Two Point Museum İnceleme

Two Point Museum’ın PC inceleme kopyası, SEGA tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.

Selam! Bugün sizleri 90’lar ve 2000’lerin başına götürüyorum. O dönemler popüler olan işletme yönetimi simülasyonlarını günümüzde yaşatmaya devam eden Two Point serisinin yeni oyunuyla karşınızdayım. 1997’de çıkan Theme Hospital’ın ruhunu devam ettiren geliştiricilerin yaptığı bu serisini mutlaka duymuşsunuzdur. Önce Hospital, sonra Campus ve şimdi de Museum ile markayı genişletmeye devam ediyorlar. Bakalım, bu oyun da başarılı bir iş çıkartmış mı?

Yerin dibinden öteki tarafa, oradan da uzaya ulaşan bir yolculuk

Müze yöneticiliğini düşünmüş müydünüz? Bence artık düşünmelisiniz! Two Point serisi, çizgi film tarzı görünümü ve mizahıyla ben dahil birçoğumuzun gönlünde taht kurmuştu. Önce hastane, sonra üniversite işlettik. Şimdi de sıra müzeye geldi! İyi ki de gelmiş. Karmaşık olmayan arayüzü, basit mekanikleri ve adım adım derinleşen yapısıyla bizlere yeniden keyifli bir yönetim simülasyonu sunuyorlar. Tabii, bu seri önceki oyunları oynama zorunluluğu sunan bir yapım değil. O yüzden size bu incelemede oyunu ilk kez bir Two Point oyununu oynayan birisinin de anlayacağı şekilde anlatmaya çalışacağım.

Müze yöneticiliği deneyiminizi dilerseniz serbest modda, dilerseniz de hikâye moduyla gerçekleştirebilirsiniz. Hikâye modu, oyunun özelliklerini yavaş yavaş açarak bizleri bir dolu bilgiyle bıkmadan keyifli saatler vadeden bir oynanış şekli. Serbest mod ise tahmin edebileceğiniz üzere tüm özelliklerin çoktan açıldığı, yalnızca arazi seçip belirlediğiniz özelliklerle kendinizi sınadığınız bir oynanış şekli.

Serbest mod bana biraz temel becerileri olmayan bebeği alışveriş merkezinin ortasına öylece bırakıverme gibi hissettirdiği için bu tarz oyunlarda mutlaka önceliği hikâye moduna veririm. Tabii ki de nasıl deneyimleyeceğiniz size kalmış. Belli başlı ek ögeler ve geçici sergi mücadelesi için ek paket olarak satılan kaşif sürümüne de bakabilirsiniz. Bize temel oyun gönderildiği için kaşif sürümüyle ilgili detaylıca bir bilgiye sahip değilim. Siz ne kadar biliyorsanız ben de o kadar biliyorum.

Hikâye modu, bizi arkeolojiyle tanıştırarak müze yönetim sistemini yavaş yavaş anlatan bir açılış yapıyor. Bir müzede olması gereken temel şeyler nedir? Müşterilerin beklentileri ne olabilir? Peki ya çalışanların? İnsanları ilgilendiren tüm işlerde olduğu gibi bu oyunda da en önemli olan şey başkaları adına düşünerek hareket edebilmek. Fakat dediğim gibi, eğer oyunun tavsiyelerini dinleyip hikâye moduyla başlarsanız bu durum asla sizi yoracak düzeyde olmayacaktır.

Benim gibi strateji ya da simülasyon tarzı oyunları sevip vakit bulamamaktan ya da oynayacak kafaya yeterince sahip olamamaktan ötürü yakınan birisiyseniz bu oyun kesinlikle size göre. Two Point serisi genel olarak rahatlıkla oynayabileceğiniz, çok fazla kafanızı yormayacak oyunlara sahiptir. Bir problem olursa bile mutlaka çözümü de oyun tarafından sunuluyor. İncelemenin devamında bunu daha iyi açıklayacağım.

İki hazır sergimiz, tuvalet alanımız ve açılmayı bekleyen bir kutu ile girişimizi yapıyoruz. Oyun temel ihtiyaçların bir kısmını size hazır olarak sunuyor. Geri kalan ihtiyaçları da ideal uzunlukta metinler ve görsel destekle bizlere anlatarak belirtiyor. Diyelim ki oyunda yapılması gereken bir şeyi yapmadınız. Oyunun hangi kısmında olursanız olun mutlaka size bunun hatırlatmasını oyun kendi yapıyor.

Adeta açtıkça açasınızın geldiği kutu cenneti

Aklınızın kutuda kaldığını duyar gibiyim. Nedir bu kutu? Sırası geldiğine göre anlatayım: Müşterilerin müzeyi ziyaret etmesi için onlara sunacak sergilere ihtiyacımız var. Bu sergilerin bakımı, restorasyonu, kalitesi ve güvenliği gibi birçok etkenden sorumluyuz. Müzelerimizin yıldızını yükseltmek ve Kültür Bakanlığı’nın gözüne girebilmek için hademe, asistan, güvenlik ve uzmana ihtiyacımız var. Her bir görevin müze içinde ve dışında önemli görevleri bulunuyor.

Hademeler müzenin hijyeninden, asistan müze içindeki satış durumlarından, güvenlik bağış ve sergi korumasından, uzmanlarsa arazi içi ve dışında sergilerden sorumlular. Şimdi böyle dedim diye görevlerinin bunlarla sınırlı olduğunu düşünmeyin. Uzmanlar kadar diğer görevlilerin de arazi dışında bir hayli sorumluluğu olabiliyor. Nasıl mı? Hemen bakalım:

Her görevli toplam 5 tane yetenek elde edebiliyor. Bunlar iki şekilde ayrılıyor: Göreve özel ve arazi içi-dışı yetenekler. Bu kutucukların ilki hariç diğerleri zamanla, görevli seviye atladıkça açılıyor. Bazı yetenekler bazı görevlilerde yalnızca gözükürken aynı durum arazi içi-dışı yeteneklerde de olabiliyor. Atıyorum, asistanın bilet gişesindeki ya da keşifteki etüt performansını arttırabilirsiniz. Şu an bilmediğiniz bir şeyi anlattığımın farkındayım, ona da hemen şimdi açıklık getireceğim.

Uzmanlar içlerinde 6 şekilde ayrılıyorlar. Hepsi ayrı branşta ve farklı maceralarda görevlendirilebilirken diğer görevlilerde böyle bir şey söz konusu değil. Helikopterimizle sergimizi geliştirmek ve çeşitlendirmek için keşiflere çıkıyoruz. Toplam 5 farklı harita, harita başına da birçok mekan ve seyahat imkanı sunuluyor. Bu keşiflerin her birinin gereksinimleri farklı. Kimisinin yalnızca uzman, kimisinin yalnızca hademe, kimisinin uzman ve güvenlik gibi değişkenlik gösteren istekleri bulunmakta.

Oyun zorlayan bir yapıya sahip değil fakat tabii ki de belli gelişimleri bize sunmak zorunda ki bir şeyi başardığımızda keyif alabilelim. O nedenle bu keşif mekaniklerinde de zorlaştırıcı durumlar bulunmakta. Bazı yerlere gitmesi gereken görevlinin yeteneği, o yerin açılması için müzede yerine getirilmesi gereken şartlar gibi engeller bulunuyor. Mevsim, görevlinin seviyesi ve ona eşlik edecek eşyaya göre keşfin zorluğu değişkenlik gösterebiliyor. Eğer şartları yerine getiremezseniz ve şansınız da yaver gitmezse görevliniz sakatlanabilir ya da hastalanabilir. Ya da sadece ayarladığınız görevin uzunluğu biraz daha artar. Bu da görevlinizin moralinin bozulacağını gösterir. Fakat çözümü olmayan bir şey mi? Asla değil! Ayrıca tüm dökülen kan ve ter o kutu açılımına değiyor. Belli keşif alanlarında belli ürünler çıkıyor. Keşif sonunda müzemize ürün kutu içinde gelse de bilinmezlik en fazla serginin kalitesiyle sınırlı kalıyor diyebilirim.

Müze için müşteri memnuniyeti önemli olduğu kadar çalışan memnuniyeti de şart

Görevlilerin dinlenme odasını kurarken içine bir tane iyileşme makinesi yerleştirmeniz gerekiyor. Yaralı görevlimiz oraya gidecek ve bir süre içinde zaman geçirdikten sonra bomba gibi olacaktır! Aman diyeyim, gerçekten bomba gibi çıkabilir. Görevlilerin moralini iyi tutmak müşterilerinkini tutmak kadar önemli. Maaş kontrolü, dinlenme alanlarının yakınlığı ve içindeki ürünler gibi birçok unsur buna etken. Zaten bir modelin üstüne tıkladığınızda sağda açılan bilgilendirme kutucuğunda her şey basit ve anlaşılır bir dille açıklanıyor. Birazcık kurcalamanız yeterli olacaktır.

Fakat hastalığın çözümü bu kadar kolay değil. Dersem inanmayın, o da gayet kolay. Çivi çiviyi söker mantığını hiç duymuş muydunuz? Bu durum da birazcık öyle bir şey. Keşifte olan şey için keşfe çıkmak gerekiyor. Şifalı sular her derde deva, benden söylemesi!

Hikâye modu bu 6 tarz sergiyle biraz biraz içli dışlı olacağımız şekilde bir oraya, bir buraya yaptırdığı için spesifik olarak tarzlardan birisini çok da keyifli bulmadıysanız bile size itici geleceğini düşünmüyorum. Arkeolojiyle başlayan yolculuğumuz paranormal işler ve su altına ilerliyor, botaniğe evriliyor, bilime yol almışken uzayla noktayı koyuyoruz. Hikâye modu mecburen çizgisel bir gidişat izlediği için tamamen özgür bir oynanış vadettiğini söyleyemem. Eğer oyunun temelini oturttuğunuzu düşünüyorsanız, yaklaşık botaniğin bitişiyle birlikte, geri kalanını dilerseniz serbest oynanışta da tecrübe edebilirsiniz.

Bu 6 tarzın muazzam bir fark oluşturduğunu söyleyemem, neticede müze işlettiğimiz için belli bir yerde temel durum aynı. Fakat kendi içinde değişiklikler var. Tabii ki de o kadar şeyi anlatıp müze kısmını anlatmayacağım sanmayın. Biraz da asıl kısımları konuşalım, ne dersiniz?

Müzenin olmazsa olmazı: Gişe ve sergi. Geri kalanı ihtiyaçlarla birlikte tuvalet, personel odası, atölye, kamera odası gibi çeşitleniyor. Temelde serginin türü asıl önemli olan şey. Buna göre uzman işe alıyor, çevresini türe uygun dekore ediyor, ziyaretçileri kültürlendirmek için bilgi panoları asıyoruz. Müzenin puanı için önemli olan şeylerin temelinde sükse geliyor. Müşterilerin gelmesini sağlamak için sergiyi doğru pazarlamamız şart. Güzel bakmalı, güzel donatmalı, yani özetle reklamını iyi yapmalıyız.

Çeşitlilik bol ama karmaşa yok, basit oynanışı ve kolay anlaşılırlığıyla oldukça oyuncu dostu

Genelde bir sergiyi olduğu türe uygun dekorlarla donatmak süksesini yükseltmek için yeterli olacaktır. Fakat bazılarında başka gereksinimler olabiliyor. Bunun için serginin detaylarını okumak önemli. Bazı sergilerde avantajlar bölümü oluyor. Ziyaretçiler ya da çalışanlarla ilgili artı getirecek bir özellik ekleyebiliyoruz. Bu avantajlar aydınlanmak için ilerlediğimiz yolda bizlere sunuluyor. Böyle dediğimde anlamamış olabilirsiniz. Birazdan açıklayacağım.

Eğer sergilediğimiz şeyin özel durumu varsa onları karşılamak sükseden çok daha önem arz edebiliyor. Buz içerisindeki serginin yanına soğutucu koymamız, ruhun odasını dönemine uygun ve eğlenmesini sağlayacak şekilde dekore etmemiz, balığın türüne göre akvaryumuna yem ve su ısıtıcısı koymamız, bitkiler için nem kaynağı oluşturmamız gibi. Bunların hepsinde uzmanların önemi büyük. Devamlı uzmanlar tarafından kontrol edilmeliler ve ihtiyaçları giderilmeli.

Oyun bunları kendi başına yeterince hallediyor. Zaten yetersiz gelirlerse daha fazla o görevden birisini işe almamız için uyarılıyoruz. Bana kalırsa buna gerek kalmadan görevlilerin iş dağılımını oturtarak işe almanız ve yönlendirmeniz daha doğru olacaktır. İsterseniz çalışanların görevlerini arttırma ve sınırlandırma imkanınız da bulunuyor. Ben o kısma hiç girişmeden de yeteneklerine dikkat ederek bu durumu eşitledim. Yalnız hademelerde ve asistanlarda belki o özelliği kullanabilirsiniz çünkü yeni arazi açıp alan iyice genişledikçe bir oraya, bir buraya görevlilerin yetişmesi zor olabiliyor. Tabii, bazen yeni çalışan almaktan başka şansınız da kalmıyor.

Oyunun genel olarak sizi kolay kolay zarara sokan bir yapısı olduğunu düşünmüyorum. Tabii ki de büyük bir alım gerçekleştirirseniz faturada kâr az çıkabilir ama para sıkıntısına kolay kolay sokan bir yapısı kesinlikle bulunmuyor. Oyunda sponsorluk sistemi bile bulunduğu için zarara girmenin oldukça zor olduğunu düşünüyorum. Zaten belli bir sistemi oturttuktan sonra iş daha çok aynı şeyi farklı türdeki şeylerle yapmaya ve keşifle uğraşa dönüyor.

Eğer oyunla ilgili anlamlandıramadığınız bir şey varsa mutlaka onun sırası henüz gelmemiştir de o yüzden anlamıyorsunuzdur. Mesela, örnek vereyim: Sükse için bilginin de önemli olduğunu düşündüğümden bilgi panoları yerleştiriyordum fakat bir türlü dekordaki gibi bilgi kısmı artış göstermiyordu. Fazla fazla bilgi panosu donattıktan sonra da bunun değişmediğini fark ettim. Bu esnada gelen ziyaretçilerin bilgilendiğine dair geri dönüt de alıyordum, yani mekanik aslında çalışıyordu. Buradan “Demek bir iki tane bilgi panosu koymak yetiyor. Geri kalanı için geliştirmeyi beklemem lazım.” çıkarımını yaptım. Gerçekten de öyleymiş.

Keşiflerde bazı üründen birden fazla çıktığı oluyor. Bazen kaliteleri de fark edebiliyor. Ben imkan oldukça keşif süresini en yüksek tutmaya çalışıyorum ki yüksek etüt puanı sebebiyle gelecek ürün en kaliteli şekilde gelsin. Böylece süksesi de yüksek olur ve müzenin puanı artar. Aynı ürün geldiğinde ve sergilenenden daha iyi kalitede değilse o ürünü parçalayarak tür üzerinden araştırmaya gidebiliyoruz. Böylece daha çok bilgi öğreniyoruz ve panomuza katkısı oluyor. Bununla kalmıyor, her bir araştırmamız aydınlanma yolunda ilerlememizi sağlıyor. Yukarılarda söylediğim gibi avantajları da bunlarla birlikte kazanıyoruz. İlerledikçe yeni ögeler keşfediyor, o tür özelinde Kudosh’un bile uzanamayacağı yerlere uzanıyoruz.

Bina tasarımınızla detaylıca uğraşmak tamamen kişiye kalmış. İki şekildeki oyuncuya da kucak açar yapıda

Panolardan bahsetmişken genel tasarımdan da bahsedebiliriz diye düşünüyorum. Oyun genel olarak bu dekorasyonlar harici sizi zorla belli bir tasarım yapmaya itmiyor fakat tabii ki de dilerseniz her bir alanı dilediğiniz renklerle döşeyebilirsiniz. Binayı sil baştan tamamen komple yapabiliyorsunuz. Oyun içinde istediğiniz herhangi bir an oyunu dondurup sil baştan binayı oluşturabilirsiniz. Renk körü modu olmamasından kaynaklı bunun özellikle altını çizmek istedim çünkü sorun yaşama olasılığınız mümkün.

Belli başlı ögelerin rengini değiştirerek kişiselleştirebiliyorsunuz. Bu hikâye modu için de geçerli. Ben kendi dağınık oluşumumda rahat edemeyince öyle yaptım. Ki yine de çok verimli bir yerleşim yapabildiğimi düşünmüyorum, eminim ki siz çok daha güzellerini yaparsınız. Personel kapısı, ziyaretçilere yön yönlendirmesi gibi birçok kullanışlı öge bulunmakta. Ve bazıları sadece görsel olarak değil, oyun içinde de önem arz ediyor. Çöp kovaları gibi.

Faturalarımız aylık döngüde elimize geliyor. Bunun harici ünlü, Bakanlık ve okul seyahati gibi birçok farklı durum da süreye bağlı olarak gerçekleşiyor. Süre oyunda oldukça önemli, bu yüzden oyunun hızından da bahsetmekte fayda var. Oyunun üç hızı bulunmakta. Ben genelde en hızlının bir altı da ya en hızlıda oynamayı tercih ettim. Oyunun akışının takip edilemez bir boyuta getirdiğini düşünmüyorum. Hatta öyle ki normal hıza aldığımda oyunun akmadığını hissettim. O yüzden buna normal hızı demek de doğru olmayacaktır diye düşünüyorum. Fakat tabii ki de bazen oyunu durdurmakta fayda var.

Hız değişimlerinde oyunun devamlı açık olan özel radyosunun etkilenmemesi güzel bir şey. Böylece oyun akışımızı problem etmeden rahatlıkla Two Point’in mizahsal anlatımını takip edebiliyoruz. Bu tarz oyunlarda normalde arkadan müzik ya da podcast açmayı tercih eden birisi olarak Two Point oyunlarında kesinlikle gerek duymuyorum. Görselliği, animasyonları ve anlatımıyla; kısaca, her hâliyle mizahını oyuncuya oldukça güzel geçiren yapısına bayılıyorum.

Gotik müşterilerimizden hayalet dostlarımıza uzanan maceramızın anısı: çıkartma kitabımız

Dekorasyondan ve mizahtan bahsetmişken çıkartma kitabımıza da değinmezsek olmaz. Farklı türdeki hayaletlerimizi ağırladık, farklı su tiplerindeki balıklarımıza da akvaryumlarımızı yaptık. Ee, bu kadarcık mı? Tabii ki de değil! Her bir yaptığımız önemli iş, çıkartma kitapçığımıza özenle işleniyor. Normal çıkartmalar, parlak çıkartmalar… Sergimizdeki her bir emeğimiz elimizin altında yer alıyor. Eğer kitaptaki şartları yerine getirebilirsek belli miktarda Kudosh parası kazanma gibi özelliklerle ödüllendiriliyoruz. Kudosh parasını dekorasyonda daha çok ürün açmak için kullanıyoruz. Oda özelinde, bina genelinde… Aklınıza ne gelirse kilitli gözüken her şeyi Kudosh parası sayesinde ediniyoruz.

Farklı müşteri tipleri, denk geldiğiniz absürt anlar, radyodan dinlediğiniz komik içerikler beraberinde Two Point Museum; saatlerin nasıl geçtiğini anlayamayacağınız bir yapı vadediyor. Herhangi kasma, çökme gibi bir sorun yaşamadan ve uzun yüklenme ekranları olmadan, keyifli bir oynanış sunuyor. Optimizasyonunu gayet başarılı buldum. İsterseniz hikâye modundaki çizgisel yapısı, isterseniz de serbest modundaki açık oynanışıyla sıkılmadan türden türe geçeceğinizi düşünüyorum. Umarım incelemem oyunla ilgili aklınızda bir şeylerin oluşması için yeterli bilgi vermiştir. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Bir sonraki yazıma kadar görüşmek üzere! Siz yeni yazıya, ben de oyuna geçeyim.