış hızı veya düşmanı geri itme gibi özellikleri ise farklılık gösteriyor.
Aynı zamanda oyun içerisinde 2 harita ve üç farklı zorluk seçeneği var. Kolay, orta ve zor. Ancak oyuna alışma sürecinde ben size kolay seçeneğinde oynamanızı tavsiye ediyorum. Çünkü ardı arkası kesilmeyen düşmanlarla başa çıkmak biraz alıştırma istiyor. Bu yüzden harita seçimi yaparken kolay modda başlamanız sizin için daha iyi olacaktır. Aynı zamanda oyuna alışmanız için de bu önemli bir seçenek diyebilirim.
Survivors Of The Dawn’ı diğerlerinden ayıran özellikler
Bir, çok daha eğlenceli olması! İki, harita içerisinde biz oyunculara verilen mini görevler. Haritanın, yani oynadığınız bölgenin içerisinde farklı mini görevler bulunuyor. Belirli bir alanda şu kadar düşman öldür veya yine belirli bir alandaki parçayı kırmaya çalış gibi. Bu görevler sonucunda karakterimizi geliştirebileceğimiz bazı yetenekler veya kullanabileceğimiz envaiçeşit eşya sahibi oluyoruz. İşin güzel tarafı ise, bu görevler haritanın sadece belirli bölgelerinde yok. Rastgele bir şekilde karşınıza çıkıyor ve sizi o an kötü bir durumdan kurtarmaya yetebiliyor. Örneğin etrafınızın fazlaca çevrildiği ve artık öleceğinizi anladığınız bir anda karşınıza çıkan hareket hızı geliştirme yeteneği, karakterimizi oradan hızlıca kaçırmamıza ön ayak oluyor. Bu tür ufak ancak oyuncuyu düşünen hareketler benim çok hoşuma gidiyor diyebilirim.
Elbette oyuna girmeden önce karşımıza çıkan şu durak-durak yıldız haritasından da biraz değinmek istiyorum. En büyük boss’a ulaşabilmek adına bazı katmanlardan geçmeniz gerekiyor. Bu katmanları ise tamamen siz belirliyorsunuz. İster sadece düşmanlara odaklanarak daha hızlı bir şekilde en tepeye çıkabilir, isterseniz biraz daha zorlu yolları seçerek ama karakterinizi de geliştirerek ilerlemeyi tercih edebilirsiniz. Düşman yazan duraklarda genellikle her bölüm farklı bir düşman çeşitliliği ile karşılaşıyoruz.
Hazine yazan duraklarda da yine düşmanlar var ancak etrafta bulunan kaynaklar size daha çok para veya xp verebiliyor. Bilinmeyen duraklarda ise şansınıza ne çıkarsa artık. Bazen boss, bazen iyi bir geliştirme bazen ise sadece düşmanlar olabiliyor. Veya daha fazla yan görevin olduğu bir haritaya da düşebiliyorsunuz. İşte bu bahsettiğim “durak” oynanışı sayesinde de önünüzde sizi neyin beklediğini daha çok merak ederek iki elle sarılıyorsunuz oyuna.
Erken Erişimden ne zaman çıkar?
Bunu henüz bilemiyoruz ancak bu süreçte kullanıcı geri bildirimleri ile oyuna daha fazla şey ekleyeceklerini söyleyebiliriz. Yeni haritalar, oynanabilir karakterler ve silahların yanı sıra, karakteri geliştirebileceğimiz farklı yetenekler de oyuna eklenecek. Şu an için Erken Erişim sürecinde olmasına rağmen Steam üzerinde çok olumlu bir geri dönüşe sahip olduğunu da belirtmek isterim.
Açıkçası ben oyunu çok fazla sevdim. Zaten beklediğim ve tam anlamıyla başına oturduğumdan beri beklentimin karşılığını fazlasıyla aldığım bir yapım olmayı başardı. Muhtemelen canım her sıkıldıkça girip 1-2 tur oynayacağım bir oyun haline geldi. Normalde Bir oyunu bitirdikten veya incelemesini yazdıktan sonra vaktim olmadıkça çok dönüp bakamıyorum ancak Survivors Of The Dawn sadece bilgisayarda değil, mobil tarafta da oynanabilir bir yapıma benziyor. Şayet elinizde bir Bluetooth kontrolcü varsa, kendinizi “Steam Link” aracılığı ile bilgisayardan telefona bağlayıp salonda, mutfakta veya ev içerisinde dilediğiniz her yerde rahatça bu oyunu oynayabilirsiniz. Aynı zamanda Steam Deck uyumluluğu konusunda da iyi bir optimizasyona sahip olduğunu düşünüyorum.
Sadece, bazı kullanıcıların yaşadığı şu optimizasyon sorunu hakkında pek fazla yorum yapamayacağım. Özellikle kalabalık düşman grupları içerisinde FPS düşüşlerinin olması şu aşamada gayet normal. Bunun için kötü yorum yapan veya oyunu beğenmeyenleri de pek anlayamıyorum açıkçası. Bu tür sorunlar elbette olacak, koskoca firmalar oynanamayan oyunlar çıkartıyorlar öyle değil mi? Açıkçası ben ufak tefek hatalar dışında pek bir sıkıntıya rastlamadım. Ki, oyun çıktığından beridir yaklaşık 3-4 farklı güncelleme aldı bile. Her seferinde farklı bir sorun gideriliyor ve oyuncuların bir dediği iki edilmiyor diyebiliriz. Umarız bu incelemeden sonra sizde oyuna bir göz atmak isterseniz.
