Vay arkadaş ya. 2023 yılı içerisinde çıkacak en çok merak ettiğim oyunlardan birisi olan The Day Before resmen dibi görmüş durumda. İlk tanıtıldığı günden bu yana gram gelişmeyen ve hatta geriye doğru dönen yapım, resmen dalga konusu gibi karşımıza çıktı. Tüm fiyaskolar bitti, ben bu incelemeyi yazarken oyun satıştan kaldırıldı ve şirket resmi olarak kapanma kararı aldı. Hayat ne kadar garip gerçekten…
Bir batış hikayesi
2021 yılının başlarında duyurulan The Day Before, oyuncuların ağzını açık bırakan görselliği ile resmen “ben geliyorum!” diyen bir oyuna benziyordu. Issız sokaklarda hayatta kalma savaşı bir yana, DayZ alternatifi olabilecek bir potansiyelde göründüğünü söylesek yalan olmaz herhalde. Gelgelelim yaşanan anlamsız sorunlar ve ertelemelerden sonra oyuncular olarak bu oyunun adeta bir başarısızlık hikayesine dönüşmesini seyrettik ancak inanmak istemedik. En azından ben üç maymunu oynamak istemiştim kendimce. Çünkü bu oyunun harika olmasını istiyordum içten içe.
2023’ün başlarında oyunun isim haklarıyla ilgili yaşanan durumları hepiniz duymuşsunuzdur. Önce oyunun çıkışı ertelenmiş, daha sonra yayıncı tarafın iletişimi kestiği iddia edilmişti. Hemen ardından ise oyunun Steam sayfası kapatılmıştı. Hal böyle olunca gerçekçiliğini kaybeden The Day Before, oyuncuların gözünde adeta “scam” bir masala dönüştü diyebiliriz. Çünkü yaşanan bu telif davaları sonrasında ne mantıklı bir açıklama geliyordu ne de oyunun gidişatı hakkında temin edici sözler söyleniyordu. Adeta ‘yürü ya kulum’ deyimini benimseyen geliştirici ekip ise “hayır biz buradayız ve oyunu geliştirmeye devam ediyoruz!” şeklinde açıklamalar yapıyordu. İnandık mı? YİNE EVET, BEN İNANDIM.
Gelgelelim çıkış sürecine. Öncelikle benim gibi video oyun basınında çalışan dostlarımın bildiği üzere, oyunların erişimleri bizlere herkesten daha önce verilir. Çünkü çıkışından önce yeterli incelemeye ve yoruma ihtiyaç duyulur. Ancak The Day Before’un arkasındaki ekip bizlere oyunun kodunu ulaştırmış olsa bile erişim seçeneğini oyunun çıkış tarihiyle aynı tutmuşlardı. Yani bu kodu ulaştırmalarının aslında hiçbir mantığı yoktu diyebiliriz. Yine de bir ümit çıkış tarihin bekledim ve oyunu indirdiğimde yaşadığım hayal kırıklığını görmenizi gerçekten çok isterdim. Belki 2023’ün en kötü oyunu değil ama gerçekten çok kötü.
Sizlere bu incelemeyi hazırlarken gelen son bir haberle birlikte geliştirici şirket FNTASTIC’in kapanacağını öğrenmiş bulunuyorum. Yayınladıkları açıklamaya bakacak olursak henüz 5 gün önce çıkmış bir oyunun finansal istekleri karşılamamasından yakınmışlar. Hani güncelleme getiririz, oyunumuzun arkasındayız, bize güvenin veya toparlayacağız gibi söylemler yapmaktan çok, şirketi kapatmayı ve oyunu satıştan kaldırmayı daha doğru bulmuşlar. Çok güzel yabancı bir söz vardır; beceriksiz işçi suçu aletlerine atarmış.
Peki The Day Before neden bu kadar kötü?
Aslında cevabı çok basit dostlar, sıkıcı ve basit. Sanki bir mobil oyun oynuyormuş gibi düşünün. Ayrıca The Day Before’un fiyatının 19 dolar olduğunu da aklınızda tutun. Vuruş hissiyatı berbat, oyun işleyişi sıkıcı, yapılacak şeyler çok ama çok az. MMO demeye bin şahit ister. Kısacası baştan savma bir oyun var karşımızda. Ne paranızı hak ediyor ne de zamanınızı.
Oyuna girer girmez karşıma çıkan karakter oluşturma ekranında bile anladım ne kadar basit bir sisteme dayandığını. Detaylar gerçekten çok az ve oyundaki her karakter neredeyse birbirine benziyor. Özelleştirme seçenekleri yok gibi bir şey. Sizin gibi giyinmiş ve görünen onlarca kişinin etrafta koştuğunu düşünün. Uzaktan bakınca zombi mi yoksa insan mı anlamak mümkün değil mesela. Yani daha oyunun başlangıcında bile bir falso olduğunu çok rahat anladım. Neyse Geralt’ımı yapıp başlayayım dedim maceraya.
Woodberry isminde bir topluluk içerisinde başlıyoruz oyuna. Burada insanlar kendilerine güvenli bir alan kurmuş ve içeride barışçıl bir şekilde yaşıyor. Burada alışveriş yapabiliyor, depo tutabiliyor veya yeme-içme gibi oyunun en gereksiz aktivitelerine katılabiliyorsunuz. Kısacası neredeyse her MMO oyununda olduğu gibi ortak ve PvP’ye kapalı bir lobi gibi düşünebilirsiniz burayı. Hem gerçek oyuncular, hem de görevler alabileceğiniz NPC’ler ile güle oynaya yaşıyorsunuz.
Dışarısı ise çok daha farklı. Kocaman ve kasvetli bir şehrin kaosa sürüklendiğini görebiliyorsunuz. Açıkçası oyunun en iyi tarafı sadece atmosferi. En azından birazı yani. Şehir içerisine girdiğiniz zaman en kötü kıyamet sonrası havayı soluma şansınız var. Ama hepsi bu kadar yani. 10 dakika sonra bundan da sıkılıyorsunuz. Neyse, gelelim konuya; Woodberry içerisinde giriş işlemlerinizi tamamladıktan sonra size verilen GPS tablet ile birlikte hem görevleri hem de haritayı kontrol edebiliyorsunuz. Haritası bana göre orta büyüklükte. Ne aman aman büyük ne de iki adımlık yol.
Bu tablet içerisinden aldığınız görevlerin neredeyse tamamı erzak veya eşya toplamak ile alakalı. Yani Woodberry içerisinde tüm teçhizatınızı hazırlayıp dışarı çıkıyor, burada istenen eşyayı topluyor ve ölmeden geri dönmeye çalışıyorsunuz. The Day Before’un tüm amacı bu. Başka hiçbir şey yok. Gerçekten yalan söylemiyorum. Tek yapabildiğiniz şey buydu. Yani bizlere tanıtım fragmanlarında gösterilen ve yapılan açıklamalarda söylenen hiçbir içerik oyunda yer almıyor.
Optimizasyon ise berbat
Woodberry dışında yer alan herhangi bir kaplamanın tam anlamıyla yapılmadığını düşünüyorum. Görece iyi bir sisteme sahibim ve günümüz oyunlarını rahat bir şekilde oynayabiliyorum ancak The Day Before bana resmen ter döktürdü. Bu kadar kötü bir optimizasyona sahip olmayı nasıl başarmış anlamıyorum. Hani 1 senede geliştirdik deseler anlardım da 3 seneyi aşkın bir süreç var ortada. İlk başlarda, özellikle Woodberry içerisindeyken optimizasyon konusunda pek sıkıntı çekmemiştim. Hatta ilk görevimi yapmaya şehir içerisine çıktığımda da “helal be fena yapmamışlar!” dedim kendi kendime. Ama üst üste getirdikleri ilk gün yamalarıyla birlikte oyunu resmen daha kötü bir hale soktular. Şaka yapmıyorum, 90 FPS aldığım oyunda 2 farklı güncelleme sonrası 40 FPS almaya başladım. Bu kadar beceriksizlik olmaz diye düşünüyorum.
The Day Before’un ana amacı zaten tek ve sıkıcıyken bir de şehir içerisinde başınıza gelebilecek saçma ve gülünç olaylar ile karşılaşmanız çok olası. Örneğin zombilerin ayda yılda bir karşınıza çıkması gibi. Koskoca şehirde saatlerce gezip 10 farklı gerçek oyuncuyla karşılaşabiliyorsunuz ancak 3’ten fazla zombi ile karşılaşamıyorsunuz. Güya hayatta kalma-zombi oyunu falan filan. Yani amaç ve teknik açıdan zaten sıkıntılısın, bari bizlere elle tutulur bir yanını ver öyle değil mi? Zombilerin içerisinde de mermi düşüyor (!) bu arada haberiniz olsun. Şayet oynamak isteyen varsa ve mermi sıkıntısı yaşıyorsa güzel bir ipucu olacaktır.
Battle Royale mantığını bizlere “hayatta kalma” diye yutturdular
Şimdi, aldığınız göreve göre şehir içerisine girerek o istenen eşyayı toplamanız ve sağ salim geri dönmeniz gerekiyor değil mi? İşte mantıken kulağa hayatta kalma şeması gelse bile aslen öyle değil. Gözlemlerime göre oyun aslında sanki bir Battle Royale gibi tasarlanmış. Çünkü Woodberry lobisinden dışarı çıktığınız zaman 24 veya 32 kişilik haritalara girdiğinizi hissediyorsunuz. Etrafta gördüğünüz araçlar veya kutuları lootlamaktan başka bir amacınız yok. Yani sanki haritaya düşmüş ve hayatta kalmak için silah arıyormuşsunuz gibi düşünebilirsiniz.
MMO olmaması bir yana, ne sunduğunu da bilmiyor oyun maalesef. Looter-shooter mantığında ilerliyor ancak açlık ve susuzluk gibi bir kere bile dönüp bakmayacağınız mekanikleri var. Karakterim ne susadı ne de acıktı. E niye var o zaman bunlar arkadaşlar? Çok saçma değil mi gerçekten? Zaten görevlerin hepsi birbiri ile aynıyken bari oyuna efektif ve heyecanlı bir içerik koysaydınız. Woodberry içerisinden ulaşabildiğiniz bir “kamp alanı” tahsis ediliyor size. Burada kendi yerleşkenizi kurabiliyorsunuz. İnşa moduna geçerek yatak, dolap veya masa gibi mobilyaları dizebiliyorsunuz vs. vs.
O kadar boş ki, 2 dolap ve 2 masa falan var mağazasında. Bir de bunlar için oyunda kazandığınız paraları kullanmanız gerekiyor. En dandik tabancayı satın almak 500 Woodcoin, 1 adet masa almak 350 Woodcoin. Şimdi ben gidip paramı neden hiç uğrayıp da görmeyeceğim bir mobilyaya harcayayım ki? Yani dediğim gibi, oyun amaçsız ve başıboş. Ne MMO ne de hayatta kalma türüne giriyor. Öyle düz bir Looter-shooter hayal edebilirsiniz. 2-3 saat oynadıktan sonra da bir daha yüzüne bakmak istemiyorsunuz. Ben inceleyeceğim diye tam 8 saat dayanmışım…
Son sözlerim
Görüşürüz FNTASTIC, görüşürüz The Day Before. Gösterdiğiniz videolar ile alakası olmayan bir oyun sundunuz önümüze. Sadece 5 gün oldu hem oyunu satıştan kaldırdınız hem de şirketi kapattınız. 3 seneden fazladır geliştirdiğiniz oyunda eğlenceye dair bir iz yok maalesef. Herhangi bir çalışanınızın şu saçmalığa nasıl katlandığını anlamış değilim açıkçası.
Bu oyunu sakın almayın gibi bir cümle kurmama bile gerek kalmadı. Oyunu zaten artık satın alamıyorsunuz. Güya Erken Erişim arifesindeydi ve güncellemeler ile oyuna farklı içerikler getireceğiz diyorlardı ama hepsi hikaye zaten geçtik bunları. Yine de asla oynamayacağınız bir oyunun incelemesini buraya kadar okuduğunuz için size çok teşekkür ederim sevgili Ataritalı dostlarım. Kendinize iyi bakın.
