Bir zamanlar Polonya’da gerçek bir Witcher okulunun olduğunu ve burada bir Witcher gbi yaşayabileceğinizi, eğitim görebileceğinizi ve hatta kontrata bile çıkabileceğinizi biliyor muydunuz? Ne yazık ki bu okul son zamanlarda tamamen kapanmış olsa da bizzat CD Projekt Red’in de içerisinde olduğu bu etkinliğe katılan Mehmet Efendiler ile görüşme fırsatımız oldu. İçeriğimizin bu kısmından sonra, ilk Türk efsungerlerden birisi olan Mehmet, bizlere gerçek hayatta Witcher olmanın nasıl bir duygu olduğunu ve yaşadığı maceraları anlatacak.
İşte bizzat gerçek hayatta Witcher eğitimi alan Mehmet ile röportajımız
1- Öncelikle Witcher okulu nedir? Buraya başvurmak nereden aklına geldi?
Witcher Okulu, bir LARP (Live Action Role Play) yani canlı rol yapma oyunudur. Geralt’ın maceralarından tam 200 yıl önce, Witcherların Kıta’da sayıca daha fazla olduğu günlerde Kurt (veya hikayenin olduğu noktaya göre Kedi) Okulundaki Witcher eğitiminden geçen Witcher Adept’lerin (oyuncuların unvanı) ve kalede kralı temsilen orada bulunan Temerya özel kuvvetleri olan Blue Stripe’ların yaşadıkları üzerinedir. Oyuncular Witcher Adept veya Blue Stripe olabilirler.
Aslında bu etkinliğe ilk yapılmaya başlandığı yıllarda internette rastlamıştım fakat o zamanlar bunu karşılayacak imkanım yoktu. 2021 sonbaharına geldiğimizde ise tekrardan ve yine tesadüfen karşıma çıktı ve bu sefer bir çılgınlık yapıp bütün hazırlıklarımı tamamladım ve Polonya’nın yolunu tuttum. O kadar hoşuma gitmişti ki Mart 2022’de tekrar katıldım.
2- Orada kaç gün konakladın? Bir gününü kısaca özetleyebilir misin?
Sadece kalede kaldığım süreyi baz alırsak tam olarak üç gece iki gün. Oyun perşembe gecesi başlıyor ve cumartesi gecesi bitiyordu. Pazar günü oyuncular, kahvaltıdan sonra organizatörlerin ayarladığı otobüsle veya kendi imkanlarıyla kaleden ayrılıyordu. Çarşamba gecesi ise şehirde oyuncuların kendi arasında düzenlediği geleneksel bir ön parti vardı ve ben bu partiye katılmak için o günden Polonya’ya varmıştım.
Bir Witcher’ın gününde dört eğitim bulunur ve eğitimler esnasında ve arasında her şeyin gerçekleşmesi mümkündür. Sabah ısınması ve egzersiziyle gün başlar. Bunu içtima ve kahvaltı takip eder. Kahvaltıdan sonra iki eğitim bulunur, eğitim öncesi ve sonrası içtimalarda Usta Witcherlar (NPC) duyurularda bulunur. Witcherlar kendi gruplarına ayrılmıştır ve gruplarına bir Usta Witcher önderlik eder. Blue Stripe oyuncuları için ise komutanları bu görevi üstlenir. Öğlen yemeğinden sonra iki eğitim bulunur. Bu eğitimleri akşam yemeği takip eder. Akşam yemeğinden sonra ise ormana gidilerek zifiri karanlıkta canavar avına çıkılır. Av bitimi sonrası Witcherlar serbesttir ve çoğunlukla handa içerken ve taşkınlık yaparken bulunabilirler ya da herhangi bir yerde çok başka şeyler…
3- Bir Witcher olarak canavar kontratına çıktın mı? Çıktıysan bu zorlu görevi tüm detaylarıyla anlatır mısın?
Elbette! Canavar avlamayan Witcher olur mu? Okulun ötesindeki ormana bir Leshen musallat olmuştu. Avcılık eğitiminde bu Leshen incelendi ve gece öldürülmesi kararı alındı. Grubumuz yedi kişiden oluşan iki av partisine ayrıldı ve ormana dağıldık. Kaçınılmaz olarak bahse girildi: en az Kırlangıç kullanan parti kazanacaktı. Ormana girdikten kısa süre sonra üç Striga ile karşılaştık. Ben dikkatsizlik ettim ve bir Striga arkamdan bana saldırdı. Arkadaşlarım onun icabına baktılar ama iksir kullanmama izin vermediler, ortada bir bahis vardı! Trial’ını geçmiş bir tam teşekküllü bir Witcher olduğum için bu beni savaş dışı bırakmaya yetmezdi, biraz destek alarak yürümeye devam ettim. Bir açıklığa vardığımızda bir Bruxa’nın pususuna düştük. Çok güçlüydü ve zamanında Quen yapamasaydım beni haklıyordu da! Fakat çoğumuz tecrübeli Witcherlardık ve Bruxa’nın bana odaklanmasını fırsat bilen av partim her yönden ona saldırdı. Bu taktiğin işe yaradığını gördük ve iki farklı kişi daha onun dikkatini üstüne çekti. Böylece topluca saldırarak onu öldürdük. Sonra bizi bekleyen Leshen ile karşılaştık. Ateşe karşı zayıf olduğunu biliyorduk fakat küçük bir sorun vardı, çok azımız Igni kullanabiliyordu. Etrafını sardık ve Igni kullanıcılarını koruyarak saldırmaya başladık. Saldırılarımız ateş olmadan fazla etki etmiyordu ve bir şeyler tersti, arkadaşlarımız Igni kullanamadı. Meşale yardımıyla yakmak için kurduğumuz düzenekleri ateşe verebildik ve sersemleyen canavarı hakladık. Leshen’in o gece tam anlamıyla ölmediğini bilmiyorduk çünkü kendini bağladığı bir kurbanı vardı fakat bu sonraki gün benim bizzat parçası olacağım bir yan görevin konusuydu ve kalıntıları orada bırakarak kaleye döndük. Bu arada bana kullandırılmayan Kırlangıç bize bahsi kazandırdı =)
4- Witcher evreninin mutfağından hangi yemekleri deneme fırsatı buldun? Favorin hangisiydi?
Yemekler maalesef Witcher mutfağı olarak düzenlenmemişti. Kahvaltı ve yemekler açık büfeydi fakat herkes düşünülerek hazırlanmıştı. Vegan ile glutensiz opsiyonlar mevcuttu ve açık olmak gerekirse yemekler fantastik dünyadan çok günümüze ait olsalar da enfesti.
5- Gerçek bir kalede kalmak nasıl bir histi?
İnanılmaz bir deneyimdi. Kale içten dışa tamamen bir Witcher kalesine dönüştürülmüştü; lambalar, prizler ve günümüz teknolojisine ait her şey dekorlarla gizlenmişti ve kullanılmıyordu. Geceleri oyun alanlarında elektrik yoktu. Hanı, yemekhaneyi ve kalenin koridorlarını sadece mum ışıkları aydınlatıyordu! Oyuncuların kaldığı odalar oyun dışı bölge sayıldığı için ancak odaya çekildiğinizde günümüze dönebiliyordunuz. Ben, odamı beş diğer oyuncuyla paylaşıyordum fakat satışa sunulur sunulmaz kapışılarak biten, dönem dokusu korunmuş tarihi odalar da mevcuttu. Önceki oyunda tanıştığım bir arkadaşım ikinci gelişimde bu odalardan tutmuştu. Şöminesi, perdeli yatağı ve özel banyosuyla bir kraliyet sarayı odasından farksızdı. Öyle bir odada kalabilmek isterdim.
6- Kısa süreliğine de olsa Witcher evreninde yaşamak nasıl bir duyguydu? Böyle bir dünyada yaşamak ister miydin?
Heyecan doluydu. Duygularınızın ne kadar yükselebileceğini kelimelerle anlatamam size. Gerçekten orada olup yaşamanız gerekir, öyle bir deneyimdi. Kısa bir süreliğine de olsa özel yetenekleri olan bir canavar avcısı olmak, yeni arkadaşlar ve yoldaşlar edinmek, entrikadan entrikaya savrulmak, birbirinden kötü iki seçenek arasında seçim yapmaya zorlanmak ve sonuçlarını asla kestirememek, kısaca Witcher oynayan herkesin karşılaştığı şeyleri bizzat yaşamak muazzam bir heyecandı.
7- Hiç tanıdık bir karakter ile karşılaştın mı?
Karşılaştım! Gaunter O’Dimm’i ilk gördüğümde elim ayağıma dolaştı! Karakterim tabii ki bu tekinsiz adamın kim olduğunu bilmiyordu fakat ben biliyordum ve ondan sürekli uzak durdum. Philippa Eilhart kısa bir süreliğine okulumuzda ziyaretçiydi ve bize etik eğitimi verdi. Tabii kendisinden bekleyeceğiniz bütün kibri sergiliyordu. Kendimi handa ona tanıttığımda henüz Trial of Grasses’dan geçmemiştim o yüzden adımı öğrenmeye gerek duymadığını, Trial’da ölmezsem ancak o zaman tanımaya değer olacağımı söyledi. Lytta Neyd okulumuzun yerleşik sahiresiydi ve eğlenceli bir kadındı. Benim katılmadığım bazı diğer oyunlarda ise ikinci oyundan aşina olacağınız sahire Sabrina Glevissig ve babacan Usta Witcher’ımız Vesemir de varmış.
8- Witcher okulunda yaşadığın en keyifli macera neydi?
En keyifli maceralar oyuncu olarak sizin yarattıklarınız oluyor ve buna hep fırsat oluyor, bu yüreklendirilen bir şey. Gece iki hınzır Witcher büyük ve gizli bir parti düzenliyordu, her türlü sapkınlığın özendirildiği, fisstech’in sınırının olmadığı bir parti. Bu partiye katılacak olan ve kaleye Kedi okulundan gelmiş bir Witcher’ın aslında kurtadam olduğundan ve partide dönüşüp herkesi öldürebileceğinden şüpheleniyordum fakat ortalığı da ayağa kaldıramazdım. Grup arkadaşlarımdan birini kenara çektim ve onunla bu endişemi paylaştım ve böyle bir şey varsa bu partiyi kesinlikle durdurmamız gerektiğini söyledim. Tabii organizatörlerden birinin o olduğunu bilmiyordum. Endişelerime hak verdi ve bana yardım etmeyi kabul etti. Kaleye ziyaretçi olarak gelen sahiri hatırladım, hatta onunla ayaküstü sohbet etmiştim ve bana ay döngüleri üzerine bir çalışması olduğundan bahsetmişti! Onu bulmamızı önerdim ve dağıldık fakat oyunun herhangi bir noktasında birisini bulmak oyunda yapmak zorunda kalacağınız en zor şey. Herkes her yerde olabilir, herkesin kendi emelleri var, kale tamamen karanlık ve siz dahil herkes alkollü. Kalenin içinde ve dışındaki herkesi adeta sorguya çekerek ve oradan oraya savrularak yarım saat sonra sahiri bulabildim ve ona bu gece dolunay olup olmadığını sordum. Olmadığını söyleyerek beni rahatlattı. Sonra Skellige’li grup ustamızla karşılaştım ve ona olanları anlattım. Kahrolası pencereden gökyüzüne bakabileceğimi söyledi 😀
9- Eğitim süreci nasıldı? Gerçek bir Witcher gibi yetişiyormuş hissine kapıldın mı?
Eğitim süreci sıkıydı, özenle hazırlanmıştı ve gerçek bir canavar avcısına dönüşüyormuş gibi hissettiriyordu. Eskrimden simyaya, canavar bilgisinden işaretlere, okçuluktan demirciliğe, etikten hayatta kalmaya birçok başlık altında eğitimler düzenlendi. Bu derslerin ustalarını canlandıran oyuncular dışarıda da bunlarla ilgileniyorlardı; eskrim eğitimlerini Tarihi Avrupa Savaş Sanatları eğitimi veren oyuncular, okçuluğu gerçek okçular, demirciliği gerçek demir ustaları öğretiyordu. Eğer bir kabahat işlerseniz ustalar sizi şınav çekmekle cezalandırıyordu. Tabii herkes kondisyon olarak buna müsait olmadığından yapamayacak olanlara müsamaha vardı.
10- Senin anlatmak istediğin farklı bir maceran var mı?
Ah, gerçekten o kadar çok şeyin içinden neyi seçip de anlatabilirim inan bilmiyorum. Bütün o karanlık atmosferin içinde bizimle ebelemece oynayarak bütün havamızı değiştiren Godling’i mi anlatayım? Yoksa onun lanetini kaldıramadığımız için gözlerimizin önünde kardeşini öldüren Noonwraith’i mi? Belki de gece büyükannesine götürmek için yola çıktığımız kırmızı başlıklı hizmetçiyi nasıl büyükannesi kılığındaki şekil değiştiren kurttan kurtardığımızı? =) Leshen hikayemizin nasıl bittiğini anlatayım. Ustalarımız, Leshen’ın kaledeki bir hizmetçiye bağlandığını keşfetti. Hizmetçinin kaderine karar vermemiz gerekiyordu. Griffin ve Viper Okulu ustaları eşliğinde hizmetçiyi kaleden uzaklaştırdık ve bir köprüye getirdik. Ne yapmalıydık? Hizmetçi ya sürgün edilecekti ya da öldürülecekti. Kendisine seçeneklerini açıkladık ve ağlayarak bütün hayatının, arkadaşlarının ve ailesinin burada olduğunu, ayrılmak istemediğini söyledi. Bizi katil olmakla itham etti. Fakat bir karar verilmeliydi, yoksa Leshen tekrar dirilecekti ve yakındaki köye musallat olacaktı. Hizmetçi sürgün edilirse geri döner miydi? Ölmesi gerekli miydi? Hararetli bir tartışmadan sonra oylama için herkesin köprünün bir tarafında toplanması önerildi ve biz sürgünden yana olanlar bir yana çekildik ve bir Witcher bu fırsattan istifade ederek hizmetçiyi boynundan hançerleyerek öldürdü. Bir Viper’a asla güvenemezsiniz.
An itibarıyla Polonya’da düzenlenen gerçek Witcher okuluna dair röportajımızın sonuna geldik. Sevgili Mehmet’e bizlere katıldığı ve gerçek bir Witcher olmaya dair deneyimlerini aktardığı için tekrardan teşekkür ediyoruz.